1.
Tırmandığınız
Kaya ile Kertenkele Kadar Bütünleşmelisiniz.
Dağcı tırmanmaya başlamadan önce
bizim için sadece bir maceraperesttir. Tırmanırken ona “Bu düpedüz deli”
diyebiliriz. Zirveye ulaştığında ise o hepimiz için sadece bir kahramandır.
Sadece bir kahraman....
Dağcımız malzemesi olmadan, malzeme yardımı ile tırmanmaya
çalışan iki dağcıyı geçer. Böyle inanılmaz başarıyı nasıl mı yaptı. Tek cevapla
motivasyon sayesinde. Zihni ve bedeni hep o anla yalnızca tırmanış anıyla bütünleşti.
Tırmanma dışında ne hayal kurdu ne de zirveye ulaşabilmeyi düşündü. Tırmanmaya
karar verdiğinden itibaren, yalnızca tırmanmayı düşündü. Çünkü hedefe ulaşmak
için motivasyon çok önemlidir.
2.
Çiçekleri
Görüyor Musunuz?
Etrafınıza bir daha göremeyecek gibi
bakınız. Bir daha duyamayacak gibi dinleyiniz. Çünkü o zaman her zaman bakıp ta
göremediğiniz, fark edemediğiniz, duyamadığınız şeyleri, fark edip, görüp,
duyacaksınız. İşte o zaman şükredeceksiniz. Ben nelere sahipmişim diye
şaşıracaksınız. Elinizdekilerin değerini, sahip olduğunuz şeylerin ne kadar
üstün olduğunu bilelim. Çünkü sahip olunan şeylerin değeri kaybedilince
anlaşılır.
İnsan elindekilerin değerini en
basitinden bir çiçeğe, tatlı bir gülümsemeye ve hoş bir masumiyetle bakarak
anlayabilir. O çiçekle tüm sırlar, tüm kelimeler, tüm gerçekler gizlidir.
3 3. Hedef
Titremeyen Bir El İster.
Eğer
büyük bir gayeniz, hedefiniz varsa mekanik zevklerinizi terk edeceksiniz. Öyle
ki bu mekanik zevkler, payenize duyduğunuz büyük aşkı basit bir cilvelenme
seviyesine düşürür. Mekanik zevklerin her davetinde biraz daha biraz daha
sönmüş olarak dönersiniz. İçinizdeki tatlı dile kulaklarınızı tıkayacaksınız.
Gerekirse o tatlı dili çekip koparacaksınız.
Hayatınız
yaşam tarzınız, isteklerinizle özdeştir. Hedef dolu bir şarjör, iyi kavranmış
bir kabza, örselenmiş bir yiv, tutukluk yapmayan bir mekanizma, gezden gözden
arpacıktan bakan bir göz, nihayet titremeyen bir el ister.
4 4. Gücünüzü
Kötü Alışkanlıklarınızı beslemek için Kullanmayın.
Monteigne’e
göre alışkanlıklar öyle gürültü yaparak gelmiyor. Yavaş yavaş sinsi içimize
adımını atar. Başlangıçta kuzu gibi sevimli, alçak gönüllüdür. Ama zamanla
oraya yerleşip kökleşti mi öyle azılı, öyle amansız bir yüz takınır ki
kendisine gözlerimizi bile kaldırmaya izin vermez.
Önemsenmeyen
bir hareket, küçük bir girişim, alışkanlıklara mal olabilir. Olabilecek “Bir
şey olmaz” demek kadar kötü bir başlangıç olamaz. Alışkanlıklar enerjimizi ve
zamanımızı bizimle paylaşırlar. Öyleyse bizim “dost”alışkanlıklara ihtiyacımız
var .
Kötü
alışkanlıklara doğru ilk adım atan birisi kendi düşmanlarını eğitmeye başlamış
demektir.
5. İnsan İçin Çalıştığından
Başkası Yoktur.
Başarmak için gerekli bir çok kuvvete
sahip olabiliriz. Ama bunlara sahip olduğumuz halde çalışmazsak başaramayız.
İnsanın her yaptığı kendinedir. Her insan kendi işini kendi halletmelidir.
Kendine güvenmelidir. Öyle ki başkalarının yaptığı şeyden iş çıkmaz işte Necm Suresi 39. Ayeti
kerimesi:”Ve en leyse kiinsani illa ma sea” insan için çalıştığından başkası
yoktur. Tutunun ve yürüyün.
6 6. Bilgiyi Kaynağına Bakarak Küçümsemeyin.
İnsan
hayatında ki en tehlikeli kısıtlama bilgini kaynağına bakılarak bilgiyi
reddetme tavrıdır. Size aktarılan bilgi hakkında bilgiyi aktaranın işine
yarayıp yaramadığına bakarak karar vermek sizi o bilgiden mahrum eder.
Yemeğinize
tat gelmesi için bir miktar tuz serpen birinin değeri yemeğine serpilen tuzun
değerini düşürmez.
Bacakları
yok diye bir adama adres sormaktan kaçınmayın. Belki yürüyemiyor ama oraları en
iyi bilen adam o adam olabilir.
7 7. “Bütün
Umudum Kendimde” Diyebiliyorsanız.....
“Bütün
umudum kendimde”dediğiniz ve bu sözün
gerektirdiği gibi çalıştığınız takdirde başkalarını da yanınızda
bulmanız zor olmayacaktır.
Zaferin kendinize ait olduğunu anladığınız an
içinizdeki zaferleri ortaya çıkarmak için çelikten bir irade ve inançla
çalışmaya koyulduğunuz an etrafınızda size yardım edecekleri görürsünüz.
Zaferiniz başkalarına bağlı ise zaferden ümidinizi
kesin.
8 8. İnsana insan olduğu için
değer verin.
Her peşin
hüküm peşin hüküm doğuracağından insanca yaklaşım bize insanın ruh ve fikir
atmosferinde rahat hareket etme imkanı verir. Böylece önyargılarımızı yeneriz.
Karşınızdaki
insan kendine hangi değeri bilmiş olursa olsun siz ona değer verdiğinizi
hissettirin. Kendine ait olmayan bir kalıba dökülmüş olabilir, bizzat kendine
bir hareket haline gelmiş olabilir. Yine takınacağımız tavır ona insan olmanın
büyük değerini vermektir.
Yeryüzüne
geldiğiniz her insanı bir ayna olarak kabul edin. Aynada göreceğiniz ancak kendinizsiniz.
Öyleyse aynada görmek istediğiniz gibi hareket edin.
9 9. İşinizi en mükemmel bir şekilde yapın.
Ne yapıyor olursanız olun en mükemmel şekilde
yapmaya çalışın. Hiç kimsenin gücü mükemmel bir işi görmezliğe gelmeye yetmez.
Mükemmel bir iş kendini mükemmel bir şekilde kabul ettirir. İşinizin ehli
olun. Bunun için hiçbir
fedakarlıktan kaçmayın.
10. İşimizin isimsiz kahramanı olabilmeliyiz.
İsimsiz kahraman insanlığa faydalı
olacak her şeyde kendisinde bir sorumluluğu olduğuna inanan ,bunun için
fedakarlığa hazır bulunan bir insandır.
“Ben yardım etmezsem bu adam ölecek”
“Ben yardım etmezsem bu iş yarım kalacak” düşüncesi iliklerimize işlemiş bir
samimiyetle yaşamalıyız
İşimizin ,amacımızın, fikrimizin
isimsiz kahramanı olabilirsek kahramanlığa isim olabiliriz.
11. Komik adam olmayınız.
Şiddetli böbrek sancısı çeken birisi
karşınızda inlemeye başlarsa o sancı sizde çekersiniz. Yüzünüzdeki ifade
inleyen hastanın yüzündeki ifadeye benzer böbrek sancısının ne kadar yıldırıcı
olduğunu anlatmak için sancı çekiyormuş taklidi yapan birisi ise size pek komik
gelir.
Kendinizi,
henüz liyakat kesb etmediğiniz hiçbir unvanla, tavırla, sesle, düşünce
ve hisle ifade etmeyiniz.
Böbrek sancısı çekiyormuş gibi yapmayınız.
İşte” komik adam” olmamanın birinci şartı
12. Faaliyetlerinizde Boşluk Bırakmayın.
Parçalardan birinde göstereceğiniz bir
ihmal yapacağınız bir hata elde etmek istediğinizden bambaşka bir bütünlük elde
etmenize sebep olur.
Öğrenme ve çalışma faaliyeti sistemli
olmalıdır. Bu faaliyetin başlangıç ve bitiş noktası arasında en ufak bir boşluk
bırakmamalıdır. Öğrenme ve çalışma faaliyeti sırasında bırakacağınız bir boşluk, ihmal edeceğiniz küçük bir konu,
uygulandı sırasında çökmenize sebep olur. Tıpkı evde çimento, demir
eksikliğinden dolayı depremde yıkımların olması gibi.
13. Sıfıra Çarparsanız Sıfırlarsınız.
Keşke
geçmişimizi bir film gibi seyredebilseydik. Hatalarımızı görebilseydik.
Geleceğimizi de aynı şekilde...
Düşünün
ki hep doğru şeyler yapıyorsunuz. Bir gün gelmiş ki yanlışlar yapıyorsunuz ve
doğrulara yanlışlar eklenip duruyor. Yanlış bir daha yanlış, getiriyor. Ve bir
de bakmışsınız ki doğrunuz kalmamış.
Hayat
herkesi dikkatli, temkinli ve sakin olmaya çağırıyor. “Sıfırlardan” korkunuz
küçük bir öfke manalı bir bakış bir anlık bir coşku kılığına girebilen bazen
kurt bazen kuzu postuna bürüne bilen “sıfırlar” a çarpıldığınızda sıfırlanmış
olursunuz.
Küçücük
bir sıfıra çarpan yüz milyonlarca rakamınız, sıfır olur gider.
14. İki
insan olmayınız.
Başkalarının sizde görmelerini
istemediğiniz sizde olduğunu bilmelerini arzu etmediğiniz bir
davranışı-tavrı-işi yalnız başına olduğunuz zamanlarda da
göstermeniz,yapmayınız.
İnsanların içinde başka yalnız başına
kaldığında başka olan birisinin maddi ve ruhi tavırları kuvvetli bir bütünlük
arzu etmez. Öyle bir insan parça bölük bir görüntü verir.
15. Derhal Teşebbüse Geçin.
Yapmayı düşündüğünüz işler ulaşmak
istediğiniz insanlar gerçekleştirmek istediğiniz tasarılarınız ki aranıza
hayali engeller koymayınız
Yeter ki derhal teşebbüse geçilsin.
Zor gibi görünen işlerin kolaylıkla halledilebileceği görülecektir.
Teşebbüs sayesinde hiç ulaşılamayacak zannedilen insanlara ulaşılabilir.,gerçekleşmez
inadında görünen işler gerçekleştirilebilir.
Teşebbüs için en iyi zaman, niyetin
kalple alev olduğu zamandır. Alev parlar parlamaz hareket ediniz.
16. Doğrularınız yanlışlarınızı yer.
Hayat sizi samimi görmek ister. Bir
yanlıştan sonra hemen bir doğruya koşmanız samimiyetiniz konusunda onu ikna
eder. Çünkü hayat doğruları çok olanın yüzüne güler. Her kötülükten sonra bir iyilik, her yanlıştan sonra bir
doğru, kötülüğün ve yanlışlığın lekeleri işinde simsiyah olmanızı engeller.
Temizlenmeyen her leke, bir sonra ki
ile birlikte biraz daha büyür.
Pantolonunuzda
dört leke varsa beşincisinin gelmemesi için fazla dikkatli olamaya bilirsiniz.
Onun için ilk lekeyi derhal temizlemelisiniz.
Yanlışları doğrularından fazla olan
her öğrenci sınıfta kalır.
17. Yumruğunuz Demirleştikçe Eldiveninizin İpeği
Kalınlaşmalıdır.
İnsanlara yumuşak davrana bilmemiz,
olayları yumuşak karşılamamızı kolaylaştırır. İnsanlara karşı sert, kırıcı,
haşin davrananlar olaylar karşısında sakin olamazlar.
Güçlüyseniz yumuşak olmanızın bir
değeri ve manası vardır. Yoksa yumuşaklık ve sukünet, zayıflığın, çaresizliğin
diğer adı da değildir.
18.
Kaş Yapayım Derken Göz Çıkarmamak için Sağduyu
Gerekir.
Kaş yapmak gibi güzel bir niyet
nasılda “göz çıkarmak” gibi bir neticeye dönüşüyor.
Çıkmış gözlerin çoğuna sebep olanlar,
kaş yapmak isteyenlerdir. Çünkü onlarda sağduyu yoktu, basiret yoktu, feraset
yoktu.
Basiret; kalp gözüyle görebilmek, işinin
sonunun nereye varabileceğini doğru kestirmektir. Feraset, çabucak
kavrayabilmektir. Sağduyu, gördükten, kavradıktan sonra doğru kararlara
varabilmektir. Bu üç kelimenin de manası safha safha ve bir çok yönleri ile
birbirlerinde tamamlanırlar.
Sağduyu, bütün sivrilikleri
törpüleyen, bizi hayati hatalara düşmekten koruyan, zaman kaybetmemize engel
olan, kendimize ve etrafımıza zarar vermememizi sağlayan büyük bir güçtür.
Doğruyu görebilmek için doğruyu
hissedebilmek, doğruyu hissedebilmek için de doğru yaşamak gerekir.
1 19. Her Saniyeniz Gayenize
Kilitlenmelidir.
Büyük başarılar her saniye tespit
edilen gayeler için yaşanmakla elde edilebiliyor. Hayatınızın her saniyesi
gayenizin rengi ile renklenmeli onunla dopdolu olmalısınız.
20. Bütün Bütün elde
edilemeyen Bütün Bütün terk edilemez.
Elde ettiğiniz her parça bütünle bir irtibat sağlar. Ne kadar küçük
olursa olsun elde edilen parça muhafaza edilmeli bütün haşmetine bakılıp küçük
görülerek elden çıkarılmamalıdır.
Parçada görülen ısrar bir dinamit
gibi patlayıp engelleri yok eder ve bütüne giden yollar açılıverir.
Kamil bir insan olmanın
bütün gereklerini aynı anda bir arada yerine getirmeyenler bu bütünlüğe
ulaşamaz. Gerekçesi ile elde ettiği
merhalelerden geri çekilmezler. O merhalede ısrar ederler. Bütün elde etmek için
başka yol yoktur. Zafer önce küçük mevzilerde kazanılır.
2 21.
Atların
Önüne mücevher Dökmeyin
Bilginizi, hünerinizi, kültürünüzü
kolay kazanmadınız. Bunları elde etmek için bir çok sıkıntıya katlandınız.
Şimdi bunları niçin yanlış adamların önüne dökeceksiniz? Çarçur etsinler, sizi
çileden çıkarsınlar diye mi? Atların saman yediğini unutmayın. Onların önüne
mücevher dökmekten daha şaşkınca bir hareket olabilir mi?
2 22.
Tertemiz Bir Kalple Yürüyünüz.
Karşılan her tehlike ve zorlukla baş
edebilmenin ilk şartı ona tebessümle bakmaktır. Kin kene gibi ruhun kanını
emer. İnsanı alev alev bir bir düşmanlık hissine kitler. Duyu organlarını hasis
eder. Hata üzerine hata yaptırır.
Affetmek nefsin terbiyesi ve güçlü irade için
verimli etkili bir eğitim yoludur.
Çabuk affeden birisi olursanız
her zaman yanınızda birilerini bulabilirsiniz.
2 23.
Sözünüzün
eri olun.
Söz
bahsinde iki yol vardır. Birincisi olur olmaz söz vermemeliyiz. İkincisi söz
verdikten sonra mutlaka sözümüzü tutmalıyız.
Sözünü
tutmayan insanlar güvenirliklerini kaybederler. Sağlam dostluklar güvenilir
insanlarla yapılırlar.
Söz
verilip de yapmamak insanı basitleştirir. “Sözünün eri” gibi nitelendirilmek
istiyorsanız mutlaka verdiğiniz sözleri yerine getirin!
24. Artık güzel bir sabır
gerek.
Sabır zamanı lehimize çevirme sanatının
adıdır. İnsan kendisini en çok kontrol ettiği, dış etkilerden en çok koruduğu
andır sabırlı olduğu an. Yani sabırlı olma hali tam bir şuur halidir.
Bir bela anında olan sabır, başarı
karşısında da gerekir. Sabırlı insan kendisini sorgulayan, nerede hata
yaptığını araştıran insandır.
Muhteşem zaferler, baş döndürücü
başarılar, büyük belalar, küçük sıkıntılar mı? Ne olursa olsunlar gelip
çattıkları zaman, artık güzel bir sabır gerek.
2 25.
Kararlı
Olmanız Hedefi Yıldırır.
Karar vermek
hedefi kuşatmak demektir. Hedefin karşısında büyümektir. Hedefi yıldırmaktır.
Başarınız
karalı olduğunuz ölçüde büyük olacaktır. Kendinizi hedefe kilitleyeceksiniz ve
o kilidi açması muhtemel bütün anahtarları ortadan kaybedeceksiniz.
Kararlılık
diye işte buna denir.
2 26.
İrademizin
Sırtında Gidiyoruz.
İrade
kuvvetlerimizi kontrol edebilme ve isteklerimiz doğrultusunda yönelte bilme
gücüdür. Hepimiz irademizin sırtında gidiyoruz. O ne kadar güçlü olursa o kadar
yol alırız.
2 27.
Korkunuz
Korktuğunuza Güç Verir.
Korku
insanın gücünü sıyırır, parçalar, dağıtır. Gücü böyle kullanılamaz bir hale
gelmiş birisini karşısında karşı kuvvetler defalarca katlanmış bir güce
kavuşurlar. Bu manası ile korku karşı kuvvetlere fazladan bir güç vermektir.
Korktuğunuz an korktuğunuz şey güçlenir. Hem de sizin gücünüzle.
2 28.
Kuvvetlerinizi
İyi Komuta Etmelisiniz.
İnsan
şahsiyetinin hem sebebi hem neticesidir. Doğuştan getirdiği özellikleri iyiye,
güzele, faydalıya çeviren çevre tesirini İlahi ışığın tesiri altında bir bir
eleyen yada denetleyen insanlar, insan akıl, şuur ve iradesinin büyük
komutanlarıdır.
Başarılı
olma sırlarının başında işte bu komuta gücü gelir. Kuvvetleri oranında iyi bir
komutan olan herkes büyük zaferler kazanır. Kötü komutan mevcut kuvvetlerini de
elden çıkarır.
2 29.
Samimi
Pişmanlık Gelecekteki Hataları da Önler.
Geleceğin tehlikelerinden hata ve
kusurlarından korunmak mümkündür. Bunun yolu geçmişin hata ve kusurlarından
büyük bir samimiyet içinde pişmanlık duymak ve tekrar hata ve kusura düşmemek
için kesin karar vermektir.
3 30.
Danışma, Mesele Üzerindeki Aydınlığın
Artırılmasıdır.
Her şeyi
bilmeniz mümkün değildir. Daha önce binlerce kişinin gidip geldiği yollarda
kaybolmak ahmaklık olur.
Başkalarını
gayretlerini, bilgilerini, tecrübelerini, fikirlerini, kendi, gayret, bilgi,
tecrübe ve fikirlerimize katma faaliyeti olan danışma yakın dostlarımızdan biri
olarak yanımızdan hiç ayrılmamalıdır.
31. Anahtar Aramak Yerine
Anahtar Olabilmelisiniz.
“Bak bağa” dedi Dr. Rahmi Eray: “İnsanlar
ekseriye geri dönecekleri zaman kendilerine lazım olacak kapıları elleriyle
kapatırlar.”
32. Kendinizi İfade Etmekten Kaçınmayın.
“Şu olur
bu olur” diye kendinizi dar kalıpların, küçük dünyaların içine hapsetmeyin.
Mümkün olan her zaman ve zeminde kendinizi ifade edin. Kendinizden haberler
verin. Hele bir harekete geçin, olabileceklerle ondan sonra uğraşırsınız.
33. Zamanında Yapılmayan İş
Yapılmamış iştir.
Her işi zamanında yapmak ayrı ve önemli
bir sanattır. Çünkü zaman bir çok şeyin değerini arttırırken, bir çok şeyin
değerini de azaltır.
Bu günün yapılması gereken işleri
vardır. Bu işleri bu gün bitirmeliyiz. Bu gün yapılması gereken bir iş yarına
bırakılırsa yarının bir işi ile birleşip iki iş olmaz. Belki beş belki on beş
iş olur. Bu gün yapılması gerekirken yapılmayan bir iş yarını olduğu gibi
tahrip edebilir. Yalnız yarını değil yarınları etkileyebilir.
Gaye adamı; “bu günün işini yarına bırakmaz.”
34. Küçük İkazların Büyük
Değeri Vardır.
Hatalarımızı
gösteren eksiklerimizi tamamlamaya yanlışlıklarımızı düzelten insanlara
kızmamalıyız. O insanlar sayesinde bir çok yanlıştan kurtuluruz.
Yalnız
insanlar değil, zaman zaman küçük aksilikler de ikaz ederler. Nasıl küçük
ikazlar büyük felaketlerin önlenmesini için çok değerliyse, küçük
aksiliklerinde ikaz değeri büyüktür.
3 35.
İnsana
yaklaşmak önemlidir.
İnsana
doğru zamanda doğru zeminde, doğru tavırla yaklaşma insanı tanımaktaki
zorlukların gerektirdiği tehlikeleri en aza indirir.
İnsanı
tam tanıyamamamız bir eksiklik değildir. Ama ona yanlış yaklaşmamız hayati bir
eksikliktir.
“her insan bir limandır,usta
bir kaptan bekler.
Mobil uygulamamız için tıklayınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönderme