Albert Einstein
Byte Eğitim Dizisi’nde yeralan Internet Tasarım Rehberi ve
Bir Web Sitesi Kuralım kitapçıkları, kaç okuru site sahibi olmaya teşvik etti,
bilemem. Ama o kitapçıkları okuyanlardan o kadar çok elektronik mektup aldım
ki, anlatamam. Bu mektupların çoğunun ortak noktası, bilgisayar kullanımıyla
ilgili ortak sorundan farklı değildi: Bilgisayar mühendisi ve programcı olmadan
nasıl site kurarım; sayfalarımı en kolay şekilde nasıl oluştururum?
Gerçekten, bilgisayar mühendislerinin, programcıların (ve
özellikle bilgisayar yüksek öğrenimi yapan bazı kişilerin) gözden kaçırdıkları
veya kabul etmekten kaçındıkları nokta, PC’nin aracı olmaksızın, beyin cerrahı
veya roket tasarımcısı eğitimi görmeden kullanılmak üzere geliştirilmiş
bulunduğu gerçeğidir. Web de öyle. Eğer bugün bilgisayar ağları-arası ağ,
gerçekten bütün dünyayı kapladı ve herkes her türlü bilgiye kolayca
ulaşabiliyorsa, Web gerçekten en büyük eşitleyici ve en etkin
demokratikleştirme aracı olabildi ise, bunu Web’de alan açma (site kurma)
işleminin kolaylığına borçluyuz.
Bilgişlem ne kadar kolaylaşırsa, kişilerin bilgilenmesi o
kadar kolaylaşır; Web sitesi sayısı ne kadar artarsa, kişilerin ulaştığı bilgi
miktarı o kadar artar. Nasıl artık bilgisayarı etkin biçimde kullanmaya
başlamak için, 20 sayfalık bir Windows el kitabı yeterli ise Web sitesi kurmak
da o kadar kolay olmalı. Evet HTML, Web’in ortak dilidir ve HTML sayesinde, PC’mizle
veya Macintosh’umuzla, farklı işletim sistemlerine, farklı dosya sistemlerine,
farklı ağ protokollerine sahip bilgisayar-ağları arasında adeta cirit atıyoruz!
Fakat Web sitesi oluşturmak ve bu siteyi meydana getiren HTML belgelerini, yani
sayfalarımızı, bir Internet Site Hizmeti Sunucusu’nun ücretsiz verdiği alana
yerleştirmek için bile HTML uzmanı olmak zorunluk olmamalı!
Piyasada bir çok HTML Editörü var. Basit bir kelime-işlem
yazılımına benzeyen bu programların bir kısmı kullanıcının bir ölçüde HTML
bilmesini gerektiriyor. Bir kısmı, masaüstü yayıncılık programı gibi,
kullanıcının ekranda “sayfa” haline birleşecek yazı ve grafik unsurları arzu
ettiği bir tasarımla bir araya getirmesini sağlıyor; sonra bu tasarıma dayanan
HTML kodunu kendisi yazıyor. Yine bu programların bir kısmı sadece sitenin
kullanıcının kendi sabit diskinde oluşmasını sağlamakla kalmıyor; bu dosyaların
siteye Web’de ev sahipliği yapacak firmanın bilgisayarına aktarılmasına da
yardımcı oluyor.
Fakat bu programların büyük bir bölümü, sitenin
ziyaretçilerle etkileşmesi için gerekli unsurları belirlemeyi ve bu unsurları
Web’e yerleştirmeyi site sahibine bırakıyor. Diyelim ki sitenizde bir form
bulunsun ve ziyaretçileriniz bu formu doldurarak, sizden bir şeyler istesinler,
bir ziyaretçi defterine kayıtlarını yaptırsınlar, veya sitenizle ilgili
görüşlerini bize iletsinler istiyorsunuz. Bu tür bir etkileşme sağlayabilmek
için, formunuzun derleyeceği bilgileri sunacağı bir program yazmanız
gerektirir. İşte yukarıdan beri söylemek istediğim bu: öyle bir program, öyle
bir araç olmalı ki, “programcı” olmadan istediğim gibi Web sitesi sahibi olmamı
sağlasın!
Bu tür programlar da var. Bu kitapçığın konusu olan
Microsoft FrontPage, bu tür programlardan sadece biri. Başka firmaların da
FrontPage’in sağladığı imkanları sağlayan, kullanımı FrontPage kadar kolay
programları bulunuyor. Sizin yerinize “program yazan” Web sitesi hazırlama
programlarının sırrı, bu tür kolaylıkları, sizin değil, sitenize ev sahipliği
yapacak firmanın bilgisayarında, daha doğru ifadesiyle Web Server’da
yapmalarıdır. Sözünü ettiğimiz programlar bunu Server Extensions denen
ek programlarla yaparlar. Başkalarının sitelerine ev sahipliği yapan
şirketlerin “Şu, şu imkanı da veririz!” diyerek müşteri çekmeye çalıştıkları
ilanları incelersiniz, çoğunun sitelerinin “FrontPage uyumlu olduğunu”
belirttiklerini göreceksiniz. Bir bakıma FrontPage, amatör Webcilerin ücretsiz
edindikleri sitelerine, profesyonel Webcilerin milyonlar ödeyerek yazdırdıkları
programları kolayca koymalarını sağlayan ortak araç haline geldi.
FrontPage’in bu denli ortak araç haline gelmesinin tek
nedeni, etkileşme sağlayan Server Extension’larının site evsahibi firmalar
tarafından kabul görmesi değil. FrontPage, aynı zamanda, tek kelime HTML
bilmeden son derece profesyonel görünümlü sayfalar hazırlamaya imkan veren
programlardan biri.
Internet’te çok sayıda ücretsiz HTML editörü bulabilirsiniz.
FrontPage ise ancak satın alarak edinebileceğiniz bir program. FrontPage’e
ödeyeceğiniz ücret, herhalde HTML ve programlama dilleri bilmeden Internet’te,
veya şirketinizin dahili İnternet’i diyebileceğimiz Intranet’te, profesyonel
görünümlü ve etkileşmeli Web sitesi sahibi olmanın bedeli olsa gerek!
Not:
Bu kitapçıkta, Internet kullanımı, Web sitesi, bir sitenin
yapı taşları olan HTML sayfaları hakkında temel bilgilerin bilindiğini
varsayıyorum. Örneğin Web sayfalarının uzatması “.htm” veya “.html” şeklinde
bir düz yazı dosyası olduğunu ve içinde “<” ve “>” şeklindeki işaretlmer
içine alınmış kodlar, kodların arasında da Internet ziyaretçinizin Web Browser
programında görüntülenecek metinler olduğunu bilmeniz gerekir. Bu alanda
yardıma ihtiyacınız varsa, en azından genel bir bilgi edinmek zorunda iseniz,
amacıyla Byte Eğitim Dizisi’nde Ekim 1998’de yayınlanan Internet Tasarım
Rehberi ile Kasım 1998’de yayınlanan Bir Web Sitesi Kuralım adlı
kitapçıklara başvurabilirsiniz. Hiç değilse bu kitapçıkların Internet’i tanıtan
ve Internet Sitesi hakkında bilgi veren bölümlerini okumanız yeterli. Bu
kitapçıkta iddiamız, bir kelime bile HTML bilmeden Web sitesi yapmak olduğuna
göre, en azından Web sitesinin ne olduğu hakkında bilginiz bulunması yerinde
olur.
Bu kitapçıkta, FrontPage’in Windows ortamındaki kullanım
özelliklerinden söz edeceğiz; ancak FrontPage’in Macintosh sürümü de bulunmaktadır.
Bu kitapçıkta alıştırma amacıyla birlikte oluşturacağımız
sitenin dosyalarını http://www.pcworld.com.tr adresinde bulabilirsiniz. Bu
dosyaları kendi bilgisayarınızda geçici bir dizine koyun. Daha sonra dersler
sırasında yeri geldiğinde kopyalayacağınız yeri belirteceğiz.
Teşekkür:
Murat Cankurtaran (mucan@atlas.net.tr), özellikle genç
Internet meraklılarının, site oluşturma konusunda duygu, düşünce ve tutumlarını
aktararak, bu kitapçığa ışık tutttu. Murat’a teşekkür ederim.
Bu kitapçıkta birlikte bir site oluşturacağız. Fakat sizden
önce bu siteyi Bircan Hancı (bircan_h@yahoo.com) birlikte oluşturduk. Bircan, özellikle bedava site
alanı bulma işini sanat haline getirmiş bir arkadaş; yarım saatte 10 site
açabilir. Ona ait sitelerden birinde örnek sayfaların nasıl işlediğini birlikte
sınadık. Değerli katkılarından dolayı Bircan’a teşekkürü borç bilirim.
Hataları bana ait olmakla birlikte, bu kitapçığın ve örnek
sitenin yayına hazırlanmasında asıl yük PC World ekibine aittir. Onlara olmasa
zaten hiç bir şey olmazdı. Hepsine şükran borçluyum.
Internet’e veya Intranet’te Web sitesi sahibi olmadan önce
yapılacak bir çok iş var. Bir kere siteniz Internet’te yeralacak ve World Wide
Web (WWW) yoluyla herkese açık olacaksa, bu imkanı size sağlayacak bir evsahibi
bulmanız gerekir. Siteniz, şirketinizin Yerel Alan Ağı’nda (LAN) Server görevi
yapan bir bilgisayarda duracak ve sadece LAN’a erişimi olanların hizmetine
sunulacaksa, sistem operatörü ile uzun uzun görüşmeler yapmak zorundasınız! Bir
Web sitesinin, Internet’te mi, Intranet’te mi yer aldığı sitenin tasarımcısı
açısından hemen hemen hiç bir farka sahip değildir. Yeter ki sitenize bir ev
sahibi bulun: ister Internet’te ister Intranet’te. Biri dünya, diğeri şirket
çapında, ama sonuç itibariyle her ikisinin de adı Web Sitesi! Ve her ikisi de
aynı şekilde tasarlanır ve oluşturulur.
İşte size iki altın kelime: Tasarlama ve Oluşturma.
Bilgisayarın başına oturmadan önce, babadan kalma yönteme
başvurarak, elinize kağıdı kalemi alıp, iyi bir planlama yapmak zorundasınız.
Dolayısıyla bu bölümde önce Web Sitesi nasıl planlanır sorusuna cevap
arayacağız. Bunu yapmadan site oluşturmaya kalkmak, nereye gideceğini
planlamadan otomobile binip motoru çalıştırmaya benzer.
Web Sitesi’nin Amacı
Site planlaması, bütün iletişim araçlarında olduğu
gibi, amacın belirlenmesiyle başlar. Sitenizin amacını belirlemek için şu
sorulara cevap bulmalısınız:
§ Bu
siteyi neden oluşturuyorum? Sitemi ziyaret edip, sayfalarımı görecek olanlar ne
öğrenecekler? Ne elde etmiş olacaklar?
Bu soruya vereceğiniz cevap, sitenizin birinci amacını
belirleyecektir. Sitenizi gerçekten kişisel bir kararla, yani bir ticaret
kuruluşu, bir dernek veya benzeri bir kuruluş için değil de sadece kendi
zevkiniz için yapıyorsanız, bu sorunun cevabını siz vereceksiniz. Siteniz bir
gruba, bir şirkete, bir kuruma ait olacak ise, bu sorunun cevabı muhtemelen
grubu, şirketi veya kurumu yöneten kişi veya kişiler tarafından verilecektir.
Siz sitenin sadece mimarı iseniz, bu sorunun cevabını sitenin sahibinden
mutlaka almalısınız. Bu sorunun cevabı sitenin içeriğinin ana hatlarını
belirler.
§ Hedef
kitle nedir? Bu siteyi ziyaret etmesini istediğimiz kişileri nasıl
tanımlayabilirim.
Bu sorunun cevabı sitenizin içeriğinin özelliklerini ve
sunuluş tarzını, başka bir deyişle uslubuna belirler. Yine, siteniz tamamen
kişisel ise, sorunun cevabını siz vereceksiniz; site grupsal, örgütsel veya
kurumsal ise, yetkililerden alacaksınız. Bir müzik sitesi, gençlere yönelik
olabilir; herkese yöneli olabilir; türkü sevenlere yönelik olabilir; pop müzik
sevenlere yönelik olabilir. Hedef olarak seçtiğiniz kitle, içerik olarak
sunacağınız müziğin türünü de belirler; hedef kitleyi çekecek unsurlara yer
vermeniz mümkün olur. Bu kitlenin zevkleri, ihtiyaçları nelerdir? Bunlara
sitenizde nasıl hitabedebilirsiniz?
§ Sitenizde
ne tür bilgiler bulunacak? Ne tür bilgiler bulunmayacak?
Özellikle kurumsal nitelikteki sitelerde, yer alacak
bilgiler kadar yer almayacak bilgilerin de belirlenmesi şarttır. Sitenizde yer
alacak bilgilerin türü belirlendikten sonra, bu bilgilerin derlenmesi
sorunu vardır. Yine, kurumsal nitelikteki sitelerde yer alacak bilgilerin
birara getirilmesi ve tasarımcı olarak size toplu halde verilmesi gerekir.
İster siz derleyin, isterse başka bir birim versin, tasarımcı olarak elinize
gelen bilgilerin doğruluğunu tayin etmeniz gerekir. Siteniz tamamen size ait
ise, yervereceğiniz bilgileri en az iki kaynaktan kontrol edin. Buna
gazetecilikte iki kaynak kuralı denir. Bir örgüt veya kurumun sitesine
girecek bilgilerin doğruluğunu tayin eden ayrı bir birim bulunabilir.
§ Ziyaretçilerden
ne tür bilgiler isteyeceksiniz ve bu bilgiler ne olacak?
Web, iki yönlü bir trafik gibidir; bir Web sitesi hem bilgi
verir, hem de bilgi alır. Alınacak bilgiler bir form yoluyla derlenebileceği
gibi, ziyaretçinin bilgisayarına Çerez (Cookie) göndermek ve bu kişinin
sitenizi yeniden ziyareti halinde Çerez’deki bilgileri almak suretiyle de
olabilir. Form veya Çerez yoluna başvurmasanız bile, bir ziyaretçinin sitenize
bağlanması halinde, Web sitenize ev sahipliği yapan Web Server, isterseniz size
bu ziyaretçi hakkında bir çok bilgiler sunabilir. Ziyaretçileriniz hakkında
neleri bilmek istiyorsunuz? Bu bilgileri nasıl işlemek, ya da bu bilgilerden
nasıl yararlanmak istiyorsunuz? Bu soruların cevabı, sitenizin oluşumunda ve
gelişmesinde önemli rol oynayabilir.
§ Sitenize
ne kadar kaynak ayırabilirsiniz?
Bir site ne kadar büyükse, o kadar çok zaman ve hatta para
harcamak gerekir. Sayfalarınızın durduğu ve Internet’e açıldığı Web Server’daki
alan için para ödüyor olabilirsiniz; ödemiyor olabilirsiniz. Ücretsiz ev
sahipliği yapan firmalar genellikle sınırlı bir alan sağlarlar ve sınırlı
ziyaretçiye izin verirler. Ücret alan ev sahipleri ise bu ücreti alanın,
sundukları hizmetin ve ziyaretçilerin sayısıyla belirlerler. Siteniz, ücretsiz
bir Server’da bile bulunsa, içeriğin hazırlanması için gerekli programları
(grafik veya multimedya işleme programları) satın almanız gerekir. İçerik
olarak kullanacağınız malzemenin tümü yayın hakları bakımından ücretsiz edinilebilecek
unsurlar olsa bile, aralarında yazılı izin gerektirenler olabilir. Bu yazıların
yazılması, gönderilmesi ve takibi zaman ve dikkat ister. Şarkı sözlerinin şiir
gibi yayınlanması bile “önceden yazılı izin alınmasına” tabi olabilir. Bu
bakımdan sitenizin içerik bakımından genişliğini, içerik derleme ve bazılarının
kamuoyuna sunulması için gerekli izinlerin alınması işine ne kadar zaman,
enerji ve para ayıracağınız tayin edecektir. Siteniz kişisel değil de, bir
şirkete veya kuruma ait ise içeriğin yayınında şirket veya kurum açısından
sakınca olmadığını belirlemek için malî danışman, hukukçu ve diğer uzmanların
onayı gerekebilir.
Şimdi bu soruları burada birlikte yapacağımız site açısından
cevaplayalım:
Amatör fotoğrafçılık konusunda bir site yapacağız ve
sitemizin amacı, fotoğrafçılık konusundaki merakımızı diğer amatör
fotoğrafçılarla paylaşmak, bildiklerimizi onlara aktarmak ve ziyaretçilerimize
fotoğrafçılık sevgisi aşılamak olacak. Hedef ziyaretçi kitlemiz, konuya ilgi
gösteren yaşlı-genç herkes olacak. Ziyaretçilere herşeyden önce kendi
fotoğraflarımızdan örnekler sunacağız. Ziyaretçilerimiz, sitemizde
fotoğrafçılık konusunda genel ve uzmanlık konusu bilgiler bulacaklar; onlara
İstanbul merkez olmak üzere, bütün yurttan fotoğraf sergileri, yarışmalar,
uyarılar, açıklamalar konusunda bilgi sunacağız. Ayrıca sitemizde, resmî-özel,
fotoğrafçılıkla ilgili diğer sitelere bağlantılar bulunacak; edinebilirsek,
fotoğrafçılık eğitimi konusunda hizmet veren kişi, dernek ve kuruluşların
listelerini de vermek istiyoruz. Bununla birlikte sitemizin amacı kendi
fotoğraflarımızı pazarlamak olmayacak ve başka firmalara ilişkin ticarî
bilgiler bulunmayacak. Yeni ürünler hakkında bilgi verirken, satın alınabilecek
yerleri ve edinebilmişsek fiyatlarını ziyaretçilerimize duyurabiliriz. Ama
sitemizde kimsenin reklamını yapmak istemiyoruz! Sitemizi ilerde paralı bir
Server’a aktarabilir ve genişletebilirsek, belki bazı toptancı ve
perakendecilerle anlaşarak, reklam alabiliriz. Sitemize ek olarak bir de ayda
bir elektronik posta yoluyla bir bülten yayınlamayı düşünüyoruz. Bu bültenin
amacı bizim gibi amatör fotoğrafçılara aylık olayların bir takvimini sunmak ve
bu arada sitemizin varlığını bir kere daha duyurmak olacak. Bu bülteni
gönderebileceğimiz kişilerin bir listesini oluşturmak için sitemize bir form
koyarak, ziyaretçilerimizden isim ve elektronik posta adreslerini isteyeceğiz.
Formda, ziyaretçilerimizin sitemiz hakkındaki görüşlerini ve önerilerini
yazabilecekleri bir kutu bulunursa, buradan elde edeceğimiz bilgilerle
sitemizin içeriğinde düzeltmeler yapabiliriz. Yani anlayacağınız, şimdilik bu
siteye verebileceğimiz tek şey, zaman! O da çok değil.
Sitenin Türünü Doğru Belirleyin
Intenet’i dolaşmayı adet edinmiş iseniz, ziyaret ettiğiniz
yerlerin ana çizgilerle ikiye ayrıldığını görmüş olmalısınız: kişisel ve
kurumsal. Kişisel siteler, adının da belirttiği gibi kişilerin kendi
zevklerine, kendi ilgi alanlarına göre oluşturdukları, sonuç itibariyle resmî
hiç bir niteliği olmayan, dolayısıyla içindeki bilgilerin seçimi, derlenmesi
veya sunuluşunda sorumluluk taşımayan sitelerdir. Fakat siz de bilirsiniz ki,
öyle kişisel siteler vardır ki, bir çok kurumsal siteye değişmezsiniz. Gerek
tasarımı, gerekse içerdiği bilgilerin doğruluğu bakımından bu sitelerin
garantisi, sahibinin adıdır. Bu kişiyi tanıyor ve güveniyorsanız, sitesindeki
bilgilere de güvenirsiniz. İkinci grupta ise daha çok profesyonel nitelikte,
örgütsel veya kurumsal siteler bulunur. Bu tür sitelerdeki bilgilerin seçimi,
sunuluşu ve doğruluğu, site sahibi kurum veya kuruluşun sorumluluğundadır.
Sitelerin kişisel veya profesyonel oluşu, tasarımını da
etkiler. Ziyaretçiler, profesyonel bir sitede, konunun uzmanı kişilerle ilgili
haberler, bu kişilerin görüşleri, tavsiyeleri, ve benzeri bilgiler bulmak
isterler. Kurum veya kuruluşların siteleri, hukukî açıdan da sorumluluğa sahip
olabilir. Bu tür sitelerde verilen bilgilerin, yapılan duyuruların,
ziyaretçilerin (genel anlamda kamuoyunun) hayatı üzerinde etkileri olabilir.
Bizim fotoğrafçılık sanatı ve tekniği ile ilişkimiz, amatör
bir ilişkiden öteye gitmediğine göre, yapacağımız sitenin bu konuda faaliyet
gösteren bir derneğin sitesinden farklı olacağı açıktır. Böyle bir derneğin
sitesinde, bu konunun uzmanı, mesleği bu alana giren kişiler bilgi verir, soru
cevaplar, tartışma yaparken, bizim sitemizde böyle uzmanlık konuları ve
sayfaları bulunamaz. Vereceğimiz bilgilerin ve aktaracağımız duyuruların
yetkili kaynağı olmadığımızı belirtmemiz yerinde olur. Bu hem bizi
sorumluluktan kurtarır; hem de ziyaretçilerimiz üzerinde yanlış bir etki
yapmamış (açıkça söylemek gerekirse, yalan söylememiş) oluruz.
O halde, planlama işinin ikinci bölümü olan sitenin
niteliğini belirleme kararını verirken, sitemizin kişisel olacağını ifade
ediyoruz.
Eş-dost sınırını aşacak mısınız?
Ulaşmak istediğimiz kitleyi iyi belirlemek zorundayız.
Kişisel bir site, site sahibinin ilgilendiği konularda bilgisini,
deneyimlerinden elde ettiği sonuçları, görüşlerini, hayatını “eş-dost” ile
paylaşmasına yöneliktir. Gerçi bir site, Internet’te dünyaya açıldığı zaman, bu
siteye erişebilecek kişileri belirlemek (siteye girmeyi parola ile
sınırlamazsanız) mümkün değildir, ama bu tür sitelerin erişmek istediği kişiler
sınırlıdır. Böyle bir siteye hergün yüzlerce yabancının bağlanıp, çocuğumuzun
yaşgünü fotoğraflarını seyretmesini de beklemeyiz. Kişisel sitemizin varlığını
duyurmak için göstereceğimiz çaba da sınırlı olur.
Buna karşılık profesyonel bir site, bir grubun, örgütün,
firmanın ve kamu kurumunun bilgi paylaşma aracıdır; dolayısıyla sitenin hedefi,
grubun, örgütün, firmanın veya kamu kurumunun faaliyet alanına giren
kişilerdir. Hedef kitlenin doğru belirlenmesi demek, bu kitleye giren kişilerin
beğenileri, tercihleri, Internet’te bulmak istedikleri gibi sorulara doğruya
yakın cevaplar vermek demektir. Hedef olarak seçtiğimiz kitlenin bizim
sitemizden beklediklerini doğru belirleyemezsek, büyük bir ihtimalle bu
kişilere ulaşmamız veya bu kişilerin sitemizi sık sık ziyaret etmeleri mümkün
olmayacaktır. Oysa profesyonel veya kurumsal bir sitenin başlıca amaçlarından
biri de ziyaretçi listesinin sürekli genişlemesini sağlamaktır.
Eş-dost çevresini aşmak istiyorsak, kime ulaşmak
istediğimizi ve bu kişilerin sitemizden ne beklediğini düşünmek ve tartışmak
zorundayız. Aslında bu o kadar da zor değil. Herşeyden önce, Internet’te bizim
sitemize benzer bir çok site bulabiliriz; onların sitelerini inceleyerek, neler
yaptıklarını ve neyi, nasıl sunduklarını görebiliriz.
Sitenin İskeleti
Site planlama işinin kağıt üzerindeki birinci ve ikinci
bölümü bitince sıra, yine kağıt üzerinde sitenin iskeleti dediğimiz, sayfalar
ve bunların hangisinin hangisine bağlanacağını belirlemeye gelir. Birinci ve
ikinci bölümdeki belirlemelerimiz, örneğin sitemizin ne kadar geniş, bilgilerin
ne kadar kapsamlı olacağına ilişkin kararımız, bu noktada kağıda dökülecektir.
Internet sitelerini incelediğimiz zaman, genellikle tümünün
Home Page, Endeks Sayfası, Splash Screen, Varsayılan Sayfa gibi adlarla anılan
bir ana sayfası olduğunu görüyoruz. Bu, sitemizin vitrinidir. Ziyaretçilerimiz
bu vitrine bakarak, beğendikleri bir şey görürlerse, bu sayfadaki bir
bağlantıyı tıklayarak, içeri girerler.
Biz, ana sayfamıza gelen her ziyaretçinin, sitemizi geziş
senaryosunu belirlemek zorundayız. “Şunu yapan sonra şunu yapsın. Bunu yapan
daha sonra buraya gitsin!” şeklinde düşünerek, ziyaretçilerin atması muhtemel
her adımı düşünerek, sayfalarımıza gereken bağlantıları koyarız.
Sitemizin çatısını, herşeyden önce, içerik belirler. Bir
bilgisayar firmasının sitesinde, donanım ve yazılımlara ayrılan iki ana bölüm
olabilir. Bir turizm şirketinin sitesinde, gezi planları, yer ayırtma formları,
tur düzenlenen beldelerin tanıtımına ilişkin sayfalar bulunabilir. Bizim
kişisel amatör fotoğrafçılık sitemizde şuna benzer bir akış planı
izleyebiliriz:
<Akis plani01.tif>
Bu planda, ziyaretçilerimizin karşısına çıkacak ana
sayfayı, dört sayfa halinde iki bölümün izlemesi öngörülüyor: bizim
sağlayacağımız içerik (kendi fotoğraflarımızdan örnekler, fotoğraf teçhizatımız
hakkında bilgiler), işimize yarayan ve başkalarıyla paylaşmakta yarar
gördüğümüz bağlantılar (sergiler, yarışmalar ve ziyaretçilerimizin görmesini
istediğimiz başka sitelerin adreslerini içeren bölüm) ve ziyaretçilerle
ilişkiler sayfası (ziyaretçilerin sitemiz hakkında görüşlerini belirtmelerini
ve elektronik mektup adreslerini bırakmalarını sağlayacağımız bir ziyaretçi
defteri ve ziyaretçiler arasında karşılıklı haberleşmeye imkan veren bir Bülten
Tahtası sayfası).
Bu aşamada sitede yer alacak her bir sayfanın içeriğini
belirlememize gerek yok. Örneğin, Fotoğraf Örnekleri “sayfası” gerçekten kaç
sayfa olacak, bilmiyoruz. Belki fotoğraf örneklerimizi, coğrafî bölgelere göre
sayfalara bölsek daha iyi! Fotoğrafları konusuna göre (insan, doğa) veya türüne
göre de (siyah/beyaz, renkli) bölümlere ayırabiliriz. Fakat buna karar vermek
için henüz erken. Daha sitemize koyacağımız fotoğraf örneklerini bile seçmedik!
Sitede yer alacak yazılar ortada yok.. Ne gibi yerlere bağlantılar vereceğimizi
bilmiyoruz. Herşeyin bir sırası var!
Site Planını FrontPage’e Geçirmeden Önce
Microsoft FrontPage 98, iki ana programdan oluşur: FrontPage
Editör (FrontPage Editor) ve FrontPage Gezgini (FrontPage Explorer). Editör,
tek tek sayfalarınızı yapmakta kullanacağınız programdır; Explorer ise daha
sonra Internet’e aktarılacak olan siteyi kendi sabit diskinizde oluşturmanızı
sağlar.
FrontPage kurulurken, sabit diskinizde bir Kişisel Web
Server (Personal Web Server) oluşturmuş olmalı. Sabit diskinizde Kişisel Web
Server oluşturmak için aslında FrontPage gerekmiyor; isterseniz Windows 98 veya
NT Workstation da sizin için bir kişisel Web Server kurabilir. FrontPage,
isterseniz, bu Server’ı da kullanabilir.
“Kullanmak” ne demek? Biliyorsunuz, Web’de iki tür
bilgisayar bulunur: Web ziyaretçilerinin bilgisayarları, ki buna teknik adıyla
Client (müşteri, istemci) denir; ve ziyaretçilere Web sayfalarını sunan
bilgisayarlar, ki bunlar da teknik adlarıyla Web Server diye anılırlar.
FrontPage, Internet’e Server olarak açılmayacak da olsa, sizin sabit diskinizde
bir kişisel Server kurarak, sayfalarınızı ve sayfalarınız arasındaki
bağlantılarını, sanki Web’de imiş gibi, oluşturmanıza ve denetlemenize
imkan sağlıyor. Bir siteyi bilgisayarınıza Kişisel Web Server kurmadan da
oluşturabilirsiniz. FrontPage’in sadece Editör bölümünü kullanarak,
sayfalarınızı yapar, içlerine metinlerinizi, grafiklerinizi, multimedya
unsurlarınızı ve bağlantılarınızı koyarsınız. Bunları sabit disk üzerinde
sınayabilirsiniz.
FrontPage’in Kişisel Web Server’ının, ilerde göreceğiz,
sağlayacağı bir kolaylık, kendi sabit diskinizde, kendi kişisel Web
Server’ınızda oluşturduğunuz siteyi, gerçek Web’e (sitenize evsahipliği yapacak
firmanın Server’ına) aktarırken ortaya çıkar. Özellikle evsahibi firmanın
gerçek Web Server programı FrontPage uyumlu ise, sabit diskinizdeki “site”
gerçek Internet’e FrontPage tarafından aktarılır ve sitenizin güncelleştirme ve
diğer işlerini FrontPage’i kullanarak yapabilirsiniz. Kendinize bir evsahibi
seçerken buna dikkat etmiş ve evsahibiniz olacak firması sizin gibi
müşterilerinin sitelerine FrontPage kolaylıkları sağlayan firmalardan arasından
seçmiş olmalısınız!
Bununla birlikte evsahibi firmanın Web Server’ı FrontPage
uyumlu değilse, yine de FrontPage Editör ile yapacağınız sayfaları, evsahibi
firmanın arzu ettiği bir yöntemle (mesela CuteFTP veya benzeri bir dosya
aktarma programı kullanarak) firmanın Server’ına gönderebilirsiniz.
Biz burada FrontPage’e sabit diskimizde bir Kişisel Web
Server kurdurarak, sitemizi bu Server içinde oluşturacağız. FrontPage’i
açtığınızda size mevcut bir siteyi mi açmak istediğinizi, yoksa yeni bir site
mi oluşturmak istediğinizi soracaktır. Şimdi, FrontPage’i ilk kez
çalıştırırken, yeni bir site oluşturmak istediğimizi belirtmemiz gerekir.
<FP0001.tif>
FrontPage, ilk kuruluşu sırasında varsayılan siteyi
oluştururken veya daha sonra yeni bir Kişisel Web oluşturduğunuz zaman, sizden
bir kullanıcı adı ve parolası isteyecektir. FrontPage, bu konuda son derece
ciddîdir: ilk verdiğiniz isim ve parolayı vermedikçe, kendi bilgisayarınızda
kendi oluşturduğunuz siteyi açamazsınız! (FrontPage, sizin siz olduğunu başka
nasıl bilebilir!)
FrontPage’in kurulurken Varsayılan Web olarak kendiliğinden
oluşturduğu site, bir ana sayfa ile üç bağlı sayfadan oluşur. FrontPage, site
kurmayı kolaylaştırmak amacıyla, bilgisayarınıza, bir sitenin bütün sayfaları
arasında görsel birlik sağlamak amacıyla “tema” adını verdiği bir dizi grafik
dosyası ve stil oluşturur. Kullanıcı, sitesine bir “tema” seçtiği zaman, bütün
sayfalarına bu temanın gerektirdiği görsel tarz veya tasarım ögeleri otomatik
olarak uygulanır. Bunlara da sonra ayrıntılı olarak döneceğiz.
Bizim tasarlayacağımız sitenin planı, FrontPage’in
varsayılan sitesine pek uymadığına göre, ilk diyalog kutusunda yeni Web
oluşturulmasını istemeliydik; varsayılan Kişisel Web açık iken, File (Dosya)
menüsünden New (Yeni) maddesini, onun açacağı listeden de FrontPage Web
maddesini seçebiliriz.
Fakat bunu yapmadan önce, FrontPage Explorer’ın bölümlerini
tanıyalım ve adlandıralım. Böylece ilerde birbirimizin ne dediğini daha iyi
anlarız.
<FP0002.tif>
FrontPage Explorer, size sitenizi (ya da FrontPage’in terimi
ile Kişisel Web’inizi) çeşitli farklı biçimlerde görme imkanı veriyor. Bunu
Görünüm Seçme (View) çubuğunda arzu ettiğiniz görünüm türünü tıklayarak
yapabilirsiniz. Burada Navigation (Keşif) görünümün seçilmiş olduğunu
görüyorsunuz. Bu görünümde sitenin tümünü kuşbakışı görebilir; hangi sayfanın
hangi sayfaya bağlantılı olduğunu (veya olmadığını) anlayabilirsiniz. FrontPage
ilk açıldığında Folders (Klasör) görünümü seçer: sitenizdeki bütün klasörleri
ve dosyaları burada Windows Gezgisi’nde olduğu gibi görebilirsiniz. All Files
(Bütün Dosyalar) görünümünde ise seçili klasörün içindeki dosyaları
görebilirsiniz. Hyperlinks (Bağlantılar) görünümünde, ana sayfanızdan aşağıya
doğru bütün sayfalarınız ve sayfalardaki grafikler ve multimedia unsurları
arasında kurduğunuz bağlantılar görüntülenir. Bu görünümü kullanarak daha sonra
sitemizdeki bağlantıları kontrol edeceğiz ve kopuk bağlantıları arayacağız.
Hyperlink Status (Bağlantıların Durumu) görünümünde ise sayfalarımıza
koyduğumuz bütün bağlantıları toplu olarak görebilir ve hangisinin kopuk,
hangisinin geçerli olduğunu inceleyebiliriz. Themes (Temalar) görünümünde ise
FrontPage bize kurulurken sabit diskimizde oluşturduğu 54 ayrı “Site Teması”nı
gösterecektir. Sitemize FrontPage’in hazır temalarından birini seçebiliriz;
veya herşeye sıfırdan başlayıp, sayfalarımızın kişiliğini kendimiz
belirleyebiliriz. “Site kişiliği” konusuna ikinci bölümde ayrıntılı
değineceğiz. Tasks (Görevler) görünümü ise, özellikle bir ekip tarafından
işbölümü ile geliştirilen sitelerde, yapılması gereken, yarım bırakılan işlerin
bir listesini içerir. Grup halinde inşa edilen sitelerde, bu görünümden
yararlanarak, kişiler veya ekipler nelerin tamamlanmasını istediklerini,
nelerin tamamlandığını birbirlerine bildirebilirler ve işbirliğinin gelişmesini
buradan takip edebilirler. Bu görünümden yararlanarak, kendi kendinize
hatırlatma notları da oluşturabilirsiniz.
Kağıt üzerinde yaptığımız site iskeletini FrontPage’e
geçirmeden önce bir soru soralım: “Site” veya “Web” dediğimiz ve örneğin
Folders görünümünde gördüğümüz klasörler ve dosyalar sabit diskimizde nerede
duruyor? Klasörlerin bulunduğu yer olarak FrontPage, Windows sisteminin kuruluş
tarzına bağlı olarak, “http://........” şeklinde bir “adres” gösterecektir. Ben
FrontPage’i, adı Server olan bir bilgisayara kurduğum için, (Bilgisayarınıza
özellikle bir ağ ortamında ise isim vermek zorundasınız!) FrontPage, benim
kişisel Web’imi Server adlı bir Server’da duruyormuş gibi
göstermektedir: “http://server”. Bir Kişisel Web’in Web server ile ilişkisine,
sitemizi gerçek Internet’e açmak üzere evsahibinin bilgisayarına aktarırken
döneceğiz. Şimdilik sadece FrontPage’nin “http://server” diye adlandırdığı
yerin sabit diskte, “FrontPage Webs” adlı bir klasörde “Contents” (İçerik) adlı
bir alt-dizin olduğunu belirtelim:
<FP0003.tif>
FrontPage’in yanı sıra, örneğin Windows 98’e Kişisel Web
Server, Web Tabanlı Kuruluş Yönetimi ve Web Yayım Sihirbazı bileşenlerini
kurdurdu iseniz, sabit diskinizde “InetPub” adlı bir klasör ve içinde
“wwwwroot” adlı bir alt-klasör bulunur.
<FP0004.tif>
Microsoft Kişisel Web Server’a aslında hiç ihtiyacınız yok.
FrontPage’nin kendi Web’i, Microsoft Kişisel Web Server kadar kabiliyetli
olmasa da sitemizi oluşturmak ve gerçek Web7e aktarmak için yeterli. Ama bu
kitapçığı iyice hatmedip, Webcilik mesleğinde daha ileri aşamalara doğru
harekete geçtiğinizde, örneğin ASP diye teknik tanışır ve bunu kendi Windows 98
sisteminizde nasıl uygulayabileceğiniz sorusunu kendi kendinize sormaya
başlarsanız, cevabının Microsoft Kişisel Web Server programında yattığını ve
Windows 98 CD’siyle ücretsiz edindiğiniz bu programın, eğitim amacıyla, 7 bin-8
bin Dolarlık Web Server programları ile boy ölçüşebilecek imkanları size
sunduğunu hatırlayın. Microsoft Kişisel Web Server programını kurmak için, Windows 98 CD'nizi sürücüye yerleştirin; Başlat'ı
ve Çalıştır'ı tıklayın. Çalıştır iletişim kutusunda x:\add-ons\pws\kur.exe
yazın. x yerine CD sürücünüzün harfini yazın ve Tamam'ı tıklayın. Personal Web
Server Kur'daki ayarları değiştirmenize gerek yok. Sabit diskinizde tam
teşekküllü bir Web Server oluşacaktır.
<FP0005.tif>
FrontPage Web ile
(c:\FrontPage Webs\Contents) Microsoft Kişisel Web Server Web’ini
karıştırmamanız gerekir. FrontPage’i Microsoft Kişisel Web Server ile birlikte
kullanmanız da mümkündür. Bu durumda Microsoft Kişisel Web Server’a, FrontPage
Extensions eklemelerini yüklemeniz gerekir.
Biz bu kitapçıkta sayfalarımızı Microsoft Kişisel Web
Server’ın Web’inde değil, FrontPage’in Web’inde oluşturacağız. Öylese,
başlayalım şimdi bu sayfaları oluşturmaya: kağıt üzerinde tasarladığımız Web’i
FrontPage aktaralım ve içini doldurmaya başlayalım.
İlk işimiz tabiî, FrontPage’in bizim için oluşturduğu
Personal Web adlı site yerine kendi sitemizi açmak olacak. File menüsünden
“Close FrontPage Web” (FrontPage Web’i Kapat) maddesini seçerseniz, FrontPage,
yeni Web oluşturma ekranını açacaktır. Aynı işi, File menüsünden, New/FrontPage
Web maddesini seçerek de yapabilirsiniz:
<FP0006.tif>
Yeni Web diyalog kutusunda kocaman 1 ve 2 rakamlarıyla
işaretlenmiş iki bölüm göreceksiniz. Birinci bölümde, radyo düğmesi şekline
sıralanan tercihleriniz şunlar:
1. Tek sayfalık bir Web oluşturabileceğiniz One Page Web;
2. FrontPage Editör (veya başka bir program) ile Site
kapsamı dışında bağımsız (fakat bağlantılı) sayfalar haline oluşturduğunuz bir
siteyi FrontPage Web’i olarak ithal edebileceğiniz Import an Existing Web;
3. FrontPage’in Sihirbaz veya Şablon yoluyla yardım edeceği
tamamen yeni bir Web oluşturmanızı sağlayacağı From Wizard or Template
seçeneği. Bu maddeyi seçerseniz, hemen altındaki kutuda bulanan Sihirbaz veya
Şablonlardan birini seçebilirsiniz. (Corporate Presence/Kurumsal Varlık ve
Discussion Web/Tartışma Web’i sihirbazları, yeni diyalog kutuları açacak ve
sitenizin temelini hazırlamak için ek bilgiler isteyecektir. Customer Support
Web/Müşteri İlişkileri Web’i, Personal Web/Kişisel Web ve Project Web/Proje
Web’i, FrontPage’i tasarlayan uzmanların bu konulara uygun görükleri temalara
dayanan site şablonlarına göre, gerekli tekmel sayfaları ve bağlantıları olan
sayfalar oluşturacaktır.
Bir başka site oluşturma programını değil de FrontPage’i
kullanmamazın sebeplerinden biri ile bu noktada karşı karşıya bulunuyoruz:
Hazır Web sitesi. FrontPage bize sihirbazlar marifetiyle oluşturabileceğimiz
iki tür Web sitesinin yanı sıra, 56 ayrı tema uygulanabilecek, beş temel site
türü sunuyor:
Kurumsal Varlık Sitesi: FrontPage, bir kurumun ınternet
sitesinde bulunması gereken Yenilikler, Mamüller ve Hizmetler gibi sayfalar,
arama motoru, bilgi veya görüş bildirme formu, ve sitenin içindekileri belirten
haritasını içeren sayfalardan hangisini istediğinizi, ana sayfada firmanızın
görev anlayışı, profili, temas bilgileri gibi bilgilerin bulunup
bulunmayacağını, sitenizde basın açıklamalarınıza, makale ve değerlendirme
yazılarına yer verip vermeyeceğinizi, kaç mal ve kaç hizmet tanıtacağınıza,
bunların fotoğraflarını verip vermeyeceğinize, formlarınızdan ele edeceğiniz
bilgileri ne yapacağınıza, nasıl işleyeceğinize kadar sorarak, ve bize 56 tema
arasından birini seçtirerek ortaya en az 13 sayfalık (en çok kaç sayfa olacağı
kaç mamül ve hizmet tanıtmak istediğinize bağlı) bir site ve bu sayfaların
yapıması için gerekli işbölümünün adımlarını gösteren bir görev listesi çıkartıyor.
Bu sihirbaz kadar etkili Webmaster ve İdare Müdürü zor bulunur!
Tartışma Sitesi: Sihirbaz’ın sorduğu sorulara vereceğiniz
cevaplarla, herkesin görüşünü ileteceği bir Sunuş formu, sitede lyer alan
tartışma konuları ve her bir tartışma bağının içinde yer alan mesajların
listesini veren İçindekiler sayfası, Cevap Bağları (Treads), Doğrulama Sayfası
oluşturuyor; bu sayfaları, sizden alacağı cevaplara göre tartışma konularına
göre bölümlüyor, tartışmaya kimlerin katılabileceği (varsayılan herkesin katılması),
cevapların yeniden eskiye doğru veya eskiden yeniye doğru dizilmesi
tercihlerinize göre sayfaların izinlerini tayin ediyor, biçimlendirmelerini
yapıyor; tartışmaya katılmak istemeyen fakat başkalarının tartışmalarınnda
arama yapmak isteyenler için bir arama sayfası oluşturuyor; yine 56 temadan
birini seçmenizi sağlıyor. Sayfalarınız çerçeveli mi olacak? Çerçevelerde neler
bulunacak? (Çerçeveli sayfa isterseniz, Browser’ı çerçeve teknolojisine uyumlu
olmayanlar için bütün sayfalarınızın bir çerçevesiz türünü isteyin
istemediğiniz de bu arada soruluyor.) Ortaya, İngilizce yazılmış bir sunuş ve
davet yazısı, altında isteyenin tartışmaya katılma formunu seçeceği, isteyenin
bütün sitenizde arama yapabileceği forma gitmesini sağlayan bağlantılar
bulunan, (bu, sitenize ev sahipliği yapacak Web Server’da FrontPage Extensions
ve Index Server varsa, işleyebilir) bir ana sayfa çıkıyor. Arama sonuçlarını
ziyaretçinize ulaştıracak sayfa bile hazır! Tartışma uzadıkça, içindekiler
listesi otomatik güncelleştiriliyor.
Müşteri İlişkileri Sitesi: Bu site bir şirketin
müşterilerine yeni mal ve hizmetleri ile ilgili bilgiler sunması ve
müşterilerinin taleplerini ve şikayetlerini iletmesi için gerekli temel
sayfaları ve bağlantıları veriyor. Modern bir firmanın, müşterileri ile batılı
anlamda ilişki kurması için gerekli bütün sayfalar ve bağlantılar düşünülerek
hazırlanmış bu sayfalarda bütün yapacağınız neredeyse sadece kendi firmanızın
adını, adresini, telefon ve faks numaralarını vermekten ibaret.
Kişisel Site: Internet’te sık gördüğünüz site sahibinin
tamamen kendisiyle ilgili bilgiler sunduğu bir site. Ana sayfaya ek olarak site
sahibinin ilgi konuları ve özel fotoğrafları ile ilgili iki sayfadan oluşuyor.
Boş Web: Adından da anlaşılacağı üzere, size içi boş bir
site oluşturuyor. “İçi boş site” nasıl oluşturulur diye merak ediyorsanız;
hemen belirtelim, içi boş bile olsa bir Web sitesinin içlerinde 20’ye yakın
dosya bulunan (6’sı gizli) 13 klasörü ve gerçek Web Server programına kurulmuş
FrontPage Extensions programlarının ilerde kullanmak isteyebilecekleri bilgi
dosyaları vardır. İçi boş bir sitede, ana sayfa ile ana sayfanın bağlantı
vereceği grafik ve multimedya dosyaları ve diğer sayfalar yoktur; ama bu
unsurlar eklendiği anda çalışabilecek ve gerçek Web’e gönderilebilecek tam
teşekküllü bir Web vardır.
Proje Sitesi: Firmaların kendi yerel alan ağlarında (LAN)
kendi özel Internet’lerini (Intranet) oluşturmalarının giderek yayıldığı
günümüzde, firma için projelerin gelişimine ilişkin işbirliği neden Web yoluyla
yapılmasın? Bu site, bir firmaya veya örgüte, personelin veya mensuplarının
süregiden projelerine ilişkin işbirliğini Internet’te veya Intranet’te
yapmalarını sağlayan sayfaları hazırlıyor.
Microsoft, FrontPage’in kayıtlı kullanıcıları için sık sık
yeni şablon ve temalar sunuyor. Bunların arasında öğrencilerin okulları için
ortaklaşa hazırlayacakları bir Web sitesini, özellikle sivil toplum örgütleri
düşünülerek hazırlanmış Grup Sitesi’ni, düğün, mezuniyet veya benzeri bir
kişisel olayı konu alan Kişisel Olay Sitesi’ni, ve belirli bir proje
çerçevesinde çalışan veya bir grubun üyesi olan ekibin kendilerini ve
projelerini tanıtmak için kullanabilecekleri Takım Sitesi’ni sayabiliriz.
FrontPage, bu kutuda yapacağınız tercihlere göre sitenizin
temelini oluşturacak klasörleri ve dosyaları oluşturacak, size sadece
sayfaların içeriğini değiştirmek kalacaktır. Değiştirmek diyorum, çünkü
FrontPage, ana sayfanızı ve temel bir kaç bağlantı sayfasını, varsayılan temaya
uygun biçimde oluşturacak ve bağlantılarını kuracaktır. Birazdan göreceğiz,
bize kalan sadece başlıkları ve metinleri değiştirmekten ibaret.
Asıl işimize başlamadan önce size bu seçeneklerin herbirini
sırayla seçerek, FrontPage ile dört beş site oluşturmanızı tavsiye ederim. Bu
siteler sabit diskinizde epey bir yer kaplayacaktır. Fakat her bir sitenin
oluşumunu çeşitli görünümleri seçerek iyice incelemek, farklı site anlayışları
hakkında size iyi bir fikir verecektir. Ayrıca FrontPage’in kendiliğinden
oluşturduğu sayfaları da, herhangi bir görünümde sayfa simgesini iki kere
tıklayarak Editör’de açabilir, FrontPage’in sayfa tasarım ilkelerini
inceleyebilir; bağlantıların nasıl verildiğini, sayfa alanlarının nasıl
kullanıldığını görebilirsiniz.
İncelemek amacıyla oluşturacağınız bir site açık iken, Tema
görünümüne giderek, bu siteye farklı temalar kazandırın. Bu alıştırma, ikinci
bölümde kendi sitemizi yaparken ele alacağımız Site Kişiliği konusuna hazırlık
olacaktır.
Alıştırma amacıyla oluşturduğunuz siteleri silmek için, site
açıkken, File menüsünden Delete FrontPage Web (Frontpage Web’i Sil) maddesini
seçerek ve açılacak teyid kutusunda Evet’i tıklayarak siteyi tümüyle orntadan
kaldırabilirsiniz. Fakat bence şu yol daha kazançlı sonuçlar verebilir:
1. Açık Web’i kapatın (File/Close FrontPage Web)
2. FrontPage, kendiliğinden yeni site diyalog kutusunu
açacaktır. Burada sınama maksadıyla oluşturduğunuz ve başka bir isim
vermediyseniz My New Web adını taşıyan Web’i sağ-tıklayın; açılacak Remove From
List (Listeden Çıkart) maddesini seçin. FrontPage Explorer bundan emin olup olmadığınızı
sorduğunda EVet’i seçin. Bu Web’e ilişkin klasör (c:\FrontPage Webs\Contents\myweb)
artık silinebilir. Bir Web’i FrontPage’in Web listesinden çıkartmadan klasörünü
silerseniz, FrontPage açılırken hata mesajı verecektir. Fakat deneme amacıyla
oluşturacağınız bu örnek siteleri, ilerde açıp bakmak ve size çözümü zor gelen
bir konuda Microsoft uzmanlarının nasıl bir yol izlediğini görmek istiyorsanız,
My New Web’i, listeden çıkarttıktan sonra, bu Web’e ait klasörü (örneğin
c:\FrontPage Webs\Contents\myweb’i
yeniden adlandırın; ve isterseniz sabit diskinizde başka bir klasöre aktarın.
İnsanın başı sıkıştığı zaman Microsoft’un Web ustalarını yardıma çağırması
kadar zevkli bir şey olamaz.
Kağıttan Web’e
Şimdi artık Front Page’in Web Sitesi hakkında iyi bir fikir
sahibi sayılırız. Bundan sonraki aşama oldukça kolay. Edindiğimiz bilgilere
göre, bizim amatör fotoğrafçılık sitesi, bir Kişisel Web olacak. Fakat bu kadar
övdükten sonra, FrontPage’nin kişisel Web şablonunun bizim planladığımız Amatör
Fotoğrafçının Sitesi için yeterli olmadığını söylersem, şaşırır mısınız?
Bir kere kişisel site şablonunda ziyaretçilerimizden bilgi
toplayacağımız bir form yok; oysa bizim planımıza göre bir ziyaretçi defteri ve
bu deftere ziyaretçilerin gireceği bilgileri işlememize imkan verecek bir CGI
programı gerekiyor.
///////////////////////KUTU/////////////////////////
AÇIL CGI, AÇIL
CGI, Web Server’ın Susam Kapısı’dır; ve açılması için büyülü
sözler değilse bile, ona yakın güçte programlar gerekir. Common Gateway
Interface, Browser’ı ile Internet’te bir siteye bağlanan kişinin talep ettiği
sayfa adından başka bir bilgi vermesine imkan tanımayan ve daima dışarı bilgi
akıtan Web Server’ın, Browser yoluyla ziyaretçiden mesaj ve hatta komut aldığı
tek kapıdır. Ziyaretçiler sitemizdeki bir formu doldurup Gönder düğmesini
tıkladıklarında, Browser’ları bu bilgileri paketleyip, Server’a gönderir. Bu
bilgiler, CGI kapısından geçerek Server’a girerler; fakat Server, CGI’nın
önünde bu formun gönderdiği bilgileri bekleyen bir program yoksa, kendisine
ulaşan bu bilgileri yaklaşık 20 dakika sonra siler! Sayfasında forma yer veren
kişi olarak, site sahibinin (yani bizim) formun vereceği bilgileri alacak ve
işleyecek bir CGI programı yazmamız (Program yazmak mı? Daha neler!) ve bunu
Server’da CGI dizine koymamız gerekir. Korkacak bir şey yok; boşuna FrontPage
kullanmıyoru, herhalde. Bizim yerimize bir program da yazmayacak ise, neden
bedava NotePad yerine şu kadar Dolar’a FrontPage aldık? İlerde, formlarımıza
program veya “işlem” bağlamayı ayrıntılı ele alacağız.
//////////////////////////KUTU
BİTTİ///////////////////////
Biraz önce sizin yaptığınız gibi ben de FrontPage’in diğer
şablonlarını incelerken, dikkatimi, Müşteri İlişkileri Sitesi çekti. Bu sitede,
biraz değiştirmek şartıyla, kullanabileceğimiz herşey var. Hatta o kadar güzel
şeyler var ki, bunları da sitemize katabilmek için kağıt üzerinde
oluşturduğumuz site planında biraz değişiklik bile yapabiliriz.
O halde ne duruyoruz: File... New... FrontPage Webs...
Karşımıza gelen diyalog kutusunda Customer Support Web’i tıklıyoruz; 2 numaralı
bölümde sitemize bir ad veriyoruz: Amatör Fotoğrafçının Sitesi:
<FP0007.tif>
Tabiî hemen dikkat ettiniz, sitemizin adı Amatör
Fotoğrafçının Sitesi değil, Amatör Fotografçinin Sitesi. Bu taktiği biraz sonra
sayfa başlığında da uygulayacağız. Bunu neden yaptık? Şimdi bu kutuya, daha
sonra da sayfa başlığı kutusuna yazdığınız ve yazacağınız ad, daha sonra
sitemizi göndereceğimiz Web Server’da bilgisayarın sistem fontu denen yazı türü
kullanılarak görüntülenecektir. Gerçi bunu o Web Server’ın operatöründen
başkası görmeyecektir, ama Server sahibinden alacağınız bütün mesajlarda ve
raporlarda sizin sitenize bu isimle atıf yapılacaktır. Sayfa başlığı olarak
kullanacağınız isim ise, ziyaretçilerinizin Browser programlarının başlık
bölümünde görüntülenecektir.
Bildiğiniz gibi ve ne yazık ki, ı, İ, ğ, Ğ, ş ve Ş harfleri,
Macintosh ve Windows sistemlerinde, (Türkiye’de satılan Türkçe sürümü değilse)
sistem yazı türü tarafından desteklenen harfler değillerdir. Yaptığınız sitenin
adının, Türkçe desteği bulunmayan bilgisayarlarda da Türkçe’ye en yakın şekilde
görüntülenmesini istiyorsak, biraz cambazlık yapmaya razı olmak zorundayız. İ
harfi yerine üzerinde aksan olan Y harfinin görünmesinden I harfinin görünmesi
(bence) daha tercih edilebilir durumdur. Şimdi bizim sitenin adı Türkçe desteği
olsun olmasın bütün bilgisayarlarda, aslına uygun olmasa bile, aslına en yakın
tarzda görüntülenmiş olacak.
İsim meselesi de hallettikten sonra, OK düğmesini tıklıyoruz
ve FrontPage, Welcome (Hoşgeldiniz) adlı ana sayfanın altında sekiz sayfalı
hazır bir site. Bu “hazır site,” ucuz konfeksiyon gibi planımıza pek uymamış
görünüyorsa da, FrontPage’in yeteneği böyle durumlarda ortaya çıkar. Görelim
bakalım.
<FP0007.tif>
Önce, bu plandaki bazı sayfaları, sağ-tıklayarak ve açılan
menüden Rename (Yeniden adlandır) maddesini seçerek, hem FrontPage’in sayfalara
kazandırdığı fonksiyona aykırı düşmeyecek, hem de bizim plana uygunluğu
sağlayacak bizimde yeniden adlandıralım. (Search/Ara sayfasına planımıza uysun
diye “Başkalarının Sayfaları” adını veremeyiz, değil mi?) Planımızda
olmayanlara da Türkçe isimler verelim.
<FP0008.tif>
HTML’e biraz aşina olanların ve plandaki çizgilerin sayfalar
arasında mevcut bağlantıların (Hyperlink) işareti olduğunu bilenlerin, “Dur!..
Ne yapıyorsun? Sayfa adlarını değiştirirsen, sayfalar arası bağlantılar kopmaz
mı!” dediğini duyar gibi oluyorum. Peki ama biz neden FrontPage kullanıyoruz,
eğer sayfa adlarındaki değişikliğe göre kendi linklerini güncelleştiremeyecekse?
Siz değiştirin sayfa adları, korkmayın! Sonra Tools (Araçlar) menüsünden
Recalculate Hyperlinks (Bağlantıları yeniden hesapla) maddesini seçin. Biraz
önce örneğin What Is New sayfasını işaret eden link komutu şimdi Yenilikler
sayfasına dönmüş olmalı. İnanmazsanız, ispatı çok kolay! Önce Welcome sayfasını
açıyoruz; sol kenardaki Navigation bağlantılarına bakın:
<FP0009.tif>
Sonra, aynı sayfanın, sadece Site Planındaki sayfa adlarını
değiştirdikten sonra içindeki değişikliklere bakın:
<FP00010.tif>
FrontPage, sadece
sayfanın görünen Hyperlink kelimelerini değil, fakat aynı zamanda HTML
kodundaki bağlantı etiketleri (<A> ve </A>) ile belirtilen linkleri
de değiştirmiş bulunuyor.
Fakat bu
sayfaların Browser programlarının pencere başlığındaki adı halâ FrontPage’in
verdiği başlığı taşıyor. Şimdi örneğin Yenilikler sayfasını iki kere tıklayın.
Editör programının başlığında hangi adı görüyorsunuz? Sayfanın eski adı olan
“Support” kelimesini! Şimdi sayfanın boş bir yerini sağ-tıklayın ve açılan
menüden Page Properties maddesini seçin. Açılacak Page Properties kutusunda
General sekmesinde Title hanesine, “Yenilikler” yazın. Şimdi sayfamızın hem
adı, hem de başlığı Yenilikler oldu.
İsteseydik, yeni
Web oluşturma aşamasında, Empty Web/Boş Web şablonunu seçerek sitemizi sıfırdan
başlatır ve sayfaları kağıt üzerimizdeki plama uygun olarak yapardık. FrontPage
Editör, size tek kelime HTML programlama bilmeden bunu yapma imkanı verirdi.
Fakat yine de formları oluşturmak ve formların karşılığı olan programın
yapacağı işleri seçmek bize kalırdı. FrontPage’nin hazırladığı sitenin
sayfalarında değişiklik yapmak böylesine kolay olduğu için, siteyi, amacımıza
en uygun olan şablonu seçerek FrontPage’ye hazırlattırdık. Şimdi, sadece
sayfaların adlarını değiştirmekle kalmayacağız, fakat bağlantılarını ve
yerlerini de değiştireceğiz. Fakat yine de öyle sayfalarımız olacak ki
(örneğin, fotoğraflarımızı ve başka sitelere linkler vereceğimiz sayfalar),
bunları sıfırdan biz yapacağız.
Ama bu iş, ikinci
dersin konusuna giriyor. Şimdi FrontPage’i kapatıp, bilgisayarın dışında da bir
dünya olduğunu keşfedebilirsiniz! Bunu yaparken FrontPage’i kapatmayı
unutmayın; çünkü yeniden açılırken bize bir sürprizi olacak!
Birinci derste, neden bir Web sitesi sahibi olmamız
gerektiğine ilişkin bazı soruları yanıtladık; ve daha sonra bu sorulara
verdiğimiz cevaplara göre, sitemizi kağıt üzerinde planladık. Sonra,
FrontPage’in hazır şablon sitelerinden birini, bir şirketin müşteri ilişkileri
sitesi için tasarlanmış şablonunu seçtik ve bu sitenin içi doldurulmaya hazır
sayfalarını, kendi planımıza uygun bir tarzda adlandırdık. FrontPage’in hazır
sitesi, bize planımızda değişiklik yapma fikri de verdi. Örneğin planda sadece
bir ziyaretçi defteri öngörmüştük; FrontPage’in kolayca bize tartışma sayfası
açabileceğini farkedince, sitemize bir de tartışma sayfası koymaya karar
verdik. Ayrıca FrontPage’nin oluşturduğu sitede “Arama” adlı bir sayfa vardı;
ki ona da dokunmadık ve sitemize onu da dahil ettik. Bu arada, Microsoft tasarımcılarının
aklına firma deyince bilgisayar programı üreten bir firma geldiği için olmalı,
sitemizde bir de ziyaretçilerin yazılım arızalarını bildirmeleri için Bugs
sayfası oluştu; onun adına bile dokunmadık. Daha sonra ne yapacağımıza karar
veririz, dedik.
FrontPage, birbirine bağlantılı bu sayfalardaki
bağlantıları, bizim verdiğimiz adlarla güncelleştirdi. Fakat geriye bir iki
ciddî sorun kalıyor: Bizim planımızda ana sayfadan üç (tabir yerinde ise)
bölüme bağlantı olması diğer sayfalara bu bölümlerin kendi ana sayfalarından
gidilmesi öngörülüyordu. Oysa FrontPage’nin planı, bir ana sayfa ile ona bağlı
7 sayfa oluşturdu. Yani çarşıdaki hesap pek bizim evdeki hesabımızı tutmadı.
Ayrıca, hiç bir işimize yaramayacağı belli olan Bugs sayfası da öylece
duruyor.
Peki.. Şimdi çalıştırın yeniden FrontPage’i. Parolanızı
verdiniz; size FrontPage yeniden açılırken bir sürpriz var demiştim, değil mi?
Şimdi FrontPage, sitenizde (daha doğrusu, sizin safya adlarını değiştirdiğiniz
sitede bir değişiklik olduğunu farketti ve sizden “Bu sitedeki hatalı Endeks
girdilerini güncelleştirmemi ister misiniz?” diye izin istiyor. Buna Evet
düğmesini tıklayarak karşılık verin.
Hani, içeriğini pek anlamamakla birlikte, adını Arama
yaptığımız sayfa vardı ya, işte bu “Endeks” o sayfaya ziyaretçilerinizin
gireceği kelimelerle tüm sitenizde aramaya yapmalarını sağlayacak “site
endeksi.” Site endeksi, bir Web’i oluşturan bütün sayfalardaki bütün anlamlı
kelimelerin hangi HTML sayfalarında geçtiğini belirleyen (şimdilik FrontPage
Web Server’ının; ama ilerde sitenizi Internet’e koyduğunuz zaman—evsahibi
firmanın Web Server’i, Microsoft Internet Information Server adlı Web işletim
sistemi ise—o Web Server’ın) arama motorunun kullanacağı kelime ve kelimelerin
geçtiği sayfaların bağlantı listesi demektir. Özetle, Web sitemizi ziyaret
edenler, bir forma herhangi bir kelimeyi yazarak, sitemizde bu kelimeyi içeren
bütün sayfaların bir listesini görebilecekler.
Web Sayfasına Yazı Dosyası Yerleştirme
Yeni sitemizin ne kadar marifetli olacağına sevinmekle
birlikte, önümüzde daha yapılacak çok iş var. FrontPage’in Navigation
görünümünde, “Hos Geldiniz” adlı sayfayı iki kere tıklayın; FrontPage Sayfa
Editörü açılacaktır:
<FP00011.tif>
FrontPage’in HTML editörünün, üç ayrı görünüm tarzı
vardır. Editör penceresinin sol alt kenarında üç sekme göreceksiniz: Normal,
HTML ve Preview (Önizleme). FrontPage Explorer’da herhangi bir görünümde bir
sayfayı iki kere tıkladığınızda açılan Editör, sayfayı “Normal” diye
adlandırdığı biçimde görüntüler. Bu, kelime-işlem programınızın yazı yazdığınız
veya yazının paragraf aralarına grafikler koyduğunuz penceresinden hiç farklı
değil. İkince sekmeyi tıkladığınızda, sayfanın Internet’te alışverişini ve
Browser’lar tarafından yorumlanarak, ekranda görüntülenmesini sağlayan HTML kodları
karşınıza gelecektir. Üçüncü sekme olan Preview ise sayfanızın bir ziyaretçinin
Browser’ında nasıl görüneceğini görüntüler.
FrontPage’in hazır şablon sayfalarında, bir çok
otomasyona yer verilmiş bulunuyor. Açtığınız “Hos Geldiniz” sayfasının başlığındaki
“ş” harfi bulunmayan başlık da bu otomasyonun bir parçasıdır. FrontPage, buraya
konan grafiklere, Internet’teki yaygın adıyla Banner (Afiş) diyor; ve sayfaya
verdiğiniz adı alıp, Banner grafiği haline getiriyor:
<FP00012.tif>
Bu grafiği sonra değiştireceğiz. FrontPage Editör’de Preview
sekmesini tıklayın: gördğünüz sayfa hoşunuza gitti mi? Gitmedi. Peki. Bu,
FrontPage’in bir firmanın müşteri ilişkileri sitesine uygun gördüğü “tema” idi.
Amatör fotoğrafçılık sitesinde daha başka bir tema belki daha uygun olur.
Editörü kapatın. FrontPage Explorer ve başka bir görünüm seçmedi iseniz,
Folders (Klasörler) görünümü karşınıza gelmiş olmalı. Sol kenardaki görünüm
menü maddelerinden Themes’i tıklayın; iki kutulu bir pencere açılacak ve solda
tema listesi, sağda da seçilen temanın temel görünüm örneği yer alacaktır.
Bütün temaları sırayla inceleyin. Ben, atatör fotoğrafçı için, ressam tuvali
temasını içeren “Canvas” temasını seçiyorum. Siz istediğinizi seçebilirsiniz.
Fakat bu kitapçığı uygulayarak okuyorsanız, grafiklerimizin uyumlu olabilmesi
için, beğenmesiniz de aynı temayı seçmeniz yararlı olur. Temanın adını
seçtikten sonra alttaki Apply/Uygula düğmesini tıklayın. Navigation görünümünü
seçin ve Hoş Geldiniz sayfasını iki kere tıklayarak, Editör’e sayfanızı açtırın.
FrontPage, sayfa adını alır ve grafik yapar, demiştik. Fakat
aynı isim ziyaretçinin Browser’ında “Hoş geldiniz” şeklinde görünmesin diye,
sayfamıza “Hos Geldiniz” adını vermiştik. Şimdi sayfanın Banner grafiği de “ş”
harfi olmadan yapıldı. Bu hoş değil.
///////////////////////////QUARK
İÇİN NOT/////////////////////////
“....ziyaretçinin Browser’ında “Hoş geldiniz” şeklinde
görünmesin diye,...” cümleciğindeki “Hoş”
kelimesinin son harfi buna karşılık ASCII karakteri olacak. Sanıyorum, bu “Hoþ” şeklinde. Ama buraya yazdığım örnek, benim
bilgisayardan PCW bilgisayarlarına kadar nasıl korunabilir, bilmiyorum. Fakat
ş’e denk gelen ASCII’yi bulmak kolay: üstte de kolu olan p parfi, veya altta da
kolu olan b harfi, ya da b ve p üst-üste!!
//////////////////////////////NOT
BİTTİ///////////////////////////
FrontPage, bu grafiği “Header” adını verdiği özel bir
“Component” (Bileşke) içine koyacak ve daha bir çok sayfada tekrar edecektir.
Bu grafiği—FrontPage’in temasını bozmadan—değiştirmek istiyoruz.
Şimdi “Hos Geldiniz” yazısını tıklayın; Yazı ve çevresindeki
grafik unsurları içeren bir kutu seçilecektir: klavyeden Ctrl+C tuşlarına
basın. FrontPage Explorer ve Editör’e dokunmayın; sevdiğiniz grafik programını
açın; yeni grafik yapmak istediğinizi bildirin ve boş sayfanın üzerinde Ctrl+V
tuşlarına basın. Böylece FrontPage’in Banner grafiğini, grafik editing
programınıza aktarmış oldunuz. Bu grafikteki “Hos Geldiniz” kelimelerini
silerek yerine “Amatör Fotoğrafıçının Sitesi” yazmak, grafik programınızı
kullanmadaki maharetinize bağlı! Sonuçta ortaya 630x60 piksel ebadında ve 72
dpi çözünürlükte bir GIF dosyası çıkartmanız ve bunu “Baslikban.gif adıyla
sabit diske kaydetmeniz gerekiyor. Baştan beri site ve diğer isimlendirmelerde
buradaki örnekleri izliyorsanız, grafik dosyalarınızı C:\FrontPage Webs\Content\amatrfotorafnn\images klasöründe
bulundurmanız, daha sonra işinizi kolaylaştırır. Bu kitapçığın örnek
dosyalarını PC World sitesinden indirdi ve geçici bir dizinde tutuyorsanız,
şimdi bunları C:\FrontPage Webs\Content\amatrfotorafnn\images
klasörüne kopyalayabilirsiniz. Burada bu dosyalardan BaslıkBan.gif adlı dosyayı
da kullanabilirsiniz. Örnek sitenize bizim verdiğimiz adı vermediyseniz veya
FrontPage’e sitenize ait dosyalar için varsayılan dizinden başka bir dizin
gösterdiyseniz, Images klasörünü o dizinde arayın ve grafiklerinizi de o
dizindeki Images klasörüne koyun.
Şimdi FrontPage’in bütün sayfalarda tekrar ettiği bu
başlıkta grafiği silip, yerine kendi grafiğimizi koyacağız. Bunun için şu
işlemleri yapın:
1. “Hos Geldiniz” yazısını sağ-tıklayın; açılacak menüden
Delete/Sil’i seçin.
2. Başka bir yeri tıklamadan (yani Mouse işaretçisinin
yerini değiştirmeden) Insert/ekle menüsünden Image/görüntü maddesini seçin ve
açılacak diyalog kutusunda buraya koyacağınız başlık grafiğinin durduğu klasörü
ve dosyayı işaret edin. OK’i tıklayarak yeni grafiğin sayfada yerini almısını
sağlayın.
3. FrontPage Editör’ü kapatın; kapanışta sorulacak
“Değişiklikler Included Page Header Dosyasına Kaydedilsin mi?” sdorusuna Evet
düğmesini tıklayarak karşılık verin. Böylece sitedeki bütün sayfalarda, yeni
başlık grafiğiniz kullanılmış olacaktır. Navigation görüntüsüne göre
döndüğünüzde, bir başka sayfayı iki kere tıklayarak, başlağın gerçekten bütün
sayfalarda değişip değişmesini deneyebilirsiniz:
<FP00013.tif>
Çok güzel! Hepsi değişmiş, değil mi? Fakat sayfalardaki
yazılar İngilizce! Bu arada başlık grafiğinin hemen altında site içinde
sayfadan-sayfaya hareket etmeye imkan veren navigation düğmelerini görüyoruz;
içlerinde “Button” yazısı var.
Peki, şimdi bunları değiştirelim. Önce şu düğmelere Türkçe
etiketler bulalım. Bunun için şu işlemleri yapabilirsiniz:
1. Navigation görünümünde, boş bir yeri sağ tıklayın,
açılacak menüden Web Settings (Web Ayarları) maddesini seçin.
2. Açılacak kutuda, Navigation sekmesini tıklayın. Burada
Home Page kutusuna Ana Sayfa, Parent Page kutusuna Yukarı, Previous Page
kutusuna Geri, Next Page kutusuna İleri yazın.
3. Hazır, Web ayarları’nı açmışken, Language (Dil) sekmesini
tıklayın, Default HTML Coding kutusunun seçme okuna basarak, açılacak listeden
Turkish (Türkçe) maddesini seçin.
4. Web ayarları kutusunu Tamam’ı tıklayarak kapatın.
<FP00014.tif>
Yaptığınız değişikliğin, mesela Ara sayfasına işlenip
işlenmediğini anlamak için, Önerileriniz sayfasını iki kere tıklayın. Bu
sayfadaki düğmeler Türkçeleşmiş olmalı.
Yapacağımız ikinci iş, sayfadaki yazıları değiştirmekti.
Şimdi onu yapabiliriz. Buna geçmeden önce, FrontPage’in Rich Text Format
(Zengin Yazı Biçimi) biçimindeki dosyaları kabul edebildiğini hatırlatalım.
Kelime-işlem programınızla yazdığınız bir yazıda arzu ettiğiniz kelimeleri koyu
veya renkli harflere çeviriyor, paragraflarınıza içerden yazılma veya başlarına
nokta koyma gibi biçimler veriyorsanız; bu dosyaları bu şekliyle FrontPage’e
ithal edebilirsiniz. Tabiî, FrontPage, bir Windows programı olarak, başka
programlarda kopyaladığınız metinleri de Yapıştır yoluyla kendi sayfalarına
kabul edebilir. Bu iki yöntemi de şimdi ayrıntılı olarak ele alalım.
Önce kopyala-yapıştır yolunu deneyelim. NotePad’i açarak, şu
paragrafı (tırnak işaretli olmadan) yazın:
“Amatör fotoğrafçının sitesine hoş geldiniz. Bu sitenin
amacı, sadece kendi fotoğraflarımı sergilemek değil. Burada küçük çapta da
olsa, amatör fotoğrafçılar arasında bir fikir alış-verişi başlatmak istiyorum.
Tartışma sayfası, amatör fotoğrafçılar arasında sadece fotoğrafçılığı
ilgilendiren konularda karşılıklı görüş bildirmeniz amacıyla tasarlanmış
bulunuyor. Siteyle ilgili sorunları Öneriler sayfasındaki formu kullanarak bana
iletebilirsiniz.
Siteme gösterdiğiniz ilgiden dolayı teşekkür ederim.”
Bu iki paragrafın tümünü seçin ve Düzen menüsünden Kopyala’ı
tıklayarak Windows’un panosuna alın.
Sonra, FrontPage’de Navigation görünümünde Ana Sayfa’yı iki
kere tıklayın; açılan sayfada, “Welcome” kelimesinden “CompanyEmail” kelimesine
kadar olan İngilizce yazıların tümünü seçin ve Edit menüsünden Paste (Yapıştır)
maddesini tıklayın. (Seçili yazıların üstünü sağ-tıklayarak açılacak menüden de
Paste’i seçebilirsiniz.)
NotePad’in biçimlendirilmemiş yazısı, FrontPage’in
biçimlendirilmiş yazısının yerini aldı. Aynı işlemi, sayfanın altındaki koyu
harfli bölüm için de yapın, hukuksal ağırlığı olan bir kaç cümle yazın! Ve
ortaya şu sayfa çıksın:
<FP00015.tif>
Yukarıda, FrontPage’in biçimlendirilmiş yazı da
kabul ettiğini belirttik. Bunun için kelime-işlem programınızda oluşturduğunuz
bir metni biçimlendirdikten sonra, RTF siçiminde kaydetme imkanınız olması
gerekir. Belli başlı bütün kelime-işlem programları, örneğin Microsoft Word ve
Corel WordPerfect, bunu yapabilirler. Kelime-işlem programınızda şu metni
yazın:
“Bu sayfada amatör
fotoğrafçılar için bilgisayar programları ve benzeri bilgisayar-destekli
uygulamalara ulaşmanızı sağlayacak bağlantılar yer alıyor. Bu programların çoğu
paylaşmalı programlardır. Bu tür programları sürekli kullanmak istiyorsanız,
programın yazarına, talep ettiği ücreti ödemeniz gerekir. Dia-pozitiflere etiket yazma programları
Slide
Label Saydamlarınızın çerçevelerine istediğiniz ebadda etiket
basıyor.
Dia Labels Saydam etiketleri ile birlikte veritabanı
oluşturuyor.
Fotoğraf
Arşivi
Photo
archive Sabit diskinizdeki bütün fotoğraflarınızın kolay ulaşılır
arşivini yapmakta kullanabilirsiniz.”
Kelime-işlem programınız, bu imkanı tanıyorsa, Slide
label, Dia Labels ve Photo Archive kelimelerine, gerçek olmayan bir Internet
link’i bağlayın. Bu kelimelerle başlayan üç paragrafı noktalı liste biçimine
sokun. Özetle, bu metni kelime işlem programınızda şu şekli alsın:
<FP00016.tif>
Sonra, bu metni Destek.rtf adıyla ve Rich Text
Format (RTF) biçiminde sabit diskinizde herhangi bir klasöre kaydedin. RTF
biçiminde kaydedilen dosyalar, kelime-işlem programının bütün biçimlendirme
özelliklerini korumazlar. Fakat burada yaptığımız, yazı türünü Times New Roman
yapma, link verme, paragrafları noktalı liste haline getirme ve bazı
paragrafları koyu harfe çevirme gibi sabit biçimlendirmeler RTF dosyasında
aynen saklanır.
Şimdi, kelime-işlem programını kapatın; FrontPage’in
Navigation görünümünde Yenilikler sayfasını açın. Bizim biçimlediğimiz metne
benzeyen yazıyı, (“This page” kelimelerinden “published” kelimesine kadar
tarayın ve silin.
Mouse işaretçisini başka yere oynatmadan, Insert
menüsünden File (Dosya) maddesini seçin ve açılacak diyalog kutusunda biraz
önce kaydettiğiniz Destek.rtf dosyasını bulun, Aç düğmesini tıklayın. RTF
dosyasını göremiyorsanız, Dosya Türü kutusunda RTF biçimli dosyaların seçilmiş
olup-olmadığına bakın.
Destek.rtf dosyasındaki yazı, kelime-işlem
programında verdiğiniz biçimi ve bağlantıları koruyarak, sayfadaki yerini almış
oldu:
<FP00017.tif>
Böylece bu dersin birinci bölümü olan Web sayfasına
yazı yerleştirme konusunu bitirmiş olduk. Bu bölümde öğrendiklerini uygulamak
için diğer sayfalarda da yapılmasını gerekli gördüğünüz değişiklikleri
yapabilirsiniz. Dersin bundan sonraki bölümünde sayfalarımıza fotoğraf ve resim
yerleştirmeye çalışacağız. Ama önce yeni sayfa açmamız gerekiyor.
Web Sitesine Yeni Sayfa Ekleyelim
Sitemizde ana sayfa dışında yedi sayfamız var; ama
bunlardan hiç biri, kendi fotoğraflarımızı ziyaretçilerimize sunabileceğimiz
nitelikte değil. Fotoğraflarımızı görmek isteyenlerin gidebileceği yeni bir
sayfaya ihtiyacımız var.
FrontPage’in bizim için oluşturduğu sayfaları
inceledikçe görüyoruz ki, hepsinde ortak bir başlık bölümü, hepsinde ortak bir
zemin var. Ayrıca başlık bölümündeki Navigation düğmeleri, ziyaretçiyi bir
sayfadan ötekine, istediği bir sayfaya veya ana sayfaya götürüyor. Bizim
yapmamız gereken yeni sayfada da bu unsurların olması gerekiyor. Fakat yeni
sayfaya—diğer sayfalarda bulunan bu ortak özellikleri nasıl kazandıracağız?
Bu bir HTML kılavuzu olsaydı, şimdi “Açın NotePad’i
ve <HTML> yazın...” diye söze girmiştik bile. Fakat FrontPage
kullanmamızın bir sebebi de tek kelime HTML kodu yazmamak değil miydi? O halde,
diğer sayfaların ortak özelliklerine sahip, başlık bölümü ve site içindeki
diğer sayfalara bağlantıları sağlanmış, fakat içi boş bir sayfa oluşturma işini
de FrontPage’e yaptırabilir miyiz?
Elbette! Navigation görünümünde, Mouse işaretçisini
pencerenin alt tarafında dosyalarınızın ve klasörlerinizin göründüğü bölümü,
site şemasının bulunduğu bölümden ayıran çizginin üzerine götürün; imleç
aşağı-yukarı iki okun arasında iki çizgi halini alacaktır; şimdi mouse’un sağ
düğmesini tutarak, iki bölümü ayıran çizgiyi aşağı doğru çekin; dosya ve klasör
bölümü kaybolsun. Merak etmeyin; aynı çizgiyi yukarı çekerek bu bölümü yeniden
açabilirsiniz.
Site şemanız şimdi bütün Navigation penceresini
kaplıyor. En üstteki ana sayfanız olan Hoş Geldiniz sayfasını bir kere
tıklayın; Araç Çubuğu’nda New Page/Yeni Sayfa simgesini tıklayın. En sondaki
sayfanın sağında “New Page 1” adlı bir sayfa belirdi. Bu sayfayı bir kere sağ
tıklayın; açılan menüden Rename/Yeniden Adlandır maddesini seçin ve sayfanın
adını “Fotoğraflarım” olarak değiştirin.
<FP00018.tif>
Sayfayı oluşturduk; adını değiştirdik. Fakat acaba
içinde gerçek arzu ettiğimiz şeyler, sitemizin ortak temasının gerektirdiği
arka plan, başlık, her sayfada bulunan ortak unsurlar bu sayfada da var mı?
Sayfayı iki kere tıklayın; istediğiniz herşeyin (içerik hariç, ki onu biraz
sonra biz belirleyeceğiz) sayfada bulunduğunu göreceksiniz. Özellikle, bu sayfa
sitenin son sayfası olduğu için “İleri” düğmesinin olmadığına dikkat edin. Bu
sayfayı kapatın; Ana Sayfa’yı açın. “Fotoğraflarım” sayfasının soldaki listenin
altına eklendiğini göreceksiniz. Ana Sayfa’yı kapatın.
Bence, fotoğraflarımı ziyaretçilere sunduğum
sayfanın sitenin son sayfası olması hiç de doğru bir şey değil. Biz bu siteyi
neden kuruyoruz? Fotoğraflarımızı sergilemek için! Navigation görünümünde,
Fotoğraflarım sayfasını Mouse’un sağ düğmesiyle tutun ve en başa, Yenilikler’in
soluna götürüp bırakın. Dikkat edin; Yenilikler sayfasının altına değil, tam
soluna bırakın! Sayfayı açın; seyir düğmeleri değişmiş oldu. Ana Sayfa’yı açın;
Fotoğraflarım sayfasının bağlantısı ve yerini değişmiş bulacaksınız. Sayfaları
kapatın.
Navigation görünümünde Fotoğraflarım sayfasını bir
kere tıklayarak seçin ve Araç Çubuğu’nda yeni sayfa simgesini tıklayın.
Fotoğraflarım sayfasına bağlanmış yeni bir sayfa oluştu. İçini açıp bakmanıza
lüzum yok: bu sayfanın da temel bütün unsurları yerinde! Fotoğraflarım
sayfasını tekrar seçin; yeni sayfa simgesini yeniden tıklayın. Fotoğraflarım
sayfasına bağlı yeni bir sayfa daha! Eliniz alışmışken, Fotoğraflarım’a bağlı
yeni sayfaların sayısını dörde çıkartın ve bu sayfaları sırasıyla Gezi, Doğa,
Portreler ve Diğerleri olarak adlandırın.
<FP00019.tif>
Fotoğraflarım sayfasını iki kere tıklayın; biraz
önce sağda içinde sadece “Button” yazılı ama bağlantılı olmadığı anlaşılan Link
satırlarının yerinde yeni sayfalarınızın adlarını göreceksiniz. Ctrl tuşunu
tutarak, bu bağlantıları tıklayın; Gezi, Doğa, Portlere ve Diğerleri
sayfalarınızın da sitenin bütün özelliklerine ve temel unsurlarına sahip
olduğunu görüyor musunuz? Gezi, Doğa, Portlere ve Diğerleri sayfalarında, diğer
sayfalarda bulunmayan bir seyir düğmesinin varlığına dikkat edin. Bu “Yukarı”
düğmesidir. Bu bağlantı diğer sayfalarda yok, çünkü o sayfalara sadece Ana
sayfa’dan ulaşılıyor. Oysa Fotoğraflarım sayfasının altındaki Gezi ve diğer “alt”
sayfalara gelinebilen bir “üst” sayfa (Fotoğraflarım sayfası) var.
Bu sayfalardan birinde iken klavyede Ctrl tuşunu
tutarak, Yukarı düğmesini tıklayın, Fotoğraflarım sayfasına geri döneceksiniz.
Fotoğraflarım sayfasında, metin imlecinin yanıp-söndüğü yere ziyaretçilerimize
bu bağlantıları tıkladıkları zaman ne gibi şaheserlerle karşılaşacaklarını
belirten bir metin koyabilirsiniz.
Bunu biraz önce öğrendiğimiz gibi biçimlendirilmemiş
bir metni kopyala-yapıştır yöntemiyle veya bir kelime-işlem programı ile RTF
biçiminde metin dosyası oluşturarak ve bu dosyayı Web sayfasına eklerek
yapabilirsiniz. Fakat yazacağınız metin kısa bir kaç cümle ise bunu doğruca
FrontPage Editör’de de yapabilirsiniz. İmlecin bulunduğu yere, “Çeşitli
vesilelerle çektiğim fotoğrafları burada beğenilerinize ve eleştirilerinize
sunuyorum. Sağdaki dört bağlantıyı tıklayarak, fotoğraflarımın bulunduğu dört
sayfayı görebilirsiniz. Fotoğraflarımı gördükten sonra, izenimlerinizi ve
eleştirilerinizi bildirmek isterseniz, Önerileriniz sayfasındaki formu
kullanabilirsiniz. İsterseniz bana elektronik mektup da gönderebilirsiniz,”
yazın. Sonra bu yazının tümünü seçin ve içinde Default Font yazan yazı türü
kutusunun seçme okunu tıklayarak arzu ettiğiniz bir harf türünü seçin. Bu
kutunun sağındaki üzerinde yukarı ok bulunan A harfini tıklarak harflerin
ölçüsünü büyütün. Seçiminiz çok büyük göründü ise, üzerine aşağı ok bulunan A
harfini tıklayarak harfleri küçültün.
<FP00020.tif>
İsterseniz “elektronik mektup” kelimelerine kendi
eleknonik posta adresinize mektup göndermek üzere kullanıcının elektronik posta
programını açtıracak bir bağlantı da koyabilirsiniz. Fakat bu konuya daha sonra
geleceğiz!
Şimdi bu sayfa sitemizin fotoğraflar bölümünün ana
sayfası oldu. Sıra geldi, fotoğrafları içeren dört sayfaya, uygun fotoğrafları
yerleştirmeye!
Fakat sitemizin planı halâ bizim kağıt üzerindeki planımıza
benzemiyor. Bunu sağlamak amacıyla ana sayfayı vce Yeni Sayfa simgesini
tıklayın. Sayfaların en sonunda New Page adıyla yeni bir sayfanız olacaktır.
Artık biliyoruz ki, bu sayfanın aslî bütün unsurları yerindedir. Bu sayfanın
simgesini sağ-tıklayın; açılan menüden Rename/Yeniden Adlandır’ı seçin ve
sayfanın adını “Oneriler Tartisma Sorular ve Cevaplar” yapın. Sonra, Sorular
Cevaplar, Öneriler ve Tartisma sayfalarının simgelerini Mouse işaretçisiyle
tutarak, bu yeni sayfanın altına getirip bırakın. Yine eminiz ki, “Oneriler
Tartisma Sorular ve Cevaplar” sayfası, bu üç sayfaya da gereken linkleri
veriyor. Bu arada işimize pek yaramayacak olan Bugs ve Yazılım sayfalarını da
silebilirsiniz: örneğin Bugs sayfasını sağ-tıklayın, açılacak menüden
Delete/Sil maddesini seçin.
Açılacak bir soru kutusu, sizden sayfası sadece bağlantılar
listesinden mi çıkartmak istediğinizi, yoksa tümüyle yok etmek mi istediğiniz
soracaktır. Birinci madde olan “From this page from all navigation bars” (Bu
sayfayı tüm seyir çubuklarından çıkart) maddesini seçerseniz, sayfa ve içeriği
HTML dosyası olarak sabit diskte kalır, fakat sitedeki bağlantıları silinir.
İkinci madde olan “Delete this page from the FrontPage Web” (Bu sayfası
FrontPege Web’inden sil) maddesini seçerseniz, sadece sayfa silinmekle kalmaz,
ana sayfadaki bağlantısı da silinir. Bu sayfanın HTML kodundan ilerde
yararlanabileceğinizi düşünüyorsanız, birinci maddeyi seçin. Yoksa ikinci
maddeyi seçin ve OK’i tıklayın. Aynı şeyi Yazılım sayfasına da yapabilirsiniz.
Şimdi yeni sayfaların içeriklerini verebilir, eski
sayfaların mevcut içerikleri kendi ihtiyacımıza uygun hale getirebiliriz.
Web Sayfasına Grafik Dosyası Yerleştirme
FrontPage’e, tek kelime HTML kodu yazmadan, aşağı
yukarı, sağ ve sol sayfalarla her türlü bağlantısı olan ve temel unsurları
bulunan dört yeni sayfa yaptırdık. Şimdi bu sayfalara fotoğraflarımızı koyalım.
Fakat önce hukuk ve DPI açısından bazı noktaları belirtelim.
Telif Hakkı Meselesi
Alıştırma amacıyla bu sayfalara istediğiniz
fotoğrafları koyabilirsiniz. Burada “Alıştırma maksadıyla” kelimelerine
dikkatinizi çekerim. Internet, gerek Türk yasalarına, gerekse uluslararası
hukuka göre, bir yayın aracıdır. Yani Internet’te gerçek bir site edinir ve
gerçek sayfaları kamuoyuna açarsanız, yasaya göre “ticarî yayın” yapmış ve
dolayısıyla basın-yayınla ilgili her türlü ulusal ve uluslararası yasanın
kapsamına girmiş olursunuz. Gazete, dergi, radyo ve televizyonlar hangi yasa,
tüzük ve yönetmelik ile düzenleniyor ise, Internet’teki siteniz de o hükümlere
uymak zorundadır.
Bu yasaların başında gelenlerden biri, Fikir ve
Sanat Eserlerini Koruma Kanunu, diğeri ise Ceza Yasası’sıdır. Fikir ve Sanat
Eserlerini Koruma Kanunu, veya yaygın adıyla Telif Hakları yasası’nın
hükümlerini tek bir cümleye indirgeyebilirsek, şunu söyleyebiliriz: Size ve
kamuya ait olmayan bir fikir veya sanat eserini, sahibinin yazılı izni olmadan
yayınlamak yasaktır! Ceza Yasası ise çeşitli hükümleriyle, kişilerin özel
hayatını izinsiz yayınlara karşı korur; hayatı, yaptıkları, düşünceleri ve
sözleri kamu açısından önem taşımayan kişilerin (yani seçilmiş veya yüksek bir
görevde bulunan ve kamu hizmeti yapanların, ulusal önemdeki bir haberin konusu olanların,
kamuya açık bir gösteri veya sanat eserini icra edenlerin ve benzeri durumdaki
kişilerin dışındaki herkesin) fotoğrafının ticaret amacıyla
yayınlanmasını yasaklar. Sokakta gördüğünüz bir kişinin, bir sebeple,
fotoğrafını çekerseniz, ticaret maksadıyla kullanabilmek için bu kişiden imzalı
“Muvaffakat Belgesi” almanız gerekir. Bir çok batı ülkesinde başkasına ait
binanın, evcil hayvanın veya bitkinin fotoğrafını bile ticarî maksatla
yayınlamanın yasak olduğunu hatırlatırsak, Türkiye’de bu açıdan hayatın çok
kolay olduğunu görürsünüz! Başkalarının çektiği fotoğrafları veya yaptığı
resimleri sitenizde kullanacağınız zaman, fotoğrafı çeken veya resmi yapan
kişiden, sanat eserinin yayın hakkını aldığınızı gösteren bir bir belge
imzalamasını istemelisiniz.
Demek ki, Internet’te hoşunuza giden bir fotoğrafı
veya bir başka tür grafiği bir sağ tıklamayla sabit diskimize alıp, sonra da
kendi sayfamıza koymamız, bize en azından çok ağır bir malî sorumluluk
getirebilir. Ayrıca, sokakta gördüğünüz bir kişinin fotoğrafını çekip,
şirketinizin ambalaj kağıdına bastırmanız mümkün olamaz. CD-ROM halinde satılan
fotoğraf ve grafiklerin kutusunda bulunan broşür ve diğer yazıları dikkatle
okuyarak, bu malzemeyi nerede ve hangi şartlar altında kullanabileceğinizi
öğrenin. Bu tür CD-ROM’ların kiminde ticaret amacıyla kullanım yasaklanmıştır,
kiminde ise her türlü kullanıma izin verilir.
Alıştırma maksadıyla, yani kendi sabit diskimizden
başka bir yere gitmemek ve bizden başkası tarafından görülmemek şartıyla,
herhangi bir fotoğrafı kullanabiliriz.
Bu hukukî uyarılardan sonra, öğrendiğimiz kurallara
uygun fotoğraflarla, son yaptığımız dört sayfayı tamamlayalım. Tabiatıyla bir
fotoğrafçının sitesindeki fotoğrafların kendisine ait ve konu itibariyle
Internet’te yayınlanabilir olmması gerekir!
Grafiklerin Çözünürlüğü
Internet’te sitenizi oluşturan sayfalar, evsahibi
Web Server’dan, ziyaretçinin bilgisayarına sür’atle ulaştırılması gerekir. Bu
ulaşımın sür’atini, Web Server’ın ve ziyaretçinin bilgisayarının Internet’e
bağlantılarının genişliği belirler. Web Server’lar Internet’in omurgası
denilen ana kablolara genellikle çok hızlı bilgi alış-verişine imkan veren
kablolarla bağlıdır; fakat ziyaretçiler bağlantıyı telefonla sağlarlar. Telefon
tellerinin saniyede aktarabileceği bilgi büyüklüğü ise sınırlıdır.
Sayfalarınızdaki grafik unsurlar çok büyük dosyalar oluşturuyorsa,
sayfalarınızın ziyaretçinizin bilgisayarında görüntülenmesi çok uzun zaman
alacaktır.
Sayfalarınıza koyacağınız grafik unsurların (başlık
resimleri veya fotoğraflar gibi) bilgisayar dosyası olarak büyüklüğünü sadece
yüzölçümü tayin etmez; çözünürlüğü tayin eder. Bir grafik unsur, çözünürlüğü
çok olursa, yüzölçümü daha büyük bir grafikten daha büyük bilgisayar dosyası
oluşturabilir. Bilgisayar grafiklerinin çözünürlüğü (yani ekranda veya
basıldığı zaman kağıt ya da film üzerinde) kaç nokta oluşturularak
gösterileceği demektir. Bunun standart ölçüsü, inç-kare’ye nokta olarak (dot
per inch, DPI) gösterilir. Bilgisayar ekranları genellikle 72 dpi
çözünürlüktedir, dolayısıyla sadece ekranda gösterilecek bir grafik unsurun 72
dpi çözünürlükte olması yeter. Buna karşılık kağıda veya matbaacılıkta
kullanılmak üzere filme alınacak grafiklerin çözünürlüğü en az 300 dpi olur.
Fotoğraf veya diğer grafik unsurları tarayıcı (scanner) ile tarayarak, kağıttan
bilgisayara aktırırız. Bunu yaparken tarayıcı programa çözünürlük olarak
istediğiniz ölçüyü verebilirsiniz.
Şimdi diyelim ki elimizde, geçen derste yaptığımız
dört sayfaya koyacağımız dört fotoğrafın bilgisayar dosyaları bulunuyor. Şimdi
FrontPage’e bunları sayfalarımıza koymasını bildirelim. FrontPage Explorer’da
Navigation görünümünde, Gezi sayfasını iki kere tıklayın; sabit ve ortak
unsurları olan fakat içeriği bulunmayan sayfamız Editör’de açılsın. İmlecin
yanıp söndüğü noktaya, “Gezi Fotoğraflarım” yazın ve her imleç bu satırda iken
(içinde Normal yazan) stil değiştirme kutusunun seçme okuna basın. Açılacak
listeden “Heading 2” stilini seçin. FrontPage size 15 hazır stil sunuyor.
Bunlardan Heading (Başlık) diye adlandırılmış olanlar 1’den (en büyük) 6’ya (en
küçük) kadar numaralanmıştır. Hazır sırası gelmişken, bütün stilleri sırasıyla
seçin ve “Gezi Fotoğraflarım” başlığının nasıl biçimlendirildiğini inceleyin.
Denemenin sonunda Heading2’de karar kılın. İmleç henüz bu satırda iken, Araç
Çubuğu’nda Center (Ortala) simgesini tıklayın. “Gezi Fotoğraflarım” başlığı
büyümüş ve ortalanmış olacaktır.
Klaveyede Enter tuşuna basarak, metin imlecini
alttaki satıra indirin ve “Foto 1: Antalya-Kemer Olimpos Dağı” yazın. İmleç,
henüz bu satırda iken, stil seçme kutusundan Menu List stilini seçin.
FrontPage, tüm sitenize uyguladığı tema çerçevesinde bütün menü listelerinin
başına aynı nokta grafiğini koyacaktır. Tekrar klavyede Enter tuşuna basın.
İmleç alt satıra indiğinde, Araç Çubuğu’nda Insert Image (Grafik Yerleştir)
simgesini tıklayın. (Bu kitapçığın örnek dosyalarını PC World sitesinden
indirdiyseniz ve örnek dosyaları C:\FrontPage
Webs\Content\amatrfotorafnn\images klasörüne kopyalamış olymanız gerekir. Kendi
seçtiğiniz bir fotoğrafı kullanacaksanız, bu fotoğrafın dosyasını sitenizin
varsayılan Images klasörüne kopyalamayı unutmayın.)
Açılacak diyalog kutusunda, sol taraftaki listede
Gezi72dpi.jpg (veya kendi seçtiğiniz herhangi bir dosyayı) tıklayın; sağdaki
önizleme kutusunda dosyanın içeriğini göreceksiniz. OK’i tıklayın; fotoğraf
sayfada sola bloklanmış olarak yerini alacaktır. Fakat gördüğünüz gibi
fotoğrafın orijinal ebadı, sayfamızın diğer unsurlarına göre biraz büyükçe.
Fotoğrafın içinde bir yeri tıklayın; dört kenarında küçük kutular halinde
tutacak yerler belirecektir. Mouse işaretçisini sağ alt köşedeki küçük kutunun
üzerine götürdüğünüzde çapraz iki uçlu ok olduğunu göreceksiniz. Sağ düğmesini
tutarak, Mouse’u, sol üst köşeye doğru sürükleyin. Fotoğraf gözünüze yeterince
küçülmüş görününce, bırakın. Fotoğraf seçili iken, Araç Çubuğu’ndan
Center/Ortala simgesini tıklayın. Sayfanız şu şekli almış olacaktır:
<FP00021.tif>
Şimdi diğer fotoğraf sayfalarına da başlıkları ve
fotoğrafları yerleştirelim. Böylece sitemizin “sıfırdan” yapılan sayfaları
tamamlanmış oluyor.
Bu derste, FrontPage’e yaptırdığımız sayfalarla
sitemizin planı, kağıt üzerindeki plana biraz daha yaklaştı. Fakat halâ bazı
eksiklerimiz var; ve sitemizin planı, kağıt üzerindeki plana benzemiyor.
Internet’i Internet yapan, ya da Internet’in bugüne kadar
bilgisayarlar arasında kurulan bağlantıların en kolayı olmasını sağlayan,
herhalde, bağlandığımız bir bilgisayarda duran dosyaları kendi bilgisayarımıza
aktarma ve o bilgisayarda işimiz bittiğinde başka bir bilgisayara geçmenin
olağanüstü kolay olmasıdır. Internet’te siteden siteye gezenler arasında,
yaptıkları işin gerçekte başka bilgisayarlarla kendi bilgisayarları arasında
bağlantı kurmak ve o bilgisayardan kendi bilgisayarına dosya aktarmak olduğunu
bile bilmeyenler vardır.
Bu noktaya kadar daha tek satır HTML kodu yazmamışsak da,
FrontPage’e yaptırdığımız sayfalarda, sayfalarmız arasında gidip-gelmeyi
sağlayan bağlantı kelimelerinin arkasında bu tür Hyperlink’ler bulunduğunu
biliyoruz. FrontPage, yeni bir sayfa yaptığımız veya mevcut sayfaların site
planındaki yerini değiştirdiğimiz zaman sayfalardaki bağlantıların gerektirdiği
HTML komutlarını kendisi yazıp-düzeltiyor. Fakat FrontPage’nin kullanmaya hazır
sitesini kendi planımıza uydururken, kendi sitemiz dışındaki sitelere veya bu
sitelerin belirli sayfalarına bağlantı vermek gerekiyor ve bağlantıların
hedeflerini biz belirtmek zorundayız.
Inrternet’teki sitelerin ve bu sitelerdeki sayfaların
adreslerinin teknik adı “URL Adresi” veya kısaca URL’dir. URL, Universal
Resource Locator kelimelerinin kısaltılmışıdır ve Evrensel Kaynak Yeri
Belirleyici gibi bir anlamı vardır. Internet’in küresel aleminde, her site bir
kaynak sayılıyor; bu kaynak aleminde belirli bir sitenin veya sayfanın
bulunması için geliştirilen sistem ise belirli bir iletişim protokolü ile
aradığınızda size aradığınız yerin hangi ülkede, hangi ağda, hangi bilgiyarda
olduğunu belirliyor.
Internet’te kaynakları (siteleri, sayfaları) ya Hyper Text
Transfer Protocol (HTTP) kuralları ile, ya File Trasfer Protocol (FTP)
kuralları ile, ya da Simple Mail Transfer Protocol (Basit Posta Aktarma
Protokolü) ile arayabilirsiniz. Gerçi kullanabileceğiniz başka protokoller de
vardır; ama bunlar giderek daha az kullanılır hale geliyor. Web sitelerini
oluşturan HTML sayfaları, Internet’te HTTP protokolü ile alınıp-verilirler.
İçeriğini görmeden bir bilgisayardan diğerine dosya aktarmak için FTP
kullanılır. Elektronik Posta programınız ise SMTP ile mektup alır-verir.
Bu kadar teknik bilgi yeter; şimdi FrontPage’yi yeniden
çalıştırıp, hem mevcut planı kendi kağıt üzerindeki planımıza uydurmaya devam
edelim; hem de başkalarının sitelerine bağlantılar verelim.
Site İçi Bağlantılar
Kağıt üzerindeki planımıza göre, başkalarının sitelerine
bağlantılar vereceğimiz, yarışma ve sergileri duyuracağımız bir sayfamız
olacaktı. O halde, önce ana sayfayı, sonra da Yeni Sayfa simgesini tıklayın.
Sayfaların en sonunda New Page adıyla yeni bir sayfanız olacaktır.
Biliyoruz ki, bu sayfanın aslî bütün unsurları yerindedir.
Bu sayfanın simgesini sağ-tıklayın; açılan menüden Rename/Yeniden Adlandır’ı
seçin ve sayfanın adını “Baglantilar” yapın. Sonra, sayfanın simgesini mouse
işaretçisi ile tutup, “Öneriler Tartisma Sorular ve Cevaplar” sayfası ile “Ara”
sayfasının arasına bırakın.
Sonra, bu sayfa seçili iken üç kere Yeni Sayfa simgesini
tıklayın; yeni sayfalarınızı “Baska Siteler,” “Sergiler” ve “Yarismalar” olarak
yeniden adlandırın.
Şimdi sitelerimizin son şeklini bir karşılaştıralım:
<FP00022.tif>
Şimdi Baglantilar sayfasını iki kere tıklayın ve Editör’de
açılmasını sağlayın. Metin imlecinin bulunduğu yere şu paragrafları yazın:
“Soldaki bağlantıları
tıklayarak, benim çok yararlı bulduğum Başka Siteler'in listesine ve
derleyebildiğim bazı Sergiler ve Yarışmalar ile ilgili duyuruların bulunduğu
sayfalara ulaşabilirsiniz.
Bu listeler Internet'te bulabileceğiniz sitelerin tümünü
içermemektir. Burada bağlantı vermemi arzu ettiğiniz bir siteniz varsa veya
böyle bir sitenin adresini biliyorsanız, bana Elektronik Mektup gönderebilirsiniz
veya Öneriler sayfasındaki formdan yararlanabilirsiniz.”
İki paragrafı da girdikten sonra, “Başka Siteler”
kelimelerini seçin, Araç Çubuğu’nda harfleri koyu renkli hale getirmekte
kullandığınız Bold simgesini (B harfi biçiminde) tıklayın. Aynı şekilde
Sergiler ve Yarışmalar kelimelerini de koyu harfe çevirin. Bunu da
tamamladıktan sonra sıra geldi, sitemizin içindeki bir sayfaya, bu paragraftan
bağlantı vermeye.
Ziyaretçilerimiz ana sayfadan Öneriler sayfasını seçerek,
Öneriler sayfasına gidebilirler. Bu sayfa, yatay olarak sağındaki ve solundaki
sayfalara da bağlantılı olduğu için, Yenilikler sayfasının İlerle
Bağlantılar sayfasının Geri düğmeleri (kelimeleri) ziyaretçilerimizi
Öneriler sayfasına götürecektir. Fakat biz, Bağlantılar sayfasındaki metinde,
“Öneriler sayfasındaki” kelimelerini tıklayanların da bu sayfaya ulaşmasını
istiyoruz.
O halde, metinde bu iki kelimeyi seçin ve Araç Çubuğu’ndaki
Create or Edit Hyperlink (Bir bağlantı oluşturun ve düzenleyin) simgesini
(çevresinde zincir halkaları bulunan dünya simgesi) tıklayın. Açılacak kutuyu
biraz inceleyelim:
<FP00023.tif>
//////////////////////////////KUTU/////////////////////
Dosya adlarınız farklı
mı?
Sizin ekranınızdaki Edit
veya Create Hyperlink kutusu ile burada gördüğünüz kutudaki dosya adları farklı
mı? Elbette farklı. Çünkü ben FrontPage’in oluşturduğu dosyaların adlarını
Navigation görüntüsünün alt bölümünden yararlanarak değiştirdim. Navigation
görünümünde, üst tarafta sitenizin simgeli planını, alt tarafında ise dosya ve
klasör adlarını görüyorsunuz. Bu kitapçıktaki örnekleri aynen yapıyorsanız, bu
bölümde Newpage1.htm...Newpage5.htm adıyla bir takım dosyalar göreceksiniz.
Bunlardan birini tam dosya adından sağ tıklayın, açılacak menüden
Rename/Yeniden Adlandır maddesini seçin. Yeni dosya adı olarak, sayfanın
başlığına uygun bir ad verin: mesela Fotograflarim sayfasına Foto.htm adını
verebilirsiniz. Bir dosyanın adını değiştirdiğiniz zaman FrontPage o dosyaya
yapılan bütün otomatik atıfları düzeltecek, bütün otomatik Link’leri güncelleştirecektir.
Bu dosyaya otomatik olmadan bir link vermişseniz, FrontPage, bu link’i
güncelleştirmek için izin isteyecektir.
/////////////////////KUTU
BİTTİ//////////////////////////////
Sitenizde bir unsura (bir veya bir kaç kelimeye, ya da bir
grafik unsura) yine sitenizde bir başka sayfaya veya başka bir siteye (ya da bu
sitede belirli bir sayfaya) bağlantı sağlamak için aynı kutuyu, Create
Hyperlink (Hiperlink oluştur) kutusunu kullanırız. Fakat kendi sitemizdeki bir
dosyanın bağlantısı ile başka bir sitenin bağlantısı için farklı işlem yapmamız
gerekir. Açılan kutuda dört bölüm olduğunu görüyorsunuz. En üstteki “Look in”
(İçinde ara) kutusu, sizin bilgisayarınızda (veya bilgisayarınzın bağlı olduğu
yerel alan ağında) kurulu birden fazla fazla kişisel Web varsa, bağlantı
kurulacak unsuru bu farklı Web’lerde aramanızı sağlar. İşiniz gerçek
Internet’te Web işletmeciliği değilse, büyük bir ihtimalle sabit diskinizde bir
adet FrontPage Web veya Microsoft Kişisel Web Server Web’i kurulu olmalı!
Dolayısıyla, sitenizde bir başka sayfaya bağlantı vereceğiniz zaman, aradığınız
sayfanın bulunduğu site, Varsayılan Web olarak zaten seçilmiş olacaktır; Look
In kutusunda bir tercih yapmanız gerekmeyecektir. Create Hyperlink diyalog
kutusunun ikinci bölümünde, Look In kutusunda adı yazılı olan sitenin içerdiği
bütün klasörleri ve dosyaların listesini göreceksiniz. Kurmak istediğiniz
bağlantı kendi sitenizin içinde bulunduğuna göre, bağlantının hedefi olan dosya
da şu anda bu listenin içinde bulunuyor. Nitekim, bu kitapçıktaki örnekleri
aynen yapıyorsanız, karşısınızdaki listede adı “oneriler.htm” başlığı “Oneriler
TartıSma Sorular ve Cevaplar” olan dosyayı görebilirsiniz. Kurmak istediğimiz
bağlantının hedefi bu dosya olacak. Dolayısıyla adını bir kere tıklayın;
diyalog kutusunun üçüncü bölümü olan “URL:” kısmına bu dosyanın adının
yazıldığını göreceksiniz. Bağlantı sağlama işimiz tamamlandı; OK düğmesini
tıklayarak, Editör’e geri dönebiliriz. Ama bu diyalog kutusunu tanıma işimiz
bitmedi. Daha sonra bu kutunun üçüncü ve dördüncü bölümlerini ele alacağız.
Editör’e geri döndüğünüzde, “Öneriler sayfasına”
kelimelerinin renginin ve stilinin değiştiğini, hyperlink stiline dönüştüğünü
göreceksiniz. Bağlantının işe yarayıp yaramadığını sınamak için Ctrl tuşunu
tutarak bu kelimelerden birini tıklayın; karşınıza Öneriler sayfasının gelmesi
gerekir.
Site Dışı Bağlantılar
Create Hyperlink kutusunu incelemeye geri
dönebiliriz. Ama bunun için önce site dışı bağlantı vereceğimiz sayfanın
içeriğini oluşturalım.
Microsoft Word, Corel WordPerfect veya yazayacağınız yazıyı
RTF formatinde saklayabilecek bir kelime-işlem programı açın ve başlayın
yazmaya:
Faydalı Siteler
ve Sayfalar:
Internet’te amatör
fotoğrafçıların yararlanabileceği bir çok site var. Bunların bir kısmını
inceledim ve Sık Kullanılanlar listeme aldım. Sizin için de yararlı olacağına
inandığım bu sitelere aşağıda sıraladığım adlarını tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Bir uyarı:
Amatör fotoğrafçılar bütün paralarını fotoğrafçılığa harcadıkları için, çoğu
zaman Internet sitelerini devam ettiremiyorlar. Bağlantıları kopuk bulursanız,
bana elektronik mektupla bildirebilir veya Öneriler sayfasındaki formu
doldurabilirsiniz.
Bir uyarı daha:
Sitelerin sadece fotoğrafçılığa ait olmasına dikkat ettim. Ama, hiç belli
olmaz! Bir sebeple beğenmezseniz, Tartışma sayfamızda yeni bir tartışma
başlatabilirsiniz.
Siteler:
Bu beş paragrafı, RTF biçiminde ve mesela “Baska
Siteler.rtf” adıyla saklayın. Üsteki ve alttaki iki başlığın koyu renkli ve
ortalanmış olduğuna dikkat edin. Ayrıca, “Bir Uyarı” ve “Bir uyarı daha”
kelimeleri de koyu renkli olacak.
Sonra, ziyaretçilerimize sunacağımız başka sitelerin
adlarını ve adreslerini içeren şu listeyi aynen yazın ve düz yazı dosyası
olarak (ve mesela “Foto siteleri linkleri.txt” adıyla) saklayın, fakat düz yazı
programını kapatmadan önce bu listenin tümünü seçerek ve düz yazı programınızın
kullarına uygun şekilde (büyük bir ihtimalle Ctrl+C tuşuna basarak) Windows’un
panosuna alın. (Yerinizde olsam, diğer metinleri alıştırma amacıyla yazardım,
ama bu metni PCWorld’ün Internet sitesinden indirirdim! Eğer bu listeyi
yazmıyorsanız dikkatle inceleyin. <A> ve </A> kodu HTML’de bir link
belirtmekte kullandığımız Anchor komutunun kodlarıdır ve Hotlink Reference/href
ile birlikte yazılır. Bu bağlantının bizim sitemizin dışında bir yere işaret
ettiğini URL adresinden anlıyorsunuz. Örneğin İFSAK için adres "http://www.geocities.com/SoHo/Museum/9404/homepage.htm"
olarak veriliyor. <BR> ise HTML dilinde “Satır başı yap, ama iki
paragraf arasında olması varsayılan aralık olmasın” anlamına gelir!)
<A
href="http://www.geocities.com/SoHo/Museum/9404/homepage.htm">IFSAK</A><BR>
<A
href="http://www.rdps.freeserve.com/">Rushden & District
Photographic Society</A><BR>
<A
href="http://www.angelfire.com/in/focus4now/">Jason's Amateur Photography
Page</A><BR>
<A
href="http://www.angelfire.com/biz/pooleproductions/index.html">Poole
Productions Photography </A><BR>
<A
href="http://www.sterndalehibbert.freeserve.co.uk/">Tripping Long
Haul</A><BR>
<A
href="http://mars.ence.kyushu-u.ac.jp/index.html">Japan Photo
Studies</A><BR>
<A
href="http://home.att.net/~deb.abrams/">Yosemite National Park
Photo Gallery</A><BR>
<A
href="http://www.micromedia.net/spf/spf-home.htm">Scottish
Photographic Federation</A><BR>
<A
href="http://www.kodak.com/aboutKodak/kodakHistory/milestones78to32.shtml">
History of Kodak</A><BR>
<A
href="http://info.pitt.edu/~rwdst6/">Ryan's Web
Site</A><BR>
<A
href="http://www.amateur.ru/">Russian Amateur
Photography</A><BR>
<A
href="http://www2.netdoor.com/~bills/">Bill Strong's Photo
Tour</A><BR>
<A
href="http://www.gtdesigns.com/photoring/">The Amateur Photography
Ring</A><BR>
<A
href="http://neon.airtime.co.uk/amphot/boyd1/">Boyd Harris Travel
Photography</A><BR>
<A
href="http://members.tripod.com/~jwhearn/">JW's Place - Photography,
Image Galleries</A><BR>
<A
href="http://home.earthlink.net/~troise/index.htm">Welcome to
Chase Photography</A><BR>
<A
href="http://www.btinternet.com/~jonhall/webring.htm">Jon Hall's
Photographic Galley</A><BR>
Şimdi biri RTF biçiminde sadece sabit diskte, diğeri
düz yazı biçiminde hem sabit diskte, hem de Windows’un hafızasında iki dosyanız
oldu. FrontPage’in Navigation görünümünde Baska Siteler sayfasını iki kere
tıklayarak, açın. Metin imlecini yanıp-söndüğü yerden oynatmadan, Insert
menüsünden File maddesini seçin ve RTF biçiminde sakladığınız beş paragraflık
yazıyı (başka isim vermedinizse Baska Siteler.rtf adlı dosyayı) bulup, OK’i
tıklayın. Koyu renk ve ortalama gibi biçimlendirmeleriniz aynen HTML’e çerilmiş
olmalı. Şimdi, “Siteler:” kelimesinin sonunu tıklayın ve Enter’a basın.
Tek kelime bilmeden Web sitesi yapacağız, dedik ama
HTML’in hiç de yüzünü görmeyeceğiz, demedik. Editör penceresinin sol alt
kenarında Normal, HTML ve Preview sekmelerine daha önce işaret etmiştik. Şimdi
HTML sekmesini tıklayın. Herşeyi birlikte yapıyorsak, karşınıza aynen şu
görünüm gelmiş olmalı:
<FP00024.tif>
Normal görünümde metin imleciniz, “Siteler:”
kelimesinin altında boş bir yerde idi. Son kelime ortalanmış ve koyu renkliydi;
tam o noktada Enter tuşuna bastığımız için yeni paragraf da tek kelimelik son
paragrafın özelliklerini aldı, ve imlecinizi <p
ALIGN=”CENTER”><b> </b> kodlarının ortasında buldunuz.
HTML öğrenmeye bu noktada başlamayacağız, tabiî. Ama buradaki kodlar bu
paragrafın (<p>) ortalanacağını (ALIGN=”CENTER”) ve koyu renkli (bold)
olacağını (<b>) gösteriyor. “ ” ise satırı bölmeyen boşluk
(non-breaking space) anlamına geliyor. Şimdi buradaki kodları şu şekle getirin:
<p></p>. (HTML öğrenmeye burada başlamayacağız dedik, amahiç
olmazsa ne yaptığımızı bilmemiz bakımından; ortalamayı ve koyu harf
özelliklerini kaldırıyoruz, paragrafın bittiğini belirtiyoruz. Bu değişikliği
yaptıktan sonra metin imlecinizi “>” ve “<” işaretlerinin tam ortasına
getirin; (biraz önce düz yazı programında listeyi panoya almıştığınız değil
mi?) ve klavyede Ctrl+V tuşlarına basın. Biraz önce panoya aldığınız link
adresleri ve sitelerin adlarını içeren HTML kodlarını sayfanızın HTML
kodlarının arasına kopyalayın. Kim demiş HTML yazmıyoruz, diye!
Sonra, Normal sekmesini tıklayın; sayfamıza geri
döndüğümüzde, tavsiye ettiğimiz siteler ve bağlantılar olması gerektiği gibi
gösterilmiş bulunuyor:
<FP00025.tif>
Çok güzel. Fakat Rushden Bölgesi Fotoğrafçılık
Derneği’nin bağlantısını tıklarsanız, Browser’ınızın hata mesajı verdiğini
göreceksiniz; çünkü bağlantıda bir hata yapmış bulunuyoruz. Adresin doğrusu "http://www.rdps.freeserve.co.uk/"
şeklinde olacak.
Yukarıda, FrontPage’in HTML koduna, HTML kodu
“ithal” ettik. Fakat şimdi düzeltmeyi “elle” yapacağız, böylece FrontPage’in Edit
“Hyperlink” kontrol kutusunu tanımış olacağız. Şimdi, metin imlecini,
linklerinizden ikincisi olan Rushden Derneği’nin satırısına getirin ve daha
önce site içi bağlantılar için yaptığımız gibi, Hyperlink simgesini tıklayın:
<FP00026.tif>
Biraz önce, yeni bir bağlantı oluşturmak için bu
simgeyi tıkladığımızda açılan kutunun başlığı “Create Hyperlink” (Hyperlink
oluştur) iken şimdi kutunun adının “Edit Hyperlink” (Hyperlink düzelt) olduğunu
görüyorsunuz. Yine önceki kutudan farklı olarak bu kez URL hanesinde biraz önce
HTML dosyası olarak kopyalayıp-yapıştırdığımız listedeki adresin yer aldığına
dikkat edin. Mouse işaretçisini URL kutusunun içine tıklayın ve adresin
sonundaki “com” harflerini “co.uk” yapın, OK’i tıklayın.
Bu kutunun URL hanesinin sağındaki simgeleri
aşağıda, “Target Frame” bölümünü daha sonra ele alacağız.
Elektronik Posta Bağlantısı
Bu arada, RTF dosyası olarak getirdiğimiz beş paragraflık
metinde, en az iki yere “link” vermemiz gerektiğini farkettiniz mi? Birincisi,
“Bana elektronik mektup gönderebilsiniz” dediğimiz yer; diğeri aynı cümlede
Tartışma sayfasına yapılan atıf.
Bu dersin başında, site içi bağlantı konusunu ele alırken,
Baglantilar sayfasından Oneriler sayfasına bağlantı yapmıştık. Aynı şeyi siz
burada da Tartışma sayfası için yapabilirsiniz. Birlikte elektronik posta
bağlantısını ele alalım.
Hatırlıyorsanız, Internet’de bilgisayarlararası alış veriş
protokollerinden birinin Posta Ulaşım Protokolü (SMTP) olduğundan söz etmiştik.
Elektronik postanın hangi protokolle gelip-gittiği bir süre öncesine kadar
kullanıcı açısından önem taşıyordu. Fakat günümüzde elektronik mektup alış
verişini de artık Browser programları yapıyor. Browser programları ise
elektronik posta bağlantısı ile HTTP ve diğer bağlantı türleri arasındaki
farkı, sayfa tasarımcısının bu bağlantıya verdiği kod sayesinde anlayabilirler.
Elektronik posta adresi ile bağlantılı bir link kelimesini (veya grafiğini)
tıklayan ziyaretçinin Browser programı elektronik posta bölümünü çalıştıracak
ve alıcı hanesine bizim adresimiz yazılmış bir yeni mektup formu açacaktır.
Yine teoriyi fazla uzatmadan, uygulamaya geçelim; biraz önce
kendi sitemiz içinde ve kendi sitemiz dışında verdiğimiz bağlantılarla
elektronik mektup adresi bağlantısı arasındaki farkı görelim. Bu bağlantıyı
sağlamak için, Başka Siteler sayfasında “elektronik mektupla” kelimelerini
tarayarak seçin ve Araç Çubuğu’nda “Create or Edit Hyperlink” simgesini
tıklayın.
Kutu, bu iki lekimede bir bağlantı mevcut olmadığı için
“Create Hyperlink” (Bağlantı oluştur) başlığıyla açıldı. URL hanesinin sağında
dört simge görüyorsunuz. Bunlardan üzerinde büyüteç olan dünya şeklindeki
simgeyi tıklayarak Web Browser’ınızı çalıştırabilir ve Internet’te kısa bir
turla arzu ettiğiniz site veya sayfaları bulup, bu site veya sayfanın adresini
URL hanesine yazdırabilirsiniz.
Üzerinde büyüteç olan klasör şeklindeki ikinci simge ise
bilgisayarınızdaki bir dosyaya bağlantı vermenizi sağlar. Fakat hemen
belirtelim: bu dosya sizin bilgisayarınızda durduğu sürece, sitenizi
Internet’e “koysanız” bile, bu dosyaya verdiğiniz bağlantı, ziyaretçiler
açısından bir işe yaramayacaktır. (Tabiî Web Server sizin bilgisayarınızda
çalışıyor ve bilgisayarınız da bir kablo ile Internet’e bağlı ise, mesele yok.
Ama sitenizi bir evsahibinin Web Server’ına “gönderecekseniz,” bağlantıların sizin
bilgisayarınızdaki dosyalara değil Web Server’da bulunan dosyalara işaret
etmesi gerekir. Bunu, bu dosyaları FrontPage’in sabit diskinize kurduğu
FrontPage Web’e aktararak ve bağlantıları sabit diskte bir klasöre değil,
FrontPage Web’e işaret ederek sağlamanız gerekir.
Bu simgelerden zarf şeklindeki üçüncüsü, şu anda aradığıımız
elektronik adres linki verme aracıdır. Dördüncü simge ise boş bir sayfa
oluşturup, bu sayfaya link vermekte kullanılır. Eğer “elektronik mektupla”
kelimeleri halâ işaretli ise şimdi, elektronik adres linkini tıklayalım.
<FP00027.tif>
Ve açılan kutuda Type an E-mail address (Bir elektronik
posta adresi yazınız) denilen yere adresimizi yazalım; OK’ye tıklayalım.
Bağlantı oluşturma diyalog kutusuna geri döndüğünüzde URL hanesine
“mailto:hocal@pcworld.com.tr”
(veya siz nasıl bir adres yazdı iseniz, o adresin) yazıldığını görüyor musunuz?
Belirttiğimiz gibi Internet’de URL adresi, HTTP, FTP veya elektronik posta
adresi olabilir. Nitekim, kutunun da OK düğmesini tıklayarak, Baska Siteler
sayfasına döndüğünüzde, “elektronik mektupla” kelimelerinin de diğer bağlantı
kelimeleriniz gibi özel biçime girdiğini göreceksiniz.
/////////////KUTU///////////////////
FrontPage Editör’de, yaptığınız bağlantıları izlemek istiyorsanız,
bağlantı kelimesinin veya resminin üzerini, klavyede Ctrl tuşunu tutarken
tıklayın. Sanki sayfanız gerçekten Internet’te imiş gibi, sayfa bağlantılarını
izleyebilirsiz.
FrontPage Editör’de Mouse işaretçisini herhangi bir bağlantı
kelimesi veya grafiğinin üzerine getirdiğinizde, pencerenin sol alt kenarında
bağlantının URL’i gösterilecektir.
////////////////////////KUTU BİTTİ/////////////////
Bağlantıları Kaldırmak İstiyorsanız
FrontPage’de, sitenizdeki bir sayfayı kaldırmanız halihde
site içi bağlantıları, dışarıya verdiğiniz bir bağlantıdan bağlantıdan vaz
geçmeniz halinde de site dışı bağlantıları kaldırmanız gerekir.
FrontPage, otomatik olarak kurduğu site içi bağlantıları,
bağlantılı sayfa silindiği taktirde kendiliğinden kaldıracaktır. Kimi zaman bir
sayfayı silmeden, site dışında bırakmak isteyebilirsiniz. FrontPage, bu durumda
da bağlantıları yok edecektir.
FrontPage Explorer’da Navigation görünümünde iken, kaldırmak
veya site dışı bırakmak istediğiniz bir sayfayı sağ-tıklayın ve açılacak kutuda
ne yapmak istediğinizi belirtin:
<FP00028.tif>
Açılacak kutudaki birinci tercih, (Remove this page from all
navigation bars) sadece bu sayfayı site dışı bırakır. İkinci tercih (Delete
this page from the FrontPage Web) sayfayı hem tümüyle yok eder, hem de
bağlantılarını kaldırır. Site dışı bağlantıları kaldırmak ise otomatik olarak
yapılamaz; bu tür düzeltmeleri sizin yapmanız gerekir.
Sayfalarınızdaki Navigation çubuklarında farkettiğini gibi,
FrontPage, sitenizdeki sayfaların birbirine göre konumunu, hangi sayfadan
hangisine geçilebileceğini ve bütün sayfalardan ana sayfaya bağlantıyı kendisi
otomatik olarak veriyor. Fakat bazen sitenin bir sayfasının içindeki bir
kelimeden bir başka sayfaya bağlantı kurulabilir. Bu bağlantı FrontPage için
otomatik Navigation bağlantısı sayılamaz. Bu bağlantıların düzeltilmesi
yarı-otomatik olarak yapılır.
FrontPage site içi ve dışı, Navgation çubuklarında veya
metinlerde ve grafiklerde, kendi kurduğu veya sizin kurduğunuz bütün sayfaların
bütün bağlantılarının bir envanterini tutar. Bu envantere göre durumu
bilinmeyen veya koput bağlantıları, FrontPage Explorer’da Hyperlink Status
(Bağlantıların Durumu) görünümünde inceleyebilirsiniz:
<FP00029.tif>
Buradaki örnekte, Bugs.htm sayfasını sildikten hemen sonra
sitenin bağlantı statüsünü görüyoruz. Bugs.htm sayfasına verilen bağlantının
koptuğu (Broken/Kopuk) kelimesiyle belirtiliyor. Diğer bağlantılarımızın
önündeki “Unknown/Bilinmiyor” kelimesi ise, FrontPage’in bu bağlantıyı
sınamadığını gösteriyor. FrontPage, bir Web Browser gibi, bağlantı verdiğiniz
bütün siteleri arayıp, verdiğiniz adresin işe yarayıp, yaramadığını
sınayabilir. FrontPage’in bunu yapabilmesi için, kurulu olduğu bilgisayarın
Internet bağlantısı olması şarttır. Linklerinizi sınamak istiyorsanız,
Tools/Araçlar menüsünden, Verify Hyperlinks/Bağlantıları Doğrula maddesini
seçmeniz yeter:
<FP00030.tif>
FrontPage, bütün bağlantılarınızı tek tek arayarak, temas
kurulup kurulamadığını araştıracaktır. FrontPage’in yukarıdaki envanteri
verdikten sonra yaptığı doğrulama araştırması, benim bilgisayarda şu sonucu
veriyor:
<FP00031.tif>
Biri dışında durumu bilinmeyen bütün bağlantıların
doğrulandığını, yanlarındaki OK/Tamam yazısından anlıyoruz. FrontPage,
“Fotosite.com” adresinin kopuk olduğunu bildiriyor. (Tabii bildirir; çünkü
böyle bir site yok. Örnek olarak, biz uydurmuştuk!) FrontPage’nin sitemizi ilk
oluşturduğu sırada yaptığı Bugs sayfasını işimize yaramayacağı düşüncesiyle biz
sildik; sayfanın bütün bağlantıları otomatik olarak kaldırıldı; fakat bu
sayfaya bir bağlantı halâ durduğu için, FrontPage tarafından kopuk olarak
işaretleniyor.
Şimdi bu bağlantıyı kaldırarak, bir bağlantı kaldırma
alıştırması yapabiliriz. Kopuk bağlantının bulunduğu sayfanın adını
sağ-tıklarsanız, açılacak menüde, Edit Hyperlink/Bağlantıyı Düzelt ve Edit
Page/Sayfayı Düzelt şeklinde iki tercihiniz olduğunu görürsünüz. Bu maddelerden
birincisi size, mevcut HREF komutunun karşısındaki URL adresini yenileme imkanı
verir. Bu maddeyi seçerseniz, karşınıza şu kutu gelecektir:
<FP00032.tif>
Bu kutunun yardımıyla, olmayan sayfaya (bu örnekte,
sildiğimiz Bugs.htm sayfasına) verilen bütün bağlantıları başka bir sayfaya
aktarabiliriz. Olmayan sayfaya bağlantı Tavsiye.htm sayfasından geliyor.
Kutunun birinci bölümündeki “Replace hyperlink with/Bağlantıyı ... ile
değiştir” kutusuna olmayan sayfanın yerini alacak bir bağlantımız varsa, o
sayfanın adını yazabiliriz. Böyle bir sayfa olduğunu biliyor, ama dosya adını
tam bilmiyorsanız, Browse/Gözat düğmesini tıklayarak, bu dosyayı
arayabilirsiniz. Kimi zaman, bu bağlantının yerini başka bir sayfanın almasını
istemeyebilirsiniz. O zaman ya kopuk bağlantılı sayfanın adını sağ tıkladığınız
zaman çıkan menüde ikinci maddeyi ya da burada sağda gördüğünüz Edit
Page/Sayfayı Değiştir düğmesini tıklayarak, kopuk bağlantının bulunduğu sayfayı
Editör’de açıp, bağlantıyı elle kaldırmanız gerekir.
Biz şimdi bu ikinci yolu izleyerek, Tavsiyeler sayfasındaki
bağlantıyı yok edelim. Burada Edit Page düğmesini tıkladığımızda, Editör,
tavsiyeler.htm dosyasını (başka bir deyişle, Tavsiyeler sayfasını) açacak ve
kopuk bağlantının bulunduğu kelime veya kelimeleri (veya grafiği) seçecektir:
<FP00033.tif>
Bu sayfa, FrontPage tarafından otomatik yapılmış İngilizce
bir sayfa olduğu ve henüz kendi içeriğimizi koyarak düzeltmediğimiz için, içeriği
ile fazla ilgilenmeden, sadece bağlantısına bakalım. Aynı işlemleri
yapıyorsanız, karşınızdaki sayfada Bug Report Form kelimelerinin seçildiğini
göreceksiniz. Sayfada başka bir yeri tıklamadan, Edit/Düzen menüsünde
Unlink/Bağlantıyı kaldır maddesini tıklayın. Bağlantının bulunduğu üç kelime,
bağlantı biçiminden çıkacaktır. FrontPage’de herşey kolay demiyor muydum?
FrontPage’de bağlantı verme ve bağlantı kaldırma konusunu
ele aldığımız bu dersin sonuna geldik. Bu derste bir kaç yerde “bağlantı
verilmiş kelime veya kelimeler ya da grafikler..” dediğimizi farketmiş
olmalısınız. Şu ana kadar, bir kaç sayfaya fotoğraf koyarak, sayfamızı
güzelleştirdiğimiz halde, grafiklere nasıl bağlantı verilebileceğine
değinmedik. Gelecek derste, sayfa biçimleme konusuna biraz daha yakından
bakarken, grafiklerimize de bağlantı verme alıştırması yapacağız.
Bu derste FrontPage’nin hazır sayfalarının görünümlerini
değiştirmeyi, sayfadaki yazıları düzenlemeyi ve sayfanın temasını değiştirmeyi
ele alacağız.
Web sayfaları “bilgi vermek” amacıyla vardır. Internet
ziyaretçileri yeni oyunlar hakkında bilgi edinmek istiyor da olsalar, sonuç
itibariyle bilgi edinmek istedikleri için sitenize geleceklerdir. FrontPage’nin
hazır sayfalarında yapacağınız en önemli değişiklik, içi boş sayfalara vermek
istediğiniz bilgileri koymak ve sırf yer tutması için konulmuş metinleri kendi
metinlerinizle değiştirmek olacaktır. Sonra sıra her yayın organının sayfası
gibi, Web sitenizin sayfalarında görsel etki bakımından arzu ettiğiniz
düzenlemeyi yapmaya gelecektir.
Internet siteleri, gazete, dergi gibi bilgi vermekle
birlikte, yazılı yayın aracı ile televizyon arasında bir noktada bulunuyorlar.
Yani bir Web sitesi, gazete veya dergi gibi metne dayalı unsurlara yer
verebildiği gibi, bunlardan farklı (ve üstün) olarak, televizyon unsurlarına da
yer verebilir; bir Web sayfasında hareketli görüntü ve ses unsurları
bulunabilir.
Bu web sitesi sahibi ve sitenin tasarımcısı olarak karşısına
ciddi bir durum çıkartıyor demektir. Gazetecilik okullarında, yazılı yayın
araçları ile televizyonda görsel tasarım birbirinden çok farklı dersler olarak
okutulur. Bunun sebebi iki aracın, yazılı ve görüntülü yayın organlarının
okuyucu veya izleyici üzerindeki etkilerinin birbirinden farklı olmasıdır. Bu
ikisi başlı başına uzmanlık alanlarıdır. Şimdi siz Web tasarımcısı olarak, bir
kaç saat içinde bu iki alanda da uzmanlaşmak zorundasınız!
İşte bu işi FrontPage ile yaptığınız için mutlu olmanız
gereken bir an daha! FrontPage’i tasarlayanlar, hemen her türlü ihtimale ve
zevk türüne göre farklı temalar ve multimedya dediğimiz hareketli veya sabit
imajlara (fotoğraf, resim veya video gibi) ve sese dayanan malzemenin
sayfalarda kolay ve etkili kullanımını sağlamış bulunuyorlar. Bize kalan, kendi
zevkimize uygun bir tema ve Internet’te yayınlamamızda hukukî sakıncası olmayan
malzemeyi bulmaktan ibaret.
“FrontPage uzmanları her zevki dikkate almışlar,” dedik, ama
Internet’in ortak dili olan HTML ve Internet ziyaretçilerinin bu amaçla
kullandıkları Browser programların bu dili yorumlama yetenekleri, bize görsel
etki amacıyla sayfalarımızda istediğimiz herşeyi yapma imkanı da vermiyor,
veremiyor. Bir kere, sayfalarımızın PC ve Mac gibi farklı bilgisayar cihazları
ve bu cihazlarda bulunan farklı işletim sistemleri yüzünden asgarî ortak bir
noktada tasarlanması gerek. HTML dili, bu sebeple, oldukça sınırlı imkanlara
sahiptir.
Oluşturduğu sayfaları HTML dosyası olarak kaydetmek zorunda
olan FrontPage, bir masaüstü yayıncılık veya grafik tasarım programı gibi, sayfalarınızı
çok fazla işlemenize izin veremez. Bununla birlikte şu anda 4’ncü sürümüne
ulaşmış bulunan HTML dilini de pek yabana atmamak gerekir. Dikkatli ve
becerikli bir kullanımla FrontPage Editör’de masaüstü yayıncılık programlarına
yakın güzellikle sayfalar yapabilirsiniz. Üstelik bu sayfalarda masaüstü
yayıncılık programlarının ürünlerinde hiç bir zaman bulunamayacak video ve ses
unsurları bulunabilir.
Yazıları Biçimlendirme
Web, yayın aracı olarak gazete ile televizyon ortasında bir
konuma sahiptir. Şimdi Web sayfasının gazete-dergi niteliği ile ilgili görsel
araçlara bakalım.
Şimdi, FrontPage’de Navigation görünümünde, daha önce
üzerinde çalıştığımız Fotoğraflarım sayfasını iki kere tıklayın; sayfa
Editör’de açılsın.
<FP00034.tif>
Dikkatlice incelerseniz, bu sayfanın hiç de albenisi
olmadığını göreceksiniz. Evet, tema bakımından, ortak başlıklar, site içinde
sayfadan sayfaya hareket bağlantıları gibi teknik özellikleri açısından
sayfamız kusursuz görünüyor; hele sayfanın gerisindeki 250 satırlık HTML kodunun
tek kelimesini bile biz yazmamış olduğumuza göre, bundan iyisi can sağlığı
sayılabilir.
Fakat yine de bu sayfada bir başlık yok ve metin yazıları
çok “normal” görünüyor. Normal görünmesinin sebebi, bu yazıların stilinin
“Normal” olmasından geliyor!
//////////////////KUTU///////////////////////
Sitenizi arada bir yayınlıyor musunuz?
Fotoğraflarım sayfasının buradaki görünümünün FP Editör’deki
görünümü olmadığını farketmiş olmalısınız. Bir kere bu görüntünün FP Editör
veya MS Internet Explorer değil, Netscape Communicator programına ait olduğunu
görüyorsunuz. FP ile oluşturduğunuz sayfalarınıza, projenin çeşitli
aşamalarında FP Web’i IE ve Netscape ile gerçek bir Internet sayfası zilaret
ediyormuş gibi bakmanızda yarar var. Bir kere sayfalarınızın farklı
browserlerda nasıl görüntülendiğini görmek, işin başında iken hoşunuza gitmeyen
şeyleri düzeltmeniz için size zaman kazandırır. Bunu sağlayabilmek için, henüz
bitmemiş de olsa, sitenizi arada bir, sanki gerçek Web’e gönderiyormuş gibi,
sabit diskinizde geçici bir klasöre “yayınlamanız” gerekir. FP, bir sitenin FP
Web’den gerçek Internet’e gönderilmesine “yayınlamak” (Publish) diyor. Sitenizi
gerçek Internet’e ulaştırmanız için yapmanız gereken işleri ilerde ele
alacağız. Fakat burada sitemizi bütün sayfalarıyla ve sayfalardaki unsurları
ile birlikte Internet’e değil, sabit diskte başka bir klasöre göndermek
istiyoruz. FP Web’de iken sayfalarımızda belirgin olan otomatik unsurların
komutları, sayfalar başka bir klasöre kaydedildiğinde yerini ya gerçek düğmelere
bırakacaktır, ya da kullanılmayan düğmeler ve bağlantı yerleri silinecektir.
Bu, sayfaların “bitmiş şeklini” görme imkanı verir.
FP Explorer’da, Araç Çubuğu’ndaki Publish düğmesini tıkladığınızda açılacak
diyalog kutusunda FP’in kendi Web’i (çoğunlukla “Root Web” adıyla gösterilir)
ve yanında More Webs (Başka Web’ler) düğmesi bulunur. “Başka Webler,” sabit
diskinizde bir klasör olabileceği gibi, Internet’te siteize evsahipliği yapacak
firmanın Web Server’ı da olabilir. Şimdilik sitenizi sadece sabit diskte başka
bir dizine kopyalamak istiyoruz. More Web düğmesini tıkladığınızda açılan
kutuya sitenizin şu andaki haliyle tamamlanmış şeklinin kopya edilmesini
istediğiniz klasörü yazın ve OK’i tıklayın.
<FP00035.tif>
Şimdi, bu yeni dizindeki sayfalarınızı gerçek bir Internet
sitesi gibi, sayfadan sayfaya geçerek, istediğiniz Browser ile
denetleyebilirsiniz.
/////////////////////////KUTU BİTTİ/////////////////////////
Stiller
HTML, en sabit şekliyle, Web tasarımcısına 15 adet önceden
tanımlanmış stil kullanma imkanı veriyor. Normal de bu stillerden biri ve en
temel olanı. Stil, bir yazının harf türü, harfin koyu, normal, italik veya altı
çizgili oluşu, harfin büyüklüğü, harfin rengi, yazının Browser penceresine veya
bir çerçeve içinde ise çerçevenin iki kenarına göre sağ mı, sola mı
hizalanacağı veya ortalanacağı, gibi özelliklerine topluca verilen addır. HTML,
ilk günlerinde sadece alıp-vermeye yaradığı (grafik unsurlar bile şifrelenmiş
düz yazıya çevrilerek verilebildiği) için, Web Browser programlarının temel
metin stilleri çok sınırlıdır. Oysa günümüzde Web Browser’lar (Cascading Stil
Sayfaları denen yöntem sayesinde) bu temel 15 stilden daha fazla metin
görüntüleme imkanına sahiptir. (FrontPage, Format/Biçimle menüsünden
Steylesheet maddesini seçerseniz, size kendi stillerinizi oluşturma imkanı
verir. Fakat bunu yapabilmek için, burada yerimiz yok.)
Yine teoriye fazla zaman ayırmadan, uygulamaya geçelim.
Mevcut 15 stilin genel hatları ile metinlerimize nasıl biçimler kazandırdığına
değinelim. Bunu yapabilmek için, biraz önce açtığımız Fotoğraflarım
sayfasındaki yazının birinci kelimesinden önce, “Eleştirilerinizi Bekliyorum”
yazın ve Enter tuşuna basın. Bu iki kelime şimdi bağımsız bir paragraf
oluşturdu.
Metin imleci bu paragrafın içinde iken (yani iki kelimeden
birini tıkladıktan sonra) Change Style/Stil Değiştir penceresinin seçme okunu
tıklayın; açılacak listeden, Heading1 (Başlık 1) stilini seçin. İki kelimebüyük
bir şekilde neredeyse sayfanın sağından soluna tümünü kaplayacak büyüklüğe
ulaştı. Aşağıda, FP’in altı başlık büyüklüğünü bir arada görüyorsunuz:
<FP00036.tif>
Sayfalarımızda dikkat çekmek istediğimiz başlıklara, ara
başlıklara, alt başlıklara, bu listeden uygun bir başlık stili seçerek, metin
yazılarının stili olan Normal’den farklı bir nitelik kazandırabiliriz. Başlık
stili seçmede gözetilecek ilke, başlığın sayfanın bilgi düzenlemesi açısından
sadece bölüm değiştiği mesajını verebilmektir. Başlıklar dikkati tümüyle
kendisinde toplarsa, sitenizi ziyaret edenin gözü, başlığın belirttiği asıl metin
yazısına kaymaz. Sayfadaki tüm başlıkların birbirini dengelemesi, başlıkların
büyükten küçüğü doğru gitmesi gerekir. Küçük bir başlıktan sonra büyük bir
başlığın gelmesi, gazete-dergi okuyucularının bunca yıldır göregeldikleri sayfa
düzenlemelerinden alıştıkları şekilde, konunun değiştiği izlenimine
kapılmalarına yol açabilir.
FP’in stil listesinde daha başka stillerin adlarını da
gördünüz. Bunları uygulayabilmek için, bir alıştırma daha yapalım.
Fotoğraflarım sayfasındaki birinci paragrafın sonuna “Bu sayfalarda”
kelimelerini yazın ve klavyede Enter tuşuna basın. Yeni paragrafa “Gezi” yazın,
Enter’a basın. Sonra “Doğa,” “Portre” ve “ve Diğer” kelimelerinin bulunduğu üç
paragraf daha yapın. Ve nihayet eski ikinci paragrafın başına “fotoğraflarımdan
örnekler var.” yazın. Şimdi, Mouse işaretçisiyle Gezi kelimesinin başınhdan
“Diğer” kelimesinin sonuna kadar tarayın; ve stil listesinden “Bulleted list”
(Noktalı liste) maddesini seçin. Dört kelimenin de başına sitemize
uyguladığımız temanın ortak nokta grafiği geldi ve kelimeler Normal paragrafa
göre, bir santimetre içeri kaydı:
<FP00037.tif>
Bu kelimeleri seçerek ve listeden diğer liste türlerini
tıklayarak, aralarındaki stil farklarını inceleyebilirsiniz.
Yerel Biçimlendirme
Yukarıda FP’in temel ve bütün Web Browser programları
tarafından anlaşılan stilleri ile yaptığımız biçimlerdirmeye genel
biçimlendirme denir; çünkü bu yolla bütün paragrafın genel stilini değiştirmiş
oluyorsunuz. İster tek kelime, ister 200 satır olsun, paragrafın bütün üyeleri
seçtiğiniz stilin bütün özelliklerini topluca kazanmış oluyorlar. Kimi zaman
böyle genel biçimlerdirmeye değil, paragraf stili ne olursa olsun, sadece bir
veya bir kaç kelimeyi, bir ya da bir kaç harfi biçimlendirmek isteyebilirsiniz.
Buna yerel biçimlendirme denir.
Yerel biçimlerdirme, özellikle Normal stildeki metin
yazılarında bir ya da bir kaç kelimeye dikkat çekmek için uygulanabilir.
Mesela, buradaki örnek sayfamızda ziyaretçilerimize, fotoğraf sayfamızın
amacını vurgulamak için, dikkatlerini özellikle “beğenilerinize ve
eleştirilerinize” kelimelerine çekmek isteyebiliriz. Bu iki kelimeyi tarayarak
seçin ve Stil seçme kutusunun bulunduğu Araç Çubuğu’ndaki B harfiyle gösterilen
simgeyi tıklayalım. Seçili iki kelimenin türü koyu harf oldu. Bu simgenin
yanındaki öne eğit I harfi şeklindeki italik, ve altı çizili U harfi şeklindeki
Underline/Altını Çiz simgelerini tıklayın; değişiklikleri inceleyin. Aynı
sırada ressam paletine benzeyen renk seçme simgesini tıklayarak, bu iki
kelimeye bir de renk verin:
<FP00038.tif>
Yerel biçimlendirme, teknik anlamda yerel sayılsa bile,
bütün bir sayfaya, uzun bir yazının tümüne uygulanabilir. Buradaki
değişiklikleri yapmak için yararlandığınız simgelerin yanında içinde muhtemelen
Arial yazılı harf seçme kutusunu farketmiş olmalısınız. Bu kutunun yanındaki
seçme okunu tıklayarak, seçili metinlerinize (veya yeni yazmaya başladığınız
bir yazıya) arzu ettiğiniz fontu verebilirsiniz. Fakat bunun bir sınırı var:
FrontPage, burada sizin bilgisayarınızda bulunan harf türlerini
sıralamaktadır. Bu listeden seçeceğiniz harfler, ziyaretçilerinizin hepsinin
bilgisayarında bulunmayabilir. Özellikle şimdi bir çok bilgisayarın Windows
kurulu olarak satıldığını ve bu bilgisayarlarda Microsoft’un temel Web harfleri
dediği farklı harflerin yüklenmiş olduğunu düşünürseniz, sayfalarınızda bütün
bir yazıyı seçerek, listeden hoşunuza giden ve Windows 95/98 kurulu
bilgisayarların çoğunda bulunabilecek bir harf türünü seçerek, yerel imkanları
kullanmak suretiyle genel biçimlendirme yapabilirsiniz. Ama tekrar edelim;
sizin bilgisayarınızda bulunan her harf ziyaretçilerinizin bilgisayarında
bulunmayacaktır; ziyaretçinin Browser programı ziyaretçinin bilgisayarında
bulunmayan bir harf talep edildiği zaman kendi varsayılan harfine dönecektir.
Bu harf, sizin sayfanızda oluşturmak istediğiniz görsel etkiye uygun
olmayabilir.
Yaptığınız bir genel (stil değiştirerek), veya yerel
biçimlendirmeyi beğenmezseniz, Edit/Düzen menüsünden Undo/Geri Al maddesini
seçerek, eski biçime geri dönebilirsiniz.
Sayfa Biçimlendirme Unsurları
HTML dili, bütün basitliğine rağmen, sayfalarınızda bir çok
görsel etkiye imkan verecek araçlara sahiptir. Yatay çizgi, tablo ve çerçeve bu
unsurların başında gelir. Burada yatay çizgi ve tabloyui ele alalım;
çerçevelere kapsamı geniş olduğu için ayrı bir derste değinelim. Ayrıca FP,
sitemizin tümüne uygulamayı öğrendiğimiz temaları, sayfalara tek tek de
uygulayabilir ve sayfalarımıza birbirden farklı temalar seçebiliriz. Bu dersin
sonunda tüm sitenin değil sadece bir sayfanın temasını değiştirme konusunu ele
alacağız.
Yatay Çizgi:
Sayfanızda yer alan bilgileri gruplandırarak birbirinden
ayırmak ve ziyaretçinizin dikkatini yeni bir grup bilginin başladığına çekmek
istiyorsanız, yatay çizgiden yararlanabilirsiniz.
Örnek sayfamızda, iki paragrafı birbirinde bir yatay
çizgiyle ayırarak, alıştırma yapabiliriz. Birinci paragrafın son kelimesinden
sonra klavyede Enter tuşuna basın; metin imleci yeni paragrafın başında iken,
Insert/Ekle menüsünden Horizontal Line (Yatay çizgi) maddesini seçin. İki
paragrafın arasına, yazının paragraf eni kadar uzunlukta bir yatay çizgi
belirecektir. Bu çizgi, FP’e sayfalarınıza uygulattığınız ortak temanın
gerektirdiği görsel nitelikte olacaktır.
Burada bir parantez açalım; HTML’de dikey çizgi olmadığını
belirtelim. Bunun sebebi, HTML’in Browser tarafından “satır satır” icra
edilmesidir. Dikey çizgi, yanındaki metnin birden fazla satırının kapladığı
alanı kaplayacağı için, Browser önce çok-satırlı bir unsuru, ardından da tek
satırlı bir başka unsuru görüntüleyemez. Sayfalarınıza dikey çizgi koymak için
tablodan yararlanabilirsiniz.
Tablo:
Bir Web sayfasında bilginin sunuluşunu düzenleyen iki araç
vardır: liste ve tablo. FP’de bir metnin nasıl liste haline getirileceğini
yukarıda ele aldık. Tablo, HTML’de hem bilginin sunuluşuna tertip-düzen getiren
ve anlamayı kolaylaştıran bir araçtır; hem de HTML sayfalara yapısal iskelet
kazandırır. Burada kısaca tablonun bu iki kullanım alanına değinelim.
Sayfalar dolusu tanımlama yazısı yerine bu yazıda yer alan
bilginin sütun ve sıralar halinde dizilen kutulara bölünerek sunulması,
kavramayı arttıran bir araçtır. Sayfalarınızda bir çok bilgiyi tablolar halinde
sunarak, yer kazanabilirsiniz.
Şimdi bir örnek yapalım. Önce, FP Explorer’da Navigation
görünümünde iken Yenilikler sayfasını bir kere tıklayarak seçin ve Araç
Çubuğu’nda New Page (Yeni Sayfa) simgesini tıklayın. Yenilikler sayfasının
altına bir yeni sayfa eklenecektir. Şiemdi bu yeni sayfayı sağ-tıklayın ve
menüden Rename/Yeniden Adlandır maddesini seçin. Yeni sayfanın adını, “Yeni
filmler” yapın. Bu sayfada ziyaretçilerimize yeni çıkan filmler hakkında bilgi
vereceğiz. Navigation görünümünde, altta dosya adlarının bulunduğu bölümde bu
sayfaya Yeni.html adının verildiğini göreceksiniz; bu adı da film.htm yapın.
İster kelime-işlem programınızda yazarak ve RTF biçiminde
kaydederek ve daha sonra sayfanıza Insert menüsü yoluyla ithal ederek, ister
doğruca sayfanın içinde yazarak, (isterseniz, PC World sitesinden indirerek) şu
metni sayfanıza girin:
“Burada piyasaya yeni sürülen filmlerle ilgili bilgiler
veriyoruz. Bu bilgiler, denediğim ve aldığım sonuçları yansıtmaktadır. İmalatçı
firmaların tavsiyeleri ve sizin alacağınız sonuçlar farklı olabilir.”
Şimdi, “olabilir” kelimesinden sonra klavyede Enter tuşuna
basın ve yeni bir paragraf açın. Metin imleci yeni paragrafta iken Araç
Çubuğu’nda Insert Table/Tablo Ekle simgesini tıklayın; fakat Mouse’un düğmesini
bırakmayın. Simgenin hemen altında boş bir tablo görüntüsü oluşacaktır; şimdi
Mouse’u, üç kutu aşağı, üç kutu sağa yürütün. Tablo görüntüsünün altında “3 by
3 table” (3’e 3 tablo) kelimelerini görüyor musunuz? Bu şu anda oluşturmak
üzere bulunduğunuz tablonun kaç sütunu, kaç sırası olduğunu gösteriyor. Şimdi
Mouse’un düğmesini bırakın; yeni paragrafınızın olduğu yerde üç sütunlu, üç
sıralı ve kutuları boş bir tablo oluşacaktır. (Kendinizi kutlayın; şu anda tam
16 satırlık bir HTML kodu yazmış bulunuyorsunuz!)
<FP00039.tif>
Sonra bu tablonun birinci sütundaki kutularına film
adlarını, ikinci sütundaki kutulara türünü ve üçüncü sütuna bu film hakkındaki
izlenimlerinizi yazın. Tabii amatör fotoğrafçı değilseniz, bu kutulara
“nmnmnmnmn” veya “ababababa” yazmanız da mümkün! Sonuçta ortaya şöyle bir tablo
çıkacaktır:
<FP00040.tif>
Tablunuzun kutularındaki metinlere, stil yoluyla veya yerel
biçimlendirme yöntemiyle istediğiniz şekli verebileceğinizi; isterseniz
yazıları renklendirebileceğinizi, hizalarını değiştirebileceğini söylemek bile
gereksiz. Fakat belirtememiz gereken bir iki nokta var:
Tablonun özellikleri: Mouse işaretçisini tablonun yazı
bulunmayan bir yerine getirdiğiniz zaman, simgenin metin imleci değil ok halini
aldığını farkettiniz mi? Bu durumda iken Mouse’u sağ tıklayın; açılacak menüden
Table Properties (Tablo Özellikleri) maddesini seçin. Açılacak kutuda, tablonun
kendisini biçimlendirmekte kullanacağımız bir çok kontrolle karşılaşacaksınız:
<FP00041.tif>
Bu kutuda önce tablonun kendisinin sayfada hiza durumu ve
konumu, ve çerçeve çizgisinin piksel olarak kalınlığı (0, çerçeve çizgisi
olmasın demektir), tablonun kutularında çerçeve ile içerik arasında bırakılacak
boşluk ve kutuların arasındaki tamponun genişliği gibi özelliklerini ayarlama
imkanı veren Layout (Yerleşim) bölümü vardır. Alignment (Hizalanma) kutusunun
yanındaki oku tıklarsanız, tablonun tümünün bulunduğu yerde sola (left), sağa
(right) ve ortaya (center) hizalanmasını sağlayan veya bunu browser’ın
varsayılan ayarlara bırakan 8default) seçenekleri göreceksiniz. Aynı bölümdeki
Float (Yüzme) kutusu ise tablonun çevresindeki unsurlar tarafından sağa mı,
sola mı itileceğini tayin eder.
Layout bölümünün yanında Minimum Size (Asgarî büyüklük)
bölümü bulunur. Tabloların ölçüsü, varsayılan ölçü olan yüzde ile, içinde
bulunduğu sayfanın veya çerçevenin (tablo, tablo içinde ise içinde bulunduğu
kutunun) yüzde 100’ünü kaplayacak şekilde oluşturulur. Fakat çoğu zaman
tablonuzun eninin bulunduğu yerde asgari ne ölçüde olmasını istediğinizi
belirtebilirsiniz. Bunu yüzde olarak da yapabilirsiniz; piksel olarak da.
/////////////KUTU////////////////////////
YENİ ÖLÇÜ BİRİMİNİZ PİKSEL
Bugüne kadar santimetre ile düşünmeye alışıktınız. Önce
televizyon sonra da bilgisayar ekranları sizi inç ölçüsüne alıştırdı. Ama bir
Web tasarımcısı olarak bundan sonra Piksel diye birimle düşünmek zorundasınız.
İşin kötüsü, mesela 10 piksel bazen 1 milimetre olabilir, bazen yarım! Bu ne
biçim ölçü demeyin. Piksel, ekran kartınızın ekranda (monitör), bir “ekran
dolusu” bilgiyi (yazıyı, resmi, çizgiyi ve ekranda gördüğünüz herşeyi) yatay ve
dikey olarak kaç nokta ile canlandırdığını belirten bir ölçüdür. Başka bir deyişle,
ekranınızdaki en küçük birim, piksel’dir. Ekran kartı, standart VGA ölçüleriyle
çalışıyorsa, “bir ekran dolusu” görüntüyü yatay 640, dikey 480 nokta ile
oluşturur. Yok eğer yeni ve marifetli bir ekran kartınız varsa, aynı fikizî
ekrana, yatay 1600, dikey 1200 nokta da koyabilir. Buna ekranın çözünürlüğü
denir. Çözünürlük ne kadar büyük olursa, ekrandaki “cisimler” o kadar büyük
olur, dolayısıyla ekrana o kadar “az şey” sığar. Çözünürlüğü 640x480 olan bir
ekran kartı, diyelim ki çaprazlama ölçüsü 14 inç olan bir ekranda, bir
fotoğrafı sağdan sola, yukarıdan aşağıya ekranı dolduracak ölçüde görüntülüyor.
Aynı ekranı, 1280x860 piksel olan bir grafik kartına bağlar ve aynı fotoğrafı
görüntülerseniz, bu kez fotoğraf ekranın sadece dörtte birini dolduracaktır.
Web tasarımcısı olarak ölçülerinizi piksel olarak vermekle, tablolarınızın,
çerçevelerinizin veya grafiklerinizin, izleyicinin grafik kartına ve ekranının
büyüklüğüne göre kaçta kaçında oluşturulmasını istediğinizi nisbî (rölatif)
olarak belirtmiş oluyorsunuz. Bu aslında size tasarladığınız sayfanın
ziyaretçinin bilgisayarında nasıl
görünmesini istiyorsanız öyle görünmesini sağlama imkanı veriyor.
Bu arada Web sayfalarında “Bu sayfa en iyi şu çözünürlükte,
şu renk derinliğinde görünür,” veya “Şu browser’ı kullanırsanız daha iyi olur!”
gibi uyarılar, Internet ahlâkına aykırıdır; ziyaretçiyi sitenizden soğutmak
istemiyorsanız, bu tür “uyarılardan” kaçının.
//////////////////////////KUTU BİTTİ///////////////////
Tabloların yüksekliği de ölçü olarak belirtilebilir. Ancak
tablo yüksekliğini genellikle içeriği belirler. Tablodan iskelet unsuru olarak
yararlanmak istiyorsanız, yükseklik ölçüsü verebilirsiniz.
Tablo özellikleri kutusunun Custom Background (Özel zemin)
bölümünde Use Background Image (Arka-plan resmi kullan) kutusuna işaret koyar
ve yanındaki Browse (Gözat) düğmesini tıklayarak bir grafik dosyası seçerseniz,
seçtiğiniz grafik (fotoğraf veya resim) tablonun tümüne arka-plan olarak
yerleştirilir. İsterseniz tablonun tümüne, Bacground Color (Zemin rengi)
kutusunun seçme okunu tıklayarak açılacak tablodan zemin rengi de
seçebilirsiniz.
Bir tablonun unsurlarının ayarlanması için imkanlarınız
bununla sınırlı değil. Bir tablonun hücrelerinin özellikleri de ayrı ayrı
belirlenebilir. Tablonun herhangi bir hücresini tıkladığınızda açılacak menüden
Cell Properties (Hücre Özellikleri) maddesini seçerek, sadece içini
tıkladığınız hücrenin özelliklerini belirleyebilirsiniz. Tablonun tümünün
özelliklerini belirlemeye yarayan kutudan farklı olarak bu kez Layout bölümünde
Header Cell (Başlık hücresi) ve No Wrap (Kelimeleri Kaydırma) kutularını
göreceksiniz. Bir hücreyi başlık hücresi olarak tayin ederseniz, içeriği yazı
ise harf türü olarak koyu harf seçilir ve yazı ortalanır.
Tabloların her sırada ve sütunda eşit sayıda hücresi olması
gerekmez. Başka bir deyişle, komşu iki veya daha fazla hücreyi
birleştirebilirsiniz. Bunun için birleştireceğiniz iki veya daha fazla hücreyi
birlikte tarayın; herhangi birini sağ-tıklayın. Açılacak menüden Merge Cells
(Hücreleri birleştir) maddesini seçin. İçinde ayrı ayrı yazılar bulunan
hücreleri birleştirirseniz, sağdaki yazı soldakinin, alttaki yazı üsttekinin
altına eklenir.
Herhangi bir hücreyi iki veya daha fazla hücreye
bölebilirsiniz. Bunu yapabilmek için herhangi bir hücreyi sağ-tıklayın;
açılacak menüden Split Cells (Hücreleri böl) maddesini seçin. Açılacak diyalog
kutusunda hücrenin sütun (column) olarak mı, sıra (row) olarak mı bölüneceği ve
kaça bölüneceğini (Number of...) belirtebileceğiniz kontrolleri göreceksiniz.
Bir hücrenin içeriği bölündükten sonra solda veya üstteki hücrede kalır.
Tablo hücrelerine, bir HTML sayfasına giren herşey
girebilir. Başka bir ifadeyle, bir hücre kutusuna yazı, resim, multimedya
unsuru ve başka bir tablo koyabilirsiniz. Hücrelerin içerdiği yazılarda
bağlantı olabilir.
Özellikleri böylesine inceden inceye kontrol edilebilen ve
hücrelerine bir Web sayfasında bulunabilen her türlü malzeme konulabilen bir
araç olarak hücre, sayfalarınıza, HTML’de olmayan bir özellik kazandırabilir;
sayfanın iskeletini sağlayabilir. FP’in bizim için hazırladığı bütün “boş”
sayfalarda, başlık grafiği, Navigation düğmeleri veya kelimeleri gibi
unsurların aynı yere denk gelmesini sağlayan yapısal iskelet de aslında bir
tablodan ibarettir. Yukarıdaki örnekte sayfamıza tablo yerleştirdiğimiz “yer”
de gerçekte sayfanın çatısını oluşturan tablonun bir hücresinden ibaret! FP’in
sayfanın tümünde yaptığını, biz de, sayfamızın içeriğini koymamız için bize
sağlanan yerde yapabiliriz.
Hatırlıyorsanız, yukarıda, HTML’de dikey çizgi unsuru
olmadığını belirtirken, HTML komutlarının yukarıdan aşağıya doğru satır-satır
icra edildiğini söylemiştik. Yani, Browser, sizin sayfanızı oluştururken, HTML
kodunuzu satır-satır okuyacak ve emrettiğiniz işi yukarıdan aşağıya doğru
yapacaktır. Buna göre, Browser’a, mesela, ekranın sol kenarına üstten 3 santim
aşağıya bir resim koymasını, sonra üst kenara soldan 3 santimetre içeri bir
başka resim koymasını emredemezsiniz. Browser, üstten 23 santimetre aşağıda
görüntü oluşturacak bir emir icra ettikten sonra, tekrar yukarı çıkarak başka
bir görüntü oluşturamaz. Buna, yani ekranı bir gazete veya dergi sayfası gibi
kutu-kutu işlemenize imkan veren, tablodur. Örneğin, üç sütunlu üç sıralı bir
tablonun, birinci sütun-ikinci sırasındaki hücresine, ikinci sütun-birinci
sırasındaki hücresine, ve üçüncü sütun- üçüncü sırasındaki kutusuna resim veya
diğer mültimedya unsurlarını koyabilirsiniz; diğer hücrelere de yazılarınızı ve
başlıklarını yerleştirirseniz, sayfanız bir dergi sayfası gibi, sütunlar
halinde işlenmiş olur.
Bir Sayfanın Teması Değiştirmek:
FP’de sitemizi oluşturan sayfaların tümüne ortak bir tema
vermeyi ilk derste öğrendik. Bu sayede, içi boş sayfalarımız bile, sitemizin
ortak bütün özelliklerine sahip olarak oluşturuluyor. Fakat öyle bir an olabilir
ki, sitenin tümü için seçtiğiniz tema, bir sayfaya uygun görünmeyebilir; bazı
sayfalarda farklı bir tema ugyulamak isteyebilirsiniz.
Bizim sitemiz için seçtiğimiz tema, gerek zemininde yağlı
boya tuvaline benzeyen grafiği, gerekse başlığında ve yatay çizgilerindeki
“resim” havası ile amatör fotoğrafçılık konusuna uygun göründü. Fakat mesela
fotoğraf örneklerimizi verdiğimiz sayfalarda daha sade bir tema belki dikkatin
fotoğraflarda toplanması açısından daha uygun olabilir. Hatta belki bu
sayfalarda hiç tema uygulamasak ziyaretçinin dikkatini daha çok fotoğraflara
çekme imkanı bulabiliriz.
Bir sayfanın temasını değiştirmek veya temayı tümüyle
kaldırmak için sayfayı Editör’de açın. FP Editör’ün Format/Biçimle menüsünden
Themes/Temalar maddesini seçin. Karşınıza, FP Explorer’da tema görünümünü
seçtiğiniz zaman gelen tema diyalog kutusu gelecektir. Sol taraftaki listede
adını seçtiğiniz temanın, uygulandığı sayfanın ana unsurlarını nasıl
biçimlendireceğini sağdaki büyük panoda görebilirsiniz. Tema diyalog kutusunun
sol üst tarafında en üstteki seçeneğe dikkatinizi çekerim: “This Page Does Not
Use Themes” (Bu sayfada tema kullanılmaz) maddesini işaretlerseniz, tema
önizleme penceresindeki görüntü kaybolacaktır. Bu, sayfadan da tema
unsurlarının kaldırılacağı anlamına gelir. Bu durumda iken tema kutusunun OK
düğmesini tıklarsanız, açık sayfadan tema unsurları kaldırılacaktır. Şimdi ya
farklı bir tema seçin, ya da tema uygulanmamasına karar verin; ve OK’i
tıklayın. Sayfanız, seçeneğinize göre ya yeni temaya uygun hale getirilecektir;
ya da tema tümüyle kaldırılacaktır.
Bir sayfadan tema unsurlarını kaldırma yolunu seçerseniz,
temanın gerektirdiği zemin grafiği kaldırılacak, Navigation düğmeleri düz
yazıya çevrilecek, çizgilerin grafik değil, gerçekten HTML’in düz çizgisi
şeklini alması sağlanacaktır; fakat sayfanızda FrontPage’in sağladığı
otomasyona ait unsurlar aynen korunacaktır. Sayfanızın diğer sayfalara ve ana
sayfaya bağlantısı ile ortak başlık grafiği yerinde kalacak; sayfalardaki ortak
metinler aynen korunacaktır.
Web’i Web yapan unsurların başında bilgisayarlar arası
iletişimi kolaylaştırmak gelirse, iki sırada Web sitelerinin içeriğini
sayarsak, hata etmemiş oluruz. Web, hem yazılı iletişim araçlarının durgun fakat
derinlemesine içerik bulunabilen sayfalarına, hem de televizyonun sesli ve
hareketli, buna karşılık sathî içeriğine sahip olabilir. Kısaca bir Web sitesi,
hem dergi, hem televizyondur. Buraya kadar bir Web sitesinin inşaatına
başlamayı ve yaptığımız sayfalara duragan içeriği koymayı ele aldık. Şimdi
sitemizi biraz televizyona benzetebiliriz!
Bu amaçla sayfalarımıza grafik bağlantı unsurları,
ziyaretçinin Mouse işaretçisini üzerine getirdiği zaman bazı özellikleri
değişen bağlantılar ile ses ve video unsurlar koyacağız. FP’de bu işin
tekniğini görmeden önce işin zevkle ilgili unsurları üzerine bir iki uyarıda
bulunalım.
Mimarlar, “İyi tasarım, göze görünmeyen tasarımdır,” derler.
Gerçekten de iyi bir gazete veya dergi sayfası mizanpajı da dikkati kendisine
çekmeyen, tersine okuyucunun içeriğin vermeyi amaçladığı mesajı kolay ve en az
hata ile almasını sağlayan mizanpajdır. Yazılı basın-yayın araçlarında sayfa
tasarımcısının sayfasını görsel olarak daha zengin hale getirmek ve sözgelimi
ofset baskı tekniğinin inceliklerine ne kadar hakim, usta bir mizanpör
olduğunu göstermek için, sayfasını içeriğin gerekli kılmadığı çizgiler,
kutular, renkler ve grafiklerle doldurur veya olur-olmaz yerlere boşluklar
koymaya kalkması halinde ortaya nasıl hatalı sayfalar çıkarsa, aynı tuzağa Web
sayfasında da düşebilirsiniz.
Renk verme imkanınız var diye hiç de ihtiyaç olmayan
metinlere veya çizgilere renk vererek, resim koyma imkanınız var diye içeriğin
gerektirmediği yerlere—sırf süs olsun diye—grafik unsurlar koyarak, Web sayfalarınızı
“ne dediği belirsiz” hale getirmeniz çok kolaydır. Başka bir deyişle bu
teknikleri dikkatle, itidalle ve vermek istediğiniz mesajın gerektirdiği ölçüde
kullanmazsanız, sayfalarınız gerçekten televizyona dönebilir! (Ve bu siteniz
için bence hiç de olumlu bir puan sayılmaz!)
Web’de Grafik
FrontPage programını kurduğunuz CD-ROM’da çok sayıda sabit
ve hareketli grafik unsur bulacaksınız. Ayrıca Internet’te de istemediğiniz
kadar çok grafik (resim, fotoğraf, animasyon), video ve ses dosyalı bulabilir
ve sabit diskinize kaydedebilirsiniz. Ancak bir kere daha hatırlatmak gerekir
ki, sanat eserlerinin kullanımı, daima izne tabidir.
Grafik dosyaları bayt ölçüsüyle çok büyük dosyalardır.
Web’de grafik kullanacağınız zaman grafiğin ziyaretçinin bilgisayarına
aktarılma zamanını hesaba katmalısınız. Hiç kimsenin saatlerce sizin
grafiklerinizin kendi bilgisayarına indirilmesini beklemeye tahammülü yok.
Sayfalarınıza ekleyeceğiniz her grafik ögenin, ses ve video dosyasının
sayfalarınızın ziyaretçilerin bilgisayarına aktarılmasını biraz daha
zorlaştıracağını unutmamalısınız. Sitenizi, özel nitelik ve özel amaçlarla inşa
ediyorsanız, mesele yok; istediğinizi doldurun, sayfalarınızın
ziyaretçilerinizin bilgisayar ekrarında görüntülenmesi isterse 20 dakika alsın!
Fakat özel bir firmaya ait bile olsa, bir Web sitesi halka hizmet amacıyla
kurulmuş ise, sayfaların sür’atli aktarılması gerekir. İyi bir Web tasarımcısı,
sayfalarında sadece sitenin mesajının gerektirmediği görsel unsurlara yer
vermemekle kalmaz, fakat aynı zamanda sayfalarını yavaş bir modem bağlantısı
olan bilgisayarla, ülkenin farklı köşelerinden sınar veya sınattırır.
Dolayısıyla Web’de kullanılan grafiklerin sıkıştırılması
gerekir. Bir grafik, video veya ses dosyasının sıkıştırılması ebadının veya
süresinin değişmesi anlamına gelmez. Sadece bayt olarak dosya büyüklüğü
azaltılır.
Grafik alanında Web’de yaygın olarak kullanılan üç
sıkıştırma tekniği kullanılınır: Grafics Interchange Format (GIF), Joint
Photographic Expert Group (JPG) ve Portable Network Graphic (PGN). Bunlardan
JPG en kaliteli ve kalitesine göre oldukça dosya halindedir. GIF, hem kalite
bakımından zayıf, hem de dosya ölçüsü bakımından büyük olduğu halde, PNG’ye
göre daha sık kullanılır. Hangi sıkıştırma tekniğini kullanacağınıza geçmeden,
grafiklerle ilgili bir kaç teknik bilgiyi tekrarlayalım:
Bir grafiğin bilgisayar ekranında görüntülenmesinde
kullanılan iki ölçü vardır: grafiğin ekranda bir inçkarede kaç nokta yoğunluğu
olacak; grafiğin oluşturulmasında bilgisayarın ekran kartı kaç adet renk
bulunan bir model kullanacak? Ekran kartının ve fizikî ekranın çözünürlüğü
konusunu ele alırken, grafik unsurların çözünürlüğü ile ilgili temel bilgileri
gözden geçirmiştik. Şimdi bu bilgiler ışığında, bir fotoğrafın bir inçkarede 72
adet nokta kullanılarak oluşturulması ile bir inçkarede 300 nokta kullanılarak
oluşturulması arasında fark olduğunu görebiliyorsunuz. Bir grafik bir inçkarede
ne kadar çok nokta ile tanımlanırsa, grafik dosyası o kadar büyük olur. Web
sayfalarında yer alan unsurların çoğu sadece ekranda izlenmek üzere
hazırlandığına göre, grafiklerinizi 72 dpi olarak üretmeniz veya taramanız
yeterli olacaktır.
Renk modeli ise, kabaca tanımlarsak, bir grafiği ekranda
oluşturabilmek için ekran kartının, fizikî ekranda kaç renk meydana getirmesi
gerektiğini gösterir. Televizyon ekranı gibi bilgisayar ekranı da katot
ışınları ile çalışır ve bütün renkler üç temel rengin (kırmızı, mavi ve yeşil)
birbirine belirli oranlarda karıştırılması ile elde edilir. Teknik ayrıntıya
girmeden ifade etmek gerekirse, standart ekran kartları, teknik özelliklerine
göre ekranda 256, 65 bin 536 veya 16 milyon renk oluşturabilirler. Gelişmiş
ekran kartları, gerçek renk diye adlandırılan modelle, daha çok renk
sağlayabilir. Her grafik dosyasının içinde bu grafiğin görüntülenebilmesi için
ekran kartının ekranda asgari kaç renk oluşturması gerektiği belirtilir.
Grafiğinizde 256’dan fazla renk varsa, JGP olarak kaydetmeniz gerekir; çünkü
GIF sıkıştırma tekniğinde 256’dan fazla renge yer verilemez. Ayrıca GIF
modelinde, zemini saydam (yani arkasındaki unsuru gösterebilen) grafikler
oluşturulabilir.
Çok ayrıntılı bir fotoğrafın bile aslına yakın biçimde
ekranda görüntülenebilmesi için 256 renk yeter! Burada, aynı fotoğrafın değişik
renk modelleri ve değişik kayıt biçimlerinde iken ekranda nasıl
görüntülendiğini görüyorsunuz:
<FP00042.tif>
Bu sayfayı, gördüğünüz fotoğraflardan sadece birini
kullanarak yaptığımız zaman, 28.8 K’lık bir modemle sayfanın ziyaretçinin
bilgisayarına aktarılması için gerekli süreler ise şöyle:
16 Renk GIF: 3 saniye
216 Renk GIF: 9 saniye
256 Renk GIF: 11 saniye
16 Milyon Renk JFP: 32 saniye
Web’de birinci sayfanın aktarılması süresinin 20 saniyeyi
geçmemesi geleneğini hatırlatırsak, tasarımcı olarak grafik konusunda ne denli
sınırlamalar altında olduğunuz, çok daha iyi anlaşılabilir.
Sayfaya Grafik Koymak
FP Editör’de sayfanıza grafik koymak için, imleç, grafiğin
görünmesini istediğiniz yerde iken, ya Insert/Ekle menüsünden Image (Grafik)
maddesini seçerek, ya da doğruca araç çubuğunda Insert Image (Grafik ekle)
simgesini tıklayarak grafik dosyasını seçmenizi sağlayacak diyalog kutusunu
açabilirsiniz. Bu kutuda seçtiğiniz grafiğin gerçekten istediğiniz grafik olup
olmadığını önizleme penceresinde görebilirsiniz.
HTML sayfada bir grafik, diğer bir grafiğin veya metnin ya
yanında, ya da altında yer alabilir. Yani, bu grafiğin yeri, yanındaki unsurun
ebadına veya uzunluğuna göre değişir. Grafiklerin sayfada sabit bir yerde
durmasını istiyorsanız, sayfaya tablo ile bir iskelet kazandırmanız gerekir.
Tablonun herhangi bir hücresine grafik koyabilirsiniz. Böylece yandaki hücrenin
içeriği ne kadar geniş veya uzun olursa olsun, grafiğinizin bulunduğu hücrenin
ebadı ve yeri, sizin tabloya verdiğiniz biçim değişmedikçe, aynı kalacaktır.
Şeffaf (Transparan) Grafik
Grafikleriniz, bilgisayarınızda sıkıştırılmamış grafik
biçimleri olan BMP, TIFF, TGA, RAS, EPS, PCX ve WMF biçimlerinde kaydedilmiş
olabilir. FrontPage’de bu biçimlerdeki bir grafiği sayfanıza koymak istediğiniz
zaman, FP, grafikte 256’dan fazla renk varsa JPG’e, 256’dan az renk varsa GIF’e
çevirecektir. Bu kitapçıkta grafik oluşturma konusuna giremeyiz; ama bir
noktayı belirtmemiz gerekir. Başka bir programda yaptığınız ve GIF olarak
kaydettiğiniz bir grafiği, FP’de şeffaflaştırabilirsiniz. FP Editör’de sayfanızda
bulunan herhangi bir GIF grafiği bir kere tıklayın; Editör penceresinin alt
kenarında Grafik editing araç çubuğu belirecektir. Bunlardan Make Transparent
(Şeffaflaştır) aracını seçin; ve grafiğinizin şeffaf olmasını, yani arkasındaki
unsurların görünür hale gelmesini istediğiniz yerini tıklayın. Burada, aynı
grafiğin üstte saydamlaştırılmamış, altta saydamlaştırılmış örneğini
görüyorsunuz:
<FP00043.tif>
Sitenizde kullanmak istediğiniz grafikleri bir klasörde
biriktirdiyseniz, bu klasörü tümüyle FP Web’e ithal edebilirsiniz. FP, sitemizi
oluştururken, kendi grafiklerini, IMAGES adlı bir klasöre koymuştu; biz de
fotoğraf örneklerimizi bu klasöre kopyalamıştık. Ancak siteniz çok sayıda
grafik kullanacaksanız, bulunduğu klasörü, Web’e aktarmak daha kolay olabilir.
(FP, sitenizi gerçek Internet’e aktarırken, bu klasörleri de aktaracaktır.)
Anime (Hareketli) Grafik
GIF biçiminde grafiklerin diğer biçimlerde olmayan bir
özelliği, aynı dosya içinde birden fazla sabit grafiğin kaydedilmesi ve
bunların tayin edilen sırayla gösterilmesidir. Tıpkı sinema tekniğinde olduğu
gibi, gözümüz, kısa aralıklarla birbiri ardına gördüğü sabit resimleri
hareketli imiş gibi algılar.
Anime (Hareketli) GIF dosyası üretebilmek için önce bir
grafik programı yardımıyla hareketi yansıtacak GIF dosyaları üretmeniz gerekir.
FP’i kurduğunuz CD-ROM’da bir Anime (hareketli) GIF yapma programı
bulacaksınız. Bu program, bir çok GIF dosyasını belirli bir sırayla ve her biri
arzu ettiğiniz bir süre ile gösterilecek şekilde tek GIF dosyası haline
getirecektir.
Sayfalarınıza anime grafik koymakla, düz grafik koymak
arasında işlem bakımından hiç bir fark yoktur.
Alternatif Metin
Dosya büyüklüğünü ne kadar sınırlı da tutsanız, grafiklerin
sizin sitenizden ziyaretçinin bilgisiyarına aktarılması metne göre çok zaman
alır. Kimi zaman da bu aktarma, ne sizin, ne de ziyaretçinin kusuru olmaksızın,
kesilir. Aktarma sırasında ziyaretçinin Browser’ı, grafiğe ayırdığınız kutuyu
çizecek ve içini boş bırakacaktır. Grafik bir sebeple aktarılamadığı zaman, bu
kutunun içinde kırmızı bir çarpı işareti veya kopuk grafik bağlantısı simgesi
görülecektir. Aktarma sırasında ve aktarma kesildiği hallerde bu kutuda bir
yazı görünmesini sağlayabilirsiniz. Bazı Internet meraklıları ise Browser
programlarının grafik gösterme özelliğini iptal ederler ve ziyaret ettikleri
sitelerdeki grafiklerin kendi bilgisayarlarına aktarılmasını durdururlar. Bu
durumda da grafiğin yerine bir yazı görüntülenebilir.
FP’de sayfanıza koyduğunuz bir grafiği sağ-tıklayın; açılan
menüden Image Properties (Grafik özellikleri) maddesini seçin:
<FP00044.tif>
Açılacak kutuda, resmin kaynağını, dosya adını ve diğer
özelliklerini sıralayan birinci bölümün altında “Alternative Representations”
(Alternatif gösterimler) bölümünü göreceksiniz.
Bu bölümde önce, sitenizin yapısı gereği, sayfalarınıza
yüksek çözünürlükte, çok renkli modellerde, ziyaretçiye aktarılması uzun
sürecek grafikler koymak zorunda iseniz, bu grafik aktarılıncaya kadar,
ziyaretçinin boş ekranı seyretmesi yerine resmin düşük çözünürlükte az renkli
bir örneğini çabucak görmesini sağlayan “Low Res” (Düşük çözünürlük)
alternatifi bulunur. Bu kutunun yanındaki Browse düğmesini tıklayarak, gerçek
grafik aktarılıncaya kadar çabucak görüntülenmesini istediğiniz düşük
çözünürlükteki grafik dosyasını seçebilirsiniz. Aynı bölümde “Text” (Metin)
kutusunun içine yazacağınız yazı ise grafik ziyaretçinin bilgisayarında
görüntüleninceye kadar veya grafik bir
sebeple aktarılamazsa (veya ziyaretkçinin Browser’ında grafik gösterme imkanı
kapatılmışsa) grafiğin yerine gösterilir. FP, otomatik olarak grafik dosyasının
adını ve büyüklüğünü metin olarak seçer; isterseniz bu metni silerek yerine
arzu ettiğiniz herhangi bir yazılı yazabilirsiniz. (Bu yazı, ziyaretçinin bilgisayarının sistem
harfleriyle görüntüleneceği için, mesela sizin bilgisayarınızda mevcut Türkçe
harfleri içeren bir yazı yazarsanız ve ziyaretçinin bilgisayarında bu harfler
yoksa, yazınız çok çirkin bir görünüm alabilir!)
Image Properties (Grafik özellikleri) kutusunun üçüncü
bölümü olan Default Hyperlink (Varsayılan Bağlantı) bölümü dikkatinizi çekmiş
olmalı. Bu bölümü kullanarak neler yapabileceğimizi aşağıda göreceğiz.
Grafiklerde Bağlantı
Web sayfasında nasıl bir veya birden fazla kelimeyi
tıklandığı zaman ziyaretçiyi başka bir sayfaya veya başka bir siteye götüren
bağlantı kazandırabiliyorsak, aynı işlemi grafiklerle de yapabiliriz. Başka bir
deyişle, sayfamızdaki grafiklere, tıklandıkları zaman ziyaretçiyi, sayfamızda
başka bir bölüme, başka bir sayfaya veya başka bir URL adresine götürme imkanı
kazandırabiliriz.
Bunu, Image Properties (Grafik özellikleri) kutusunun üçüncü
bölümü olan Default Hyperlink (Varsayılan Bağlantı) bölümüne bir URL yazarak
yapabileceğimiz gibi, FP Editör’ün ana penceresinde de yapabiliriz. Her iki
yönteme de kısaca değinelim.
Önce bir film, bir de fotoğraf makinası grafiği (veya
onların yerini tutacak iki örnek grafik) bulun. Tabii yine bunun en kestirme
yolu, PC World sitesinden örnek dosyaları indirmektir. Sonra, FP Explorer’da
Navigation görünümünde iken Yenilikler sayfasını ve Araç Çubuğu’nda New Page
(Yeni Sayfa) simgesini birer kere tıklayın. Yenilikler sayfasına yeni bir sayfa
eklenmiş oldu. Bu sayfanın Navigation görünümündeki simgesinin adını “Yeni
Techizat” olarak değiştirin. (Dosyalar bölümünde bu sayfanın Yeni1.htm olarak
adlandırıldığını göreceksiniz; bu adı da techizat.htm yapın) Yenilikler
sayfasını iki kere tıklayarak FP Editör’de açtığınız zaman, sol taraftaki
Navigation bölümüne Yeni Filmler satırının altına Yeni Techizat sayfasının da
eklendiğini göreceksiniz. Fakat sitemiz amatör fotoğrafçılıkla ilgili olduğuna
göre, düz metin bağlantılara ek olarak, biz sayfamıza biraz daha görsel
bağlantı düğmeleri de koymak istiyoruz.
Şu ana kadar örnekleri birlikte yaptı isek, bu sayfadaki
metin, “...arşvini yapmakta kullanabilirsiniz.” Şeklinde bitiyor olmalı. Mouse
işaretçisini son kelimenin sonunda tıklayın ve klavyeden Enter tuşuna basın.
İmleç şimdi yeni bir paragrafın başında duruyor ve son paragraf noktalı liste
olduğu için, yeni paragrafın da başında nokta var. Klavyede’de Backspaçce
(Geri) tuşuna basarak, bu paragrafı Normal hale getirin. Insert menüsünden
Clipart maddesini seçerseniz, FP’in kendi grafik arşivi açılacaktır. FP
kurulurken bazı örnek fotoğraflarla size bir grafik arşivi kurmuş olmalı. Fakat
siz şimdi kendi sağladığınız grafiği kullanacağınız için bu listeden Image
(Grafik) maddesini seçin ve açılacak kutuda altta URL hanesinin sağındaki üstü
büyüteçli klasör simgesini (sabit diskte dosya seçme aracı) tıklayın.
Hazırladığınız vepa PC World sitesinden indirdiğiniz dosyayı (film.gif) sabit
diskinizde bulun; OK’i tıklayın. Grafik yerine göre biraz büyükse, bir kere
tıklayarak dört tarafında belirecek tutamaklardan köşelerde bulunanlardan
birini Mouse işaretçisiyle tutarak, çaprazlama sürükleyin; resim oranları
değişmeden küçülecektir. Gözünüze uygun büyüklüğe inince, Mouse’un düğmesini
bırakın. Resim hala seçili iken, Editör pencerisinin alt kenarındaki Grafik
Editing Araç Çubuğu’ndan resmi şeffaf (transparan) hale getirme aracını seçin
ve grafiğin boş bir yerini bu araçla tıklayın. (Resmin çevresindeki beyaz
boşluk kayboldu ve sayfanın zemin grafiği görünür hale geldi.) Şimdi resmin
sağındaki boşluğu tıklayın ve klavyeden aralık çubuğuna iki üç kere basın.
Şimdi ikinci resmi (kamera.gif) koymak üzere harekete geçin. Gerekiyorsa bu
resmi de küçültün; şeffaf hale getirin. Grafikleri sayfamıza koymuş olduk.
Sıra, bu iki grafiğe bağlantı kazandırmaya geldi. Fakat bu arada bir şeyi not
etmemiz gerekiyor. Mouse işaretçisini sayfada soldaki seyir metinlerinden “Yeni
Filmler” satırına götürün ve bu sırada Editör penceresinin alt kenarında
belirtilen bağlantıyı bir kenara yazın (film.html); sonra aynı işlemi “Yeni
Teçhizat” bağlantısı için de yapın (techizat.html).
Tekrar birinci grafiği (film resmini) tıklayın; Araç
Çubuğu’ndan “Create or Edit Hyperlink” (Bir bağlantı oluşturun ve düzenleyin)
simgesini (çevresinde zincir halkaları bulunan dünya simgesi) tıklayın. Filk
resmi tıklandığında ziyaretçimiz Yeni Filmler sayfasına (film.htm) gitsin
istediğimize göre, açılan diyalog kutusunda üstteki listede film.htm dosyasını
iki kere tıklamanız yeterli. Aynı işlemi diğer grafik için de yapın ve bu kez
techizat.html dosyasını seçin.
Grafiklerin bağlantılı olduğunu göstermek üzerde
çevrelerinde ince bir mavi çerçeve oluştuğunu göreceksiniz. Bu çerçeve bazı
tasarımcıların hoşuna gitmez ve ziyaretçilerin grafiklerde bağlantı olduğunu
Mouse işaretçisini bu grafiğin üzerine getirdiğine imlecin el görünümü
almasından anlamasını isterler. Eğer siz de bu çerçevenin grafiğinizin
görünümünü kötü etkilediğini düşünüyorsanız; resmi sağ-tıklayın; açılacak
menüden Image Properties (Grafik özellikleri) maddesini seçin; açılacak kutuda
Appearance (Görünüm) sekmesine gidin ve
Border Tickness (Çerçeve kalınlığı) kutusuna 0 rakamını yazın.
İşte bu kadar. Sayfanızda artık grafikli bağlantı veya
bağlantılı grafik var!
<FP00045.tif>
Grafiklerde Hotspot
Diyelim ki ziyaretçiniz grafiğin tümünü tıklayınca belirli
bir yede değil de, grafiğin belirli bir yerini tıkmayınca bir sayfaya, başka
bir yerini tıklayınca başka bir sayfaya gitsin istiyorsunuz. Teknik deyimiyle
bir grafiğin üzerinde Hotspot’lar (kelime anlamı “sıcak noktalar” olan
bağlantılı bölgeler) oluşturmak istiyorsunuz. FrontPage, grafiklerinize
dikdörtgen, daire, veya çok kenarlı bağlantılı bölgeler oluşturabilir; veya
grafiğiniz GIF biçiminde ise üzerine bir yazı yazmanıza ve bu yazıya bağlantı
kazandırmanıza imkan verebilir. Bu işleme bir grafik üzerinde bağlantı haritası
yapmak denir.
Bunu sağlamak için tabii biraz büyükçe ve üzerinde bölge
oluşturmak için anlamlı bir grafiğe ihtiyacımız var. Bağlantı haritası için iyi
örnek bir harita grafiği olabilir. Elinizde güzel bir Türkiye haritası dosyası
varsa, sabit diskinizdeki Web’de grafiklerinizin durduğu yere kopyalayın; veya
PC World sitesindeki örnekler dosyasından Türkiye.gif’i indirin.
Şimdi, diyelim ki, Sergiler sayfamızda yer alacak fotoğraf
sergileri ve gösterileri bölgeler itibariyle (Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile Ege
ve Marmara bölgeleri birleştirmek suretiyle) beş sayfa halinde vereceğiz; sergi
ve gösterilerin listesini yapıldığı illere göre bu beş sayfaya ayıracağız. O
halde, Sergiler sayfasını bir kere, New Page simgesini de beş kere tıklayın;
sonra yeni sayfaların adlarını Doğu, Batı, Kuzey, Güney ve Orta diye
değiştirin. Bu noktada klavyeden F5 tuşuna basarsanız, yeni yaptığınız
sayfaların dosya adları sayfa başlıkları ile uyumlu şekilde düzeltilecektir
(doğu.htm’i dogu.htm ve batı.htm’i bati.htm yapmayı unutmayın). Şimdi, Sergiler
sayfasını iki kere tıklayarak FP Editör’de açın.
Ortak unsurları bulunan buna karşılık içeriği henüz olmayan
bu sayfaya, “Sergi listesini görmek istediğiniz bölgeyi aşağıdaki haritada
tıklayın” yazın, klavyede Enter tuşuna iki kere basın ve “Eklemek istediğiniz
sergiler için lütfen Öneriler sayfasındaki formu doldurun” yazın. Sonra, imleci
iki paragrafın ortasındaki boş paragrafa götürüp, Insert/Ekle menüsünden
Image/Grafik maddesini seçin, ve harita dosyanız nerede ise bulup, OK’i
tıklayın. Harita, ebad olarak sayfanız için çok büyükse, köşelerinden tutarak
küçültebilirsiniz.
İki paragrafın ortasında belirince haritayı bir kere
tıklayın ve Editör penceresinin alt kenarında beliren Grafik Editing Araç
Çubuğu’na bakın. Çubuğun ilk simgesi olan okdan sonra, sırasıyla dikdörtgen,
daire ve çok kenarlı (poligon) simgelerini görüyor musunuz? Bunlar, grafik
üzerinde tıklanabilir bağlantılı bölge çizmek için kullanacağımız araçlar. Aynı
yerde, çizdiğiniz bölgeleri topluca görmenizi sağlayan “Highlight Hotspots”
(Bağlantı bölgelerini göster) ve grafik üzerine metin yazma ve bu metne
bağlantı vermeye yarayan A harfi şeklindeki Text (metin) aracı da yer alıyor.
Bağlantı bölgeleri haritasını harita üzerine çizeceğimize ve
illerimizin sınırları düz çizgi şeklinde olmadığına göre, bize çok kenarlı
(poligon) aracı gerekiyor. Bu aracı tıkladığınızda Mouse işaretçisinin kalem
şeklini aldığını göreceksiniz. Başlayın dikkatli bir şekilde ekrandaki harita
üzerinde tayin ettiğimiz beş bölgenin sınırlarını denk geldikleri coğrafî
bölgelere uygun şekilde çizmeye! (Maalesef, FP’de sayfayı ve grafiği büyütme
imkanı yok! Ve küçük bir harita üzerinde il sınırlarını doğru şekilde
çizebilmek zor olsa gerek!)
Çok kenarlı bir bağlantı bölgesi çizebilmek için, önce kalem
şeklindeki imleci bölgenin başlayacağı bir noktaya getirerek, Mouse’un sol
düğmesini tıklatın; Mouse işaretçisini yürüttüğünüzde tıkladığınız noktadan
itibaren düz bir çizgi çizildiğini göreceksiniz; çizginin köşe yapmasını
istediğiniz noktada Mouse düğmesini tıklayın ve Mouse’u sürüklemeye devam edin.
Bölgeyi çizmeye başladığınız roktaya gelip de ilk noktanın üzerini
tıkladığınızda, Create Hyperlink (Bağlantı Oluştur) kutusu açılacaktır.
Çizdiğiniz bölge örneğin Ege ve Marmara’nın bileşimi idiyse, açılacak listeden
bati.htm’i seçin. Diğer bölgeleri de harita üzerinde çizerek bu bölgeye ait
bağlantının HTML dosyasını seçin. Bu işlem bittiği zaman ortaya şöyle bir
görünüm çıkacaktır:
<FP00046.tif>
Mouse işaretçisini çizdiğiniz bölgelerin üzarine
sürüklediğiniz zaman FP Editörün alt çerçevesinde bağlantı kurulmuş sayfanın adını
görebilirsiniz. İsterseniz, klavyede CTRL tuşunu tutarak bölgelerinizi
tıklarsanız, bağlantıyı sayfaya gidebilirsiniz.
Sitemizin giderek “usta işi” halini aldığını görüyorsunuz,
değil mi?
Ses ve Video
Web sayfalarımızı zenginleştiren unsurlar arasında
sayabileceğimiz ses ve videonun sitenin ve sayfanın genel içeriğine uygun
olmaması halinde, ziyaretçileri en şaşırtan unsur olması da mümkündür. Ayrıca
müzik ve video eserlerinin de telif hakkı bulunduğunu unutmamak gerekir.
Sayfalara ses yerleştirmek
FrontPage, en sık kullanılan MIDI, AU, WAV biçimleri dahil
bir çok farklı ses dosyası türünü tanır ve kullanabilir. Ancak
ziyaretçilerinizin Internet programları, sizin kullanacağınız bütün dosya
biçimlerini tanımayabilir. Bu sebeple, bu üç ortak biçimdeki dosyaları
kullanmalısınız. Ses dosyaları da grafik dosyaları gibi sıkıştırılabilir.
Microsoft Active Media teknolojisi ile üretilecek projeler ve Real Audio (RA)
bunlar arasında sayılabilir.
Web sayfasında ses dosyası, bir bağlantı olarak konulabilir;
ziyaretçi bu bağlantıyı tıkladığı zaman Browser’ı bağlantılı ses dosyasını
indirerek, çalacaktır. Amatör fotoğrafçılık sitemize fotoğrafçılık dersleri ile
ilgili bir bölüm koyar ve bölüme “Ders 1,” “Ders 2” şeklinde ses dosyaları
bağlantıları yaparsak, ziyaretçinin bu bağlantılardan birini tıklaması halinde,
Browser programının bağlantılı ses icra programı devreye sokarak, ziyaretçinin
ses dosyalarını dinlemesini sağlayacaktır.
Bunun dışında ses unsurundan arka-plan unsuru olarak da
yararlanabiliriz. Bu durumda ses dosyası, içinde bulunduğu sayfa ile birlikte
ziyaretçiye aktarılar ve sizin vereceğiniz ölçülere göre ya bir kere ya da
sayfa açık olduğu sürece biteviye çalınır. Ziyaretçi, Netscape browser
kullanıyorsa ve gerekli plug-in denilen ek programları kurmamışsa, arka-plan
seslerini duyması mümkün olmayabilir.
Sitemiz, amatör de olsa fotoğrafçılıkla ilgili olduğuna
göre, sayfalarımız açıldığı zaman bir fotoğraf makinasının deklanşör sesi
duyulması, fena olmayabilir. Ana sayfamıza söyle bir ses ekleyerek, alıştırma
yapabiliriz. Bunun için bize bir fotoğraf makinası deklanşör sesi içeren ses
dosyası gerekiyor. Bilgisayarınızda ses kartı varsa (aslında ses kartı olmayan
bilgisayar kalmı mı, diye sormak gerekir!) ve ses kartına bir mikrofon bağlı
ise, istediğimiz sesi kaydedebiliriz. Filanca şarkıcının şarkısını müzik
setinde çalıp, bu sesi kaydedersek, telif hakkı bize ait bir ses elde etmiş
olmayız, ama kendi fotoğraf makinamızın çıkarttığı sesi kaydedersek, bunun
telif hakkı bize ait olur. Bu sesi diyelim ki sabit diskimize “deklansor.wav”
adıyla kaydettik. (Bu dosyayı PC World sitesinde bulabilirsiniz, veya alıştırma
maksadıyla Windows’un kendi ses dosyalarından herhangi birini
kullanabilirsiniz.)
FP Explorer’da Navigation görünümünde, Ana Sayfa’yı iki kere
tıklayalım. Sayfamız FP Editör’de açıldığında herhangi bir boş yeri sağ
tıklayarak, açılacak menüden Page Properties (Sayfa Özellikleri) maddesini
seçelim. Açılacak kutunun birinci sekmesinde (General), “Background Sound”
(Arka-plan sesi) başlıklı bölüme dikkat edin. Location (Mahal) kutusu boş, ve
yanında Browse (Gözat) düğmesi var. Bu düğmeyi tıklayarak, ses dosyasının
bulunduğu klasöre gidin ve dosyayı seçin. OK düğmesini tıklayarak Sayfa
Özellikleri kutusuna geri döndüğünüzde, Location hanesinde seçtiğiniz dosyanın
adının yazılı olduğunu göreceksiniz. Merak etmeyin, sayfayı ilk kaydettiğinde
ve siteyi güncelleştirdiğinde FP bu dosyayı Web klasörüne koplayalayacaktır:
<FP00047.tif>
Bu kutuda Loop (döngü) hanesini görüyorsunuz. Buraya
yazacağınız sayı, sayfa ziyaretçinin bilgisayarında görüntülendiğinde arka-plan
ses dosyasının kaç kere çalınacağını gösterir. Bu kutuya 9999’a kadar bir rakam
yapabilirsiniz; veya yandaki Forever (Sonsuz) kutusuna bir işaret koyarak
sürekli çalınmasını sağlayabilirsiniz.
Sayfanıza arka-plan sesi yerleştirdikten sonra FP Editör’de
Preview (Önizleme) sekmesine giderek, sesi dinleyebilirsiniz. Eğer ses sizin
bile sinirinize dokunuyorsa, Normal sekmesinde sesi koyarken izlediğiniz yolu
izleyip, Location hanesindeki dosya adını silmeniz, sesi kaldırmanız için
yeter.
Sayfalara video yerleştirmek
Sayfanıza ses dosyası koymak, sayfanızı yeterince
televizyona çevirmedi ise, bir de video koymaya ne dersiniz? Buna geçmeden
dijital video konusuna kısaca değinelim.
Televizyonda izlediğiniz, televizyondan ya da kameradan
kasete kaydettiğiniz, kasette kayıtlı olup da VCR/VTR aracılığıyla oynattığınız
video, analog şekilde kaydedilmiştir. Analog video kaydının özel bir aygıt
yardımıyla bilgisayarın sabit diskine aktarılmasına videonun dijitale çevrilmesi
veya dijitalize edilmesi denir. Günümüzde doğrudan bilgisayara (veya
bilgisayarın okuyabildiği bir ara ortama) kayıt yapabilen dijital video
kameralar vardır. Dijital video da grafik ve ses gibi bir çok biçimde
kaydedilebilir. Microsoft’un Windows için geliştirdiği dijital video biçimine
AVI (Audio/Visual Interleaved) denir. Daha başka dijital video kayıt ve
sıkıştırma biçimi de vardır. FP, AVI dosyalarını okuyabilir. Ayrıca AVI, Web
Browserlar arasında da en yaygın tanınanıdır. Intel Firmasının Indeo Video,
Apple Firmasının QuickTime ve Microsoft Firmasının Active Media video
teknolojileri, RealAudio-Video firmasının RA sıkıştırma yöntemi,
Internet’te ücretsiz ve telif hakkından vazgeçilmiş video
dosyalar bulunabilir. Fakat herhangi bir sinema filminin bir bölümünü bile
dijitale çevirip, sitenize koyamazsınız. Film yapımcıları telif haklarını
koruma işini çok ciddiye alırlar! Yeni ve giderek ucuzlayan dijital video
kameraları ile kendi filminizi kendiniz çekip, sitenize koyarsanız, buna kimse
bir şey diyemez! Fakat alıştırma maksadıyla PC World’ün CD Magazin’indeki
herhangi bir AVI dosyasını kullanabilirsiniz. PC World sitesinde bu kitapçıkla
ilgili dosyalar arasında Test.avi adlı bir örnek dosya bulacaksınız.
Web sitesinde video ile ilgili son uyarımız, video
dosyalarının çok büyük yer tutması ve dolayısıyla ziyaretçinizin bilgisayarına
indirilmesinin çok uzun zaman almasıdır. 800 KB’dan büyük video dosyalarına
sitenizde yer vermemeniz gerekir.
Şimdi bir örnek uygulama yapalım. Web sitemizin Navigation
görünümünde Yeni Teçhizat sayfasını iki kere tıklayın; açılan sayfada metin
imlecinin bulunduğu yeri değiştirmeden, Insert/Ekle menüsünden Active Elements
(Hareketli Unsurlar) maddesini, onun alt menüsünden de Video maddesini seçin.
Sabit diskte dosya bulma düğmesini tıklayarak, video dosyasının bulunduğu yere
gidin. Aradığınız videoyu bularak, ve OK’i tıklayarak, sayfaya geri dönün. FP,
seçtiğini videonun birinci karesini görüntüleyecektir. Preview sekmesini
tıklarsanız, videoyu izleyebilirsiniz.
Sayfanıza koyduğunuz videonun nasıl gösterileceğini
denetlemeniz mümkündür. Halâ Preview sekmesinde iseniz Normal’i tıklayın ve
video kutusunu sağ-tıklayarak açılacak menüden Image Properties maddesini
seçin. Açılacak kutuda ikinci sekme olan Video’da sayfanızdaki videonun nasıl
görüntüleneceğine ilişkin kontrolleri göreceksiniz:
<FP00048.tif>
Video Source (Video kaynağı) olarak dosyanızın adı yazılı
olacaktır. Hemen altında, ziyaretçinizin Browser ekranında bu videonun
oynatılması ve durdurulmasına ilişkin kontrol düğmelerinin görüntülenip
görüntülenmemesini sağlayan “Show Controls in Browser” (Browser’da Kontrolleri
Göster) kutusunu görüyorsunuz. Bu kutuya işaret koyarsanız, ziyaretçi videoyu
istediği zaman oynatabilir, istediği zaman durdurabilir. Çok uzun ve özellikle
eğitim-öğretim amacıyla verdiğini videolarda ziyaretçiye kontrol imkanı vermek
gerekir. Videonun ne zaman gösterileceğini belirleyen iki kontrol göreceksiniz.
“On File Open” (Dosya açılınca) maddesini işaretlerseniz, sayfanız ziyaretçinin
bilgisayarına indirildiği anda video oynayacaktır. “On Mouse Over” (Mouse
üstüneyken) maddesi ise ziyaretçinin Mouse işaretçisini videonun üzerine
sürüklediği zaman videonun gösterilmesi sağlar. Bu maddeyi seçerseniz,
ziyaretçi Mouse işaretçisini uzaklaştırdığı anda video durur; işaretçiyi
videonun üzerine getirdiği anda video baştan başlar. Eğitim-öğretim amaçlı
videoda bunu yapmak doğru olmaz.
Hover Düğmesi ile Video ve Ses
Sayfalarınıza video (veya ses) dosyalarını Hover düğmesi
olarak da yerleştirebilirsiniz. İngilizce “üzerinden geçmek, üzerinden uzmak,
üzerinde dolaşmak” gibi bir anlama sahip olan bu kelimele nitelenen düğme, FP
tarafından Java programcığı vasıtasıyla çalıştırılan bir dinamik HTML (DHTML)
uygulamasıdır. Java programını ve bu programın gerektirdiği parametreleri FP
kendisi oluşturacaktır.
Web sitemizin Navigation görünümünde Yeni Teçhizat sayfasını
tekrar iki kere tıklayın; açılan sayfa biraz önce koyduğunuz videoyu tıklayın
ve klavyede Delete tuşuna basın. İmlecinin bulunduğu yere örneğin “Bu video ile
netlik ayarı yapmak için gerekli bilgiler verilmektedir.” Yazın ve iki kere
Erter’a basın. Sonra, “Netlik ayarları fotoğraf makinalarında ve objektiflerde
farklı konumlarda bulunabilir” yazın. İmleci iki paragraf arasındaki boşluğa
getirin ve Insert/Ekle menüsünden Active Elements (Hareketli Unsurlar)
maddesini, onun alt menüsünden de Hover Button maddesini seçin. “Button Text”
(Düğme metni) kutusundaki “Button text” kelimelerini silip yerine Video yazın.
“Link to” kutusunun sağındaki Browse düğmesini tıklayarak, düğmenin kontrol
edeceği video dosyasını bulun (Bizim örneğimizde Test.avi dosyası). Hover
Button kutusunda ziyaretçinin tıklayarak videoyu açacağı ve içinde “Video”
kelimesinin bulunacağı dinamik düğmnin diğre bazı özelliklerini de göreceksiniz.
Düğmenin asıl rengi, ziyaretçi Mouse işaretçisini düğmenin üzerine getirdiği
zaman düğmede ulaşacak etki (Effect) ve bu sırada düğmenin alacağı farklı renk
gibi özellikleri buradan ayarlayabilirsiniz. FP, etki olarak düğmenin ortasında
bir alanın parlaması şeklindeki Glow (Parla) etkisini seçecektir. İsterseniz bu
etkiyi ve renkleri değiştirebilirsiniz. Bu kutuda işiniz bittiği zaman OK’i
tıklayın. Bu suretle oluşturduğunuz düğme, ziyaretçinin Browser’ında üzerine
Mouse işaretçisi geldiği zaman tıklandığında bir başka eylem olacağı veya bir
başka bağlantının sağlanacağı belirtisi olarak şekil değiştirerek ziyaretçinin
dikkatini çekecektir. Mouse işaretçisi bu düğmenin üzerinde olduğu sırada,
Browser perceresinin alt çerçevesinde, “test.avi” dosya adı okunacaktır.
<FP00049.tif>
Bir videoyu sayfanıza bir Hover düğmesi yardımıyla
koyarsanız, bu düğme tıklandığında video ziyaretçinin bilgisayarına sayfadan
ayrı olarak indirilir ve Browser programının bağlı olduğu aracı program (Real
Player, MS Media Player, vs.) aracılığıyla gösterilir. Bu aracı programın
penceresi, Browser’dan bağımsız ve sizin videonuz yüklenmiş olarak, ziyaretçi
tarafından kapatılıncaya kadar açık kalır. Eğitim-öğretim veya gösteri amacıyla
ziyaretçilerinize göstermek istediğiniz videoları sayfanıza Hover düğmesi
yardımıyla koymanın daha uygun olduğu bir çok durum düşünebilirsiniz.
Internet’te herşey, siteden ziyaretçinin bilgisayarına
doğrudur. Ya da öyle görünür. Gerçekte bir Browser, bir site ile bağlantı
kurduğu anda, siteden aldığı kadar olmasa bile belirli bir miktarda, o da
siteye, ya da sitenin bulunduğu Web Server’a bilgi verir. Form, Browser’dan
Server’a, daha doğru ifadesiyle ziyaretçiden site sahibine bilgi akışını bir
şekle bağlar; bu bilgileri kullanılır hale getirir.
Site sahibi olarak ziyaretçilerinizden bazen bir konuk
defterini doldurmasını, sitenizle ilgili görüşlerini ve düşüncelerini size
bildirmesini istersiniz; bazen sitenize girebilmek için ziyaretçi adını ve
şifresi yazmak zorundadır. Bütün bu ziyaretçiden site sahibi olarak size doğru
akacak bilgiler, form arıcılığıyla siteye ulaşır.
Form ile siteye (siteye evsahipliği yapan Web Server’a)
gelen bilgilerin bir program tarafından karşılanıp, işlenmesi gerekir.
FrontPage piyasaya sürülünceye kadar Web Server programları CGI işlemleri için
Perl ve benzeri dillerle yazılmış, ek programları yardıma çağırırlardı. CGI ve
işlevlerine daha önce değinmiştik. Şimdi bir form yapacağız ve bu formla ilgili
bilgileri nasıl işlemesini istediğimizi FP’e bildireceğiz. FrontPage, sitemizi
daha sonra kendisiyle uyumlu bir Server’a ev sahipliği yapması için verirken,
bu talimatlarımızı Server’a aynen aktaracaktır.
Örnek sitemizde FP bizim için bir değil, bir kaç form
oluşturdu. Fakat bu önemli konuyu daha iyi kavrayabilmek için, biz kendi
formumuzu tamamen sıfırdan inşa edelim. Önce FP Explorer’da Navigation
görünümünde, “Öneriler Tartisma Sorular ve Cevaplar” sayfasının adını kısaltıp
Öneriler yapın; bu sayfanın dosya adını da Oneriler.htm olarak düzeltin. Bu
sayfaya bağlı üç sayfadan Öneriler sayfasının adını Görüşleriniz; HTML
dosyasının adını Gorusform.htm olarak değiştirin. Yeni Görüşler sayfasını iki
kere tıklayın ve Editör’de açıldığında sayfanın içinde göreceğiniz “Use the
form..” diye başlayan metni ve altındaki form unsurlarının tümünü tarayıp,
klavyede Delete tuşuna basarak silin. Silemediğiniz unsur kalırsa, sayfanın
altındaki HTML sekmesini tıklayarak, açılacak sayfada
<FORM>...</FORM> etiketlerinin arasında kalan herşeyi, etiketler
dahil, silin. Normal sekmesini tıklayarak sayfaya geri döndüğünüzde eski
formdan hiç bir iz kalmayacaktır. Şimdi, sıfırdan bir form inşa edebiliriz.
Formun Unsurları
Internet’te bir çok sitede gördüğünüz gibi, formlarda
genellikle metin girmeye mahsus kutular, seçme yapmaya yarayan, adına radyo
düğmesi denen ve içine bir nokta konan seçenek maddeleri, yine tercih
belirtmekte kullandığınız fakat içine çarpı işareti konan kutular, yanındaki
seçme okunu tıkladığınızda açılan ve içinde tercih etmeniz için çeşitli
seçenekler bulunan listeler, ve nihayet bu formu göndermeye veya içindeki
silmeye yarayan düğmeler bulunur. Şimdi örnek formumuzda “Form Field” (Form
alanı) denen bu unsurların hepsini kullanalım.
Metin imlecinin durduğu yere şu kısa sunuş paragrafını
yazabilirsiniz:
“Görüşleriniz benim için çok önemli
Sitemi ziyaret ettiğiniz ve görüşlerinizi benimle paylaşmak
istediğiniz için teşekkür ederim. Bu formu doldurarak eleştirilerinizi veya
arzularınızı bana iletebilirsiniz. Sitemde yayınlanmasını arzu ettikleriniz
dışında, vereceğiniz bilgileri hiç bir kişi veya kuruluşla paylaşmayacağımı
bildirir, saygılar sunarım.”
“..sunarım.” kelimesinden sonra klavyede Enter’a basın ve imleç yeni
paragrafın başında iken Insert/Ekle menüsünden Form Field’i, onun açacağı
menüden de “One-line Text Box” (Tak satırlık metin kutusu) maddesini seçin. Bu
maddeyi tıkladığınız anda, boş paragrafın altında, kesik çizgili bir kutu
içinde boş bir metin kutusu ile iki düğme belirecektir. Kesik çizlgili kutu,
sayfanızdaki formun tümünü kapsayan alandır; bunun içinde de şimdilik üç form
alanı bulunuyor. Her form, en az bir (Gönder), genellikle iki (Gönder ve Sil)
komutu içermelidir. Formun içine komut düğmesi koymayabilirsiniz; ama o zaman
ziyaretçi bu forma yazacağı şeyleri veya yapacağı tercihleri size (sitenize, sitenizin
ev sahibi Web Server’a) ulaştıramaz. Gönder düğmesi (üzerinde ne yazarsa
yazsın) formdaki bilgileri göndermeye yarar; yine üzerinde ne yazarsa yazsın
Sil düğmesi ise ziyaretçinize formu yeniden doldurması için bir kolaylık
sağlar. Formunuza Sil düğmesi koymazsanız, ziyaretçi yanlış yazdığı şeyler tek
tek düzeltmek zorunda kalacaktır. FP, bir form alanı açtığınız ve içine bir
metin kutusu koyduğunuz anda, bu formun size ulaştırılması için bir Gönder
(Submit) ve bir de Sil (Reset) düğmesi koyarak, formunuza işlevsellik
kazandırmış oldu.
Form alanının içini tıklar ve klavyede sağ-sol, aşağı-yukarı
tuşlarına basarsanız, imlecin form alanı içinde hareket ettiğini göreceksiniz.
Bu suretle imleci, metin kutusunun soluna getirin ve (tırnak işaretlerini
yazmadan) “Adınız:” yazın ve bir boşluk verin. Sonra, sağ ok tuşuna basarak,
imleci metin kutusunun sağına geçirin ve klavyede Shift tuşunu tutarak Enter’a
basın. Böylece imleci tam bir paragraf boşluğu vermeden aşağı satıra değil,
sadece bir satır aşağı geçirmiş olursunuz. Şimdi “Soyadınız:” yazın ve bir
boşluk verdikten sonra, Insert menüsü yoluyla bir tek satırlık metin kutusu
daha girin. Bu kutunun da sağında Shift+Enter’a basın. Fakat iki metin kutusu
tam alt alta gelmedi! “Adınız:” kelimesinden sonra bir kaç boşluk vermeyi
deneyin. Form tasarımının en güç tarafı kutuların etiketlerini (Adınız,
Soyadınız gibi kelimeleri) ve bunların metin kutularını hizalamaktır. Siz kendi
ekranınızda bu hizalamayı başarsanız bile, ziyaretçinizin Browser programının
kullandığı varsayılan harflere göre, form unsurlarınızın hizası yine
bozulabilir. Yol yakınken, böyle boşluklarla hiza tutturma yerine, tablodan
iskelet unsuru olarak yararlanma yoluna gidelim.
Metin imlecini, “Adınız:” kelimesinin tam soluna getirin ve
Table (Tablo) menüsünden Insert Table (Tablo ekle) maddesini seçin ve açılan
kutuda Rows (Sıralar) hanesine 15, Columns (Sütunlar) hanesine de 2 yazın.
Layout (Konum) ayarlarını değiştirmeden, Width (Genişlik) hanesindeki 100
rakamını 95 olarak değiştirin. OK’i tıkladığınızda Form’un içinde bir tablo
belirecektir. Tablonun altındaki metin kutuları ile “Adınız:” ve “Soyadınız:”
kelimelerini silin. Düğmeler kalsın. Şimdi sırasıyla şu işleri yapabilirsiniz
(tırnak içinde gösterilen yazıları yazarken tırnak işaretini yazmayacaksınız):
1. Birinci sıra-birinci sütuna “Adınız:” yazın;
2. İkinci sıra-birinci sütuna “Soyadınız:” yazın;
3. Üçüncü sıra-birinci sütuna “E-Adresiniz:” yazın;
4. Dördüncü sıradaki iki kutuyu birleştirin (iki kutuyu
birden tarayın; herhangi birini sağ-tıklayın, açılacak menüden Merge Cells
(Hücreleri birleştir) maddesini seçin. Sonra bu ku ktunun içine “Amatör
fotoğrafçı mısınız?” yazın;
5. Altıncı sıradaki iki kutuyu birleştirin ve bu kutuya
“Sitemden yararlandınız mı?” yazın;
6. Sekizinci sıradaki iki kutuyu birleştirin ve bu kutuya
“Beğendiğiniz fotoğraflar:” yazın;
7. 10’ncu sıradaki iki kutuyu birleştirin ve kutuya
“Duyurmak istediğiniz bir sergi ve gösteri varsa, aşağıdaki kutuya
yazabilirsiniz:” yazın;
8. 12’nci sıradaki iki kutuyu birleştirin ve bu kutuya
“Fotoğraflarımla ilgili eleştirilerinizi belirtmek isterseniz, aşağadaki kutuya
yazabilirsiniz:” yazın;
9. Üzerinde “Submit” yazılı düğmeyi tıklayın ve Mouse
işaretçisiyle tutarak, 15’nci sırada birinci sütundaki kutunun içine bırakın.
Aynı şekilde üzerinde “Reset” yazılı düğmeyi, aynı sırada ikinci sütuna
taşıyın;
10. Birinci sırada ikinci sütunu tıklayın; Insert/Form
Field/One-line Text Field’i seçin; aynı şekilde ikinci sırada, ikinci sütuna ve
üçüncü sırada ikinci sütuna tek satırlık metin kutusu koyun;
11. Beşinci sırada ikinci sütunu tıklayın; Insert/Form
Field/Check Box (İşaret kutusu) maddesini seçin. Hücrede kare şeklinde kutu
belirince, bir aralık verin ve “Evet” yazın; aynı yolla ikinci bir İşaret
Kutusu ekleyin ve onun yanına “Hayır” yazın.
12. Yedinci sırada ikinci sütunu tıklayın; Insert/Form
Field/Radio Button (Radyo düğmesi) maddesini seçin. Hücrede içi boş küçük daire
belirince, bir aralık verin ve “Evet” yazın; aynı yolla ikinci bir Radyo
Düğmesi ekleyin, yanına “Hayır”; üçüncü bir radyo düğmesi ekleyin ve yarına
“Kısmen” yazın;
13. Dokuzuncu sırada ikinci sütunu tıklayın; Insert/Form
Field/DropDown Menu (Açılan menü) maddesini seçin. Hücrede solunda seçme oku
olan bir kutu belirince, bu kutuyu sağ-tıklayın ve açılacak menüden Form Field
Properties (Form Alanı Özellikleri) maddesini seçin. DropDown Menu Properties
kutusunda, sağdaki Add (ekle) düğmesini tıklayın; açılacak kutuda Choice
(Tercih) hanesine “Bir tercih yapın” yazın; Specify Value: (Bir değer belirt)
kutusuna işaret koyun ve bu satırın altındaki haneye “Tercih yok” yazın; OK’i
tıklayın. Tekrar Add’i tıklayın, Choice olarak “Hiçbirini,” yazın; Value
kutusuna işaret koyduğunuzda Value hanesinde “Hiçbirini” kelimesi belirecektir.
OK’i tıklayın. Aynı yöntemle Doğa, Gezi, Portre ve Diğer seçeneklerini ve
değerlerini girin. Properties kutusunun Height (Yükseklik) hanesine 1 yazın.
“Allow multiple selections” (Çok tercihe izin ver) sorunun karşısında No
(Hayır) seçeneğinin işaretli olmasına dikkat edin; ve kutunun OK düğmesini tıklayın.
14. Önce 11’nci, sonra 13’ncü sıradaki iki hücreyi
birleştirin ve bu hücrelere Insert/Form Field/Scrolling Text Box (Kaydırılan
metin kutusu) ekleyin. Kutu belirince, sağ ve altındaki tutamakları kaydırarak,
ebadını genişletin.
Formunuzun oluşturulması bitti; fakat görünümle ilgili bir
kaç iş daha yapılabilir. Örneğin, önce tablonuzun çerçevelerini kaldırın
(Herhangi bir hücreyi sağ tıklayın ve açılacak menüden Table Properties’i
seçin; Border Size’ı sıfır yapın), sonra tablonun hücreleri sağ tıklayarak ve
açılacak menüden Cell Properties (Hücre Özellikleri) maddesini seçerek hücrenin
içindeki unsurun zevkinize göre ortada, solda veya sağda olmasını sağlayın.
<FP00050.tif>
Alanlar ve Değerler
Sıra geldi, ziyaretçilerin bu formla sitenize (sitenize ev sahipliği
yapan Server’a) göndereceği bilgilerin kullanışlı hale getirilmesine. Forma
koyduğunuz bütün alanların (işaret kutuları, radyo düğmeleri, seçmeli liste
unsurları ve metin kutuları) bir değeri vardır, ve bu değer Server’a bir ad
altında gönderilecektir. Bu ad ve değer çifti size ya bir metin dosyasına
eklenerek ya da bir elektronik mektup ulaştırılacaktır; bu bilgiler elinize
geldiği zaman anlamlı olması gerekir. T1=Ali veya T2=Veli pek anlamlı sayılmaz;
Adı=Ali, Soyadı=Veli ise çok daha kullanışlı bilgidir. Aynı şekilde R1=V2
yerine “Yararlı=Hayır” çok daha anlamlı olur. Bunu, beğenilen fotoğraf türleri
sorusunun cevabı olan seçenek listesinde kısmen yaptık; seçeneklere uygun
değerler verdik, Şimdi Insert yoluyla formunuza eklediğiniz alanları sırasında
sağ tıklayarak ve Form Field Properties maddesini seçerek yapalım.
1. Adınız’ın karşısındaki metin kutusunun Name/Adı hanesine
“Ad” yazın. Bu kutudaki Tab Order hanesine 1 yazın. (Tab Order/Sekme sırası,
ziyaretçinin formun haneleri arasında klavyesindeki sekme tuşuna basarak
ilerlemesi halinde hangi kutudan hangi kutuya gideceğini belirler.) Sonra OK’i
tıklayın.
2. Soyadınız’ın karşısındaki metin kutusunun Name/Adı
hanesine “Soyad” yazın. Tab Order, 2 olacak.
3. E-adresiniz’in karşısındaki metin kutusunun Name/Adı
hanesine “Eadres” yazın. Tab Order, 3 olacak.
4. “Amatör Fotoğrafçı mısınız?” “Sitemden yararlandınız mı?”
ve “Beğendiğiniz fotoğraflar?” sorularına istediğimiz cevaplarda olduğu gibi,
ziyaretçinin tercih yapacağı durumlarda bize ulaşacak bilginin adı ile tercih
edilen seçeneğin değeri birleştirilecektir. Bu sebeple, bu soruların cevapları
olacak seçeneklerin hepsini adı aynı olmalıdır. Buna göre, Amatör fotoğrafçı
mısınız?” sorusunun cevap şıklarından olan Evet’in önündeki kutuyu sağ tıklayın;
açılacak menüden Form Field Properties’i seçin ve Name/Adı hanesine “Amator”
yazın. (Bu kelimeyi ne tür bir Browser’ın Server’a yollayacağını ve Server’ın
ne tür bir sistemde çalışacağını bilmiyoruz. Browser ve Server’ın Türkçe’yi
desteklemeyeceği ihtimalini dikkate alarak, sistem değişkeni olacak bu kelimeyi
Türkçe yazmaktan kaçındık!) Value/Değer
hanesine “evet” yazın. Tab Order, 4 olacak. Hayır kutusu sağ-tıklayın; açılacak
menüden Form Field Properties’i seçin ve Name/Adı hanesine yine “Amator”; Value/Değer
hanesine “hayir” yazın (yine Türkçe harften kaçındık); Tab Order’ı 5 yapın.
Şimdi, ziyaretçi Evet’i de işaretlese, Hayır’ı da işaretlese, Browser, Server’a
aynı bu kutuların değerlerini aynı ad’la gönderecektir. (Dikkat: “Amator”
kelimesini her iki kutuda da aynı şekilde yazın!)
5. Bu işlemin benzerini, “Sitemden yararlandınız mı?”
sorusunun karşılıklarına da yapacağız. Burada Name/Adı hanesine “Yarar” ve
Value/Değer hanesine her üçü için sırasıyla “evet,” “hayir” ve “kismen”
yazacağız. (Dikkat: “Yarar” kelimesini bazı kutularda büyük harfle, bazılarında
küçük harfle yazmayın!) Evet’in sekme sırası 6, Hayır’ın 7 ve Kısmen’in 8
olacak.
6. “Beğendiğiniz fotoğraflar” sorusunun cevap seçenekleri
kutusunu sağ tıklayın; açılacak menüden Form Field Properties’i seçin ve
Name/Adı hanesine “Begeni” yazın. Bu kutunun Valu/Değer bölümünü daha önce
doldurmuştuk. Tab Order, 9 olacak.
7. Duyurulmak istenen olaylarla ilgili metin kutusunun adını
“Duyuru,” sekme sırasını 10 yapın.
8. Eleştiri metin kutusunun adını “Elestiri,” sekme sırasını
11 yapın,
9. Submit düğmesinin adını “Gonder,” Value/Label
(Değer/Etiket) hanesini “Gönder” ve sekme sırasını 12 yapın.
10. Reset düğmesinin adını “Sil,” Value/Label hanesini “Sil”
(kelimenin önüne ve arkasına üç boşluk koyun!) ve sekme sırasını 13 yapın.
Form Bilgilerini İşleme
Formun bilgi alıp-verme işinin teknik bölümünü artık
sonuçlandırabiliriz. Bunun için formun bir yerini sağ tıklayın; açılacak
menüden Form Properties (Form Özellikleri) maddesini seçin:
<FP00051.tif>
FrontPage, sitenizi FrontPage Extensions yüklenmiş bir
Server’da ziyaretçilerinize açacağınızı
varsayarak, formla elde edeceğiniz bilgilerin tabi tutulacağı işlemleri FP
Extensions’a göre belirliyor. Ancak arzu ederseniz, FP, formunuzun sağlayacağı
bilgileri, özel bir programa, CGI programına, Active Server Pages teknolojisi
ile çalışan bir programa veya Netscape Server API denen bilgi işlem araçlarına
da gönderebilir. Burada FP Extensions üzerinde duralım.
FrontPage Extensions (FPE) adı verilen ve Server’da çalışan
programcıklar, bir ziyaretçinin Browser’ın Server’a bilgi akışı olduğu zaman
(ziyaretçi formdaki Gönder düğmesini tıkladığı zaman) bir kaç iş yapabilirler.
Kısaca bu işlemlere değinelim:
1. FPE, önce, ziyaretçinin formu doğru doldurup
doldurmadığını denetler. Form Field Properties kutularında gördüğümüz
Validation düğmesi ile açabileceğini denetleme ve doğrulama kutularında bu
alana örneğin sadece harf veya sadece rakam yazılmasını, yazılacak metnin
belirli bir harf toplamını, yazılacak rakamın belirli bir büyüklüğü geçmemesini sağlayabilirsiniz. Formda boş
bırakılmasını arzu etmediğiniz alan varsa, bunu belirtebilirsiniz. FPE, formun
Validation/Doğrulama şartlarını uygun olup olmadığını denetledikten sonra, uygunsuzluk
bulursa, ziyaretçiyi sizin vereceğiniz bir metni Browser’ına göndererek uyarır.
(Bu metnin HTML koduyla yazılmış olması gerekir.) Bu denetleme işlemini
sitenizin güvenliğini arttırmak için kullanabilirsiniz. Örneğin bazı kötü
niyetli kişilerin elektronik posta adresi olarak bazı işletme sistemlerinde
çalışan Web Serverların anlayacağı dilden komut kelimeleri gönderdikleri
bilinir. Mesela içinde boşluk olan elektronik adresi reddetmek adresin
doğruluğunu sağlamak için de iyi olur.
2. FPE, form doğru doldurulmuşsa, ziyaretçinize sizin belirleyeceğiniz
bir teşekkür mesajı gönderebilir. (Bu metnin de HTML koduyla yazılmış olması
gerekir.)
3. FPE, doğru bir form bilgisinin kendisine ulaştığını
farkedince formla Server’a gelen bilgileri, ya kendisi basit kayıt işlemine
tabi tutar, ya yine kendisine ait Tartışma Grubu İşlemcisine aktarır, ya da bir
başka programa devreder. Bu bilgilerin FPE tarafından basit kayıt işlemine tabi
tutulacaksa, başlıca iki işlem yapılır: bu bilgiler bir veya iki metin
dosyasına eklenir; ve/veya bir
elektronik posta adresine gönderilir. Bu işlemlerden hangisinin yapılmasını
istiyorsanız, bunu Form Properties kutusundaki ayarlarla belirtirsiniz. Bu
işlemlerden hangisini seçeceğinizi bilmiyorsanız, kutudaki ayarlara dokunmayın.
Form bilgisi işlemleri göründüğü kadar karışık değildir. Bir
kere FP, bu bilgileri ziyaretçilerin giremeyeceği, sadece Server’ı işletenlerle
Site sahibi olarak sizin ulaşabileceğiniz “_private” adlı bir klasör
oluşturacaktır. Bu klasöre, FP Editör’ü kullanarak, “Teşekkür ederim..
Formunuzu aldım.. Gerekeni yapacağız..” anlamında bir içeriği bulunan ve adı
tesekkur.htm olan; “Formun doldurulmasında hata var. Lütfen tekrar doldurun”
gibi bir cümle içeren, ziyaretçiye forma geri dönmesini sağlayan bir bağlantı
veren ve adı hata.htm olan iki dosya kaydedin. Form Properties kutusunda
Options/Seçenekler düğmesini tıklayarak açacağınız kutuda bu dosyalara bağlantı
sağlayın:
<FP00052.tif>
Options kutusunda dört sekme göreceksiniz. Birinci sekmede
formdan gelen bilgilerin kaydedileceği dosya ile ilgili ayrıntılar bulunur. Bu
dosyanın düz yazı, Web sayfası veya herhangi bir veritabanı biçiminde olmasını
buradan sağlayabilirsiniz. Ayrıca formdaki alan adlarının alan değerleri ile
birlikte kaydedilip edilmeyeceği sonuçların dosyanın baş tarafına mı, sonuna mı
ekleneceği gibi ayrıntıları da burada göreceksiniz. Form bilgilerini iki ayrı
dosyaya kaydettirmek istiyorsanız, bunu da burada belirteceksiniz. Form
sonuçlarının bir elektronik adrese elektronik posta olarak gönderilmesini de
istiyorsanız, bunun ayrıntılarını ikinci sekmede belirtebilirsiniz. Alıcı
elektronik posta adresi, formun oluşturacağı mesajlara verilecek ortak konu
adı, mesaja nelerin dahil edileceği gibi unsurlar bu sekmededir. Üçüncü sekme
olan Confirmation/Onaylama bölümünde ise hatalı ve doğru formlara gönderilecek
karşılık sayfaların adlarını belirtebilirsiniz. Formunuzun herhangi bir
alanında Validation kuralı yoksa, bu sekmedeki ikinci bölüm etkin olmaz. Ve
nihayet dördüncü sekme olan “Saved Fields” (Kaydedilecek alanlar) bölümünde
formun hangi alanlarının kayıtlara geçirilmesini istediğinizi belirtmeniz
mümkündür. Bu son sekmede ikinci bölümde, formda olmayan ama her Browser’ın
formla birlikte Server’a otomatik olarak gönderdiği saat, tarih, ziyaretçinin
bilgisayarının adı, ziyaretçinin adı ve kullandığı Browser’ın türü gibi
bilgileri de kaydettirme imkanınız vardır.
Arama Formu
FP, sadece ziyaretçilerinizin dolduracağı formlar
oluşturmakla kalmaz, fakat bir de Arama Formu (Search Form) oluşturmanız için
araç sağlar. Arama formu ile ziyaretçi formu arasındaki başlıca fark, arama
formunun FrontPage Extensions’ın bir parçası, yani bir program arayüzü
olmasıdır. Bu form ve ona bağlı program, elde edeceği sonuçları site sahibi
olarak size ulaştırmaz, ziyaretçiye gönderir.
Sayfanıza koyacağınız Arama Formu’nun işleyebilmesi için
sitenize evsahipliği yapan Server’da mutlaka FP Extensions’ın kurulu ve çalışır
olması gerekir. FPE, arama formu ile ziyaretçinin sitenize göndereceği arama
emrini icra eder ve sonuçları (hazır verilen fakat sizin istediğiniz gibi
değiştirip yeniden biçimlendirebileceğiniz) bir şablona yazarak, ziyaretçiye
gönderir.
Bu kitapçıktaki örnekleri birlikte yaptı isek,
oluşturduğunuz sitede, Ara adlı bir sayfa ve içinde (henüz değiştirmediğimiz
için) İngilizce bir metin ve arama formu var.
Sitenize, bugüne kadar çok yüksek ek ücretlerle
kazanılabilen Arama Motoru imkanını iki tıklamayla kazandırmak istiyorsanız, ya
bu sayfayı düzeltin, ya da yeni bir sayfa açıp, arama formu girin. Arama Formu,
sayfanıza Insert menüsünde Active Elements maddesinden Search Form (Arama
Fodrmu) maddesi seçilerek konulur. İster boş bir sayfaya yeni bir Arama Formu
girin ve oluşacak kutuyu sağ tıklayın; isterseniz, mevcut Ara sayfasındaki
arama formunu sağ tıklayın; açılacak menüden FrontPage Componet Properties
(FrontPage Unsuru Özellikleri) maddesini seçin ve arama moturu bağlantınızın
başlıklarını verin:
<FP00053.tif>
Bu kutunun ikinci sekmesinde değişiklik yapmak gerekmez.
Tamam’ı tıkladığınızda verdiğiniz başlıkların yer aldığı Arama Moturu
bağlantısını göreceksiniz. Arama moturunun üstüne, ziyaretçilerinize bu
bağlantının nasıl kullanıldığını anlatan bir kaç cümlelik bir açıklama notu da
yazabilirsiniz. Bu metinde anlatmak istediğiniz bilgiler, Microsoft Query
Language ile aramanın nasıl yapıldığına ilişkin olmalıdır. Query Language denen
arama dilinde, AND, girilen bütün kelimelerin birden bulunduğu metinlerin
bulunmasını; OR, girilen kelimelerin herhangi birinin bulunmasını; NOT,
kendisinden sonra gelen kelimenin bulunmamasını sağlar. “*” harfi ile baştarafı
verilen karakterleri içeren bütün kelimelerin bulunmasına imkan verir:
<FP00054.tif>
Sayfanıza koyacağınız arama formunun sonuç elde edebilmesi
ve bu sonuçları ziyaretçiye bildirebilmesi için sitenize ev sahipliği yapan
Server’da FrontPage Extensions’ın yüklü ve çalışır durumda olması gerekir.
Server’ı işleten firma veya kişi size FP Extensions’ın arama sonuçlarını
yazacağı şablonu oluşturma veya düzeltme imkanı verecektir. Fakat genel olarak
bu sayfada, sitenizde bulunan ve arama yapılan kelime veya kelimelerin içinde
geçtiği ve ziyaretçilerden gizlenmemiş olan bütün belgelerin bir listesi
bulunacak ve ziyaretçi bu listedeki bir belge adını tıkladığında belgenin
içeriği ziyaretçinin bilgisayarında görüntülenecektir.
İşte bu kadar.. Sitemizi, büyük ölçüde FrontPage’in
yardımıyla ve oldukça kolay inşa ediverdik. Fakat Internet’te herşey her zaman
planlandığı gibi yürümez. Bunun için sitemizi Internet’e koyarak, kamuoyuna
açmadan önce kendi sabit diskimizde sınamamız gerekir. Sitemizin gerçek bir
Server’da olması halinde işleyecek FrontPage Extensions programıyla yapılacak
form bilgilerini işleme ve arama işi dışında, diğer unsurlarının işlediğini,
bağlantıların gerçek hedeflerini bulduğu, ses ve video dosyalarının yerli
yerinde olduğunu sınamak zorundayız.
Bu kitapçıktaki örnekleri birlikte yaptıysak, sizin siteniz
de şu görünümü almış olmalı:
<FP00055.tif>
Navigation görünümünde sitenizin planını bu şekilde
görebilmek için boş bir yeri sağ-tıklayın ve açılacak menüden Rotate/Döndür
maddesini seçin. Sağdaki menülerle alttaki klasör ve dosya listesni
çerçevelerini sağa ve alta iterek kapatabilirsiniz.
Sitenin sınanması ve yayınlanması, bir kaç aşamadan oluşur.
Şimdi sırasıyla bu işleri yapabiliriz.
Bağlantıları Doğrulatma
Sitemizi oluşturan sayfaların kendi aralarında ve sayfaların
içinde başka sitelere çeşitli bağlantılar bulunur. Önce bu bağlantıların
geçerli ve şler vaziyette olduğunu denetmemiz gerekir. FP’in Hyperlinks
görünümünü seçerseniz, sayfalarınızın kendi aralarında ve başka yerlerle
bağlantılarını şema halinde görebilirsiniz:
<FP00056.tif>
Bu görünümde her sayfanın ana sayfaya göre konumu
gösterilir. Sayfaların üzerindeki artı işaretini tıklarsanız, o sayfadan aşağı
doğru veya başka yerlere bağlantıları da görebilirsiniz. Örneğin burada, Yeni
Filmler sayfasının Yenilikler sayfasına iki bağlantısı, Yeni Teçhizat sayfasına
ise bir bağlantısı bulunuyor.
Bağlantıları şema olarak görmek hangi sayfanın hangi sayfaya
bağlantısı olduğunu gösterir; ama bu bağlantının kopuk olup olmadığını göstermez. Bunu
sağlamak için, FP’in Tolls/Araçlan menüsünden Verify Hyperlinsk/Bağlantıları
Doğrula maddesini seçmemiz gerekir. FP, site içi bağlantıları kolayca
denetleyecektir; fakat site dışı bağlantıları, başkalarının sitelerine verdiğiniz
linkleri sınayabilmesi için, bulunduğu bilgisayarın Internet bağlantısı olması
gerekir. Bilgisayar Internet ile bağlantı kurabiliyorsa, FP, tıpkı bir Browser
gibi telefonu çevirerek, link sağladığınız bir bütün URL adreslerini kontrol
edecektir. FP içinde kopuk bağlantıları nasıl onardığımızı daha önce ele
almıştık.
Siteyi Internet’e Yerleştirme
Ve beklediğiniz az geldi; bütün emeklerinizin
karşılığını şimdi alacaksınız. Tabiî herşeyden önce, FP’in sizin kişisel Web
Server’ınızı kurduğu bilgisayarın Internet bağlantısı olması ve ISS
aracılığıyla Internet ile bağlantınız olması gerektiğini belirtmemiz gerekiyor.
Bu bağlantı ile sitenize Internet’te ev
sahipliği yapmak üzere bulduğunuz firma ile bağlantınızı karıştırmayın.
İlk derste ele aldığımız gibi, sitenin planlama
aşamasında, bulduğunuz Web Server Evsahibi firma, FrontPage uyumlu bir Server
işletiyorsa, bütün yapacağınız şey, yeni sitenizin HTTP adresini Frontpage’e
vermekten ibarettir. Sitenizin büyüklüğüne ve bağlantınızın hızına göre, siteniz
evsahibi Server’a bir kaç dakika içinde aktarılmış olacak,
Bu ana kadar bir evsahibi firma bulmadıysanız, FP’i
kapatıp; ya bilgisayar dergilerindeki ilanları karıştırmaya başlamalısınız, ya
da Internet Browser programınızı açıp, kendisine bir Web Server Hosting
(Evsahibi) firma bulmalısınız.
Bu konuda çeşitli seçenekleriniz var: evsahibi firma
ücretsiz Web sitesi alanı veren bir kurum olabilir; sitelere belirli bir ücret
karşılığı evsahipliği yapıyor olabilir. Ücretsiz site alanı verenler, sizin
sitenize koymanızı zorunlu tutacakları reklamlarla para kazanırlar. Hatta
evsahibi firmasının Server’ı, kendi reklamlarını sizin sayfalarınıza otomatik
olarak koyar; sayfanızın bütün tasarım incelikleri, bu otomasyona bir anda
kurban gider. Eğer ücretsiz site edinmekten başka çareniz yoksa, sayfalarınızı
bu reklamları dikkate alarak tasarlayabilirsiniz. Bu tür evsahibi firmalar, ne
kadar çok kişiye ücretsiz alan sağlarlarsa, kendi sitelerinin de o kadar çok
kişi tarafından ziyaret edileceğini düşünerek kendi sitelerini iyi bir reklam
aracı olarak pazarlayabilirler. Yani bu işten herkes kazançlı çıkar!
Ne var ki, bedava site alanı veren evsahipleri,
sayfalarınıza zorla reklam sokmanın yanı sıra, çoğu zaman sınırlı CGI programı
imkanı tanırlar, ve genellikle FP Extensions, Index Server ve hele elektronik
ticaret gibi gelişmiş türde hizmetleri sunmazlar. Bu tür hizmetlerden
yararlanabilmek için, ayda 30 Dolar’dan başlayan bir kira ödemek gerekebilir.
FrontPage ile site oluşturduktan sonra, ev sahibi
Web Server’da bazı imkanlar yok ve özellikle evsahibi firma sayfalarınıza
koyduğunu otomatik form işleme ve arama motorunu çalıştıracak FrontPage
Extensions imkanı sağlamıyor diye üzülmenize gerek yok. FP, yeni sitenizin
adresini arayarak Server ile ilk teması kurduğunda, Server’ın uyumlu olmadığını
anlayacak ve sitenizi otomatik yüklemekten vazgeçerek, klasik FTP (File
Transfer Protocol) yöntemine başvuracaktır.
Siteniz Internet’e açılmaya hazır durumda ise şimdi, daha
önce sitemizden sınama maksadıyla kopya aldığımız gibi File/Dosya menüsünden
Publish FrontPage Web/FrontPage Web’i Yayınla maddesini seçelim ve açılacak
kutuda More Webs (Başka Web’ler) düğmesini tıklayalım. Açılacak kutuda sitenize
ev sahipliği yapacak firmanın size verdiği HTTP adresini yazalım:
<FP00057.tif>
Bu adres “benim_sitem.ev_sahibi.com” şeklinde bir URL olmalı; fakat bu adres firmadan
firmaya değişebilir. OK’i tıkladığınızda, FP, evsahibi Server’da FP Extensions
bulunup bulunmadığını sınayacak ve varsa sitenizi kendiliğinden Server’a
kopyalayacaktır. FP, FP Extensions’ı bulamazsa, kendiliğinden Microsoft Web
Yayınlama Sihirbazı’nı çalıştırarak, sizden ek bilgiler isteyecektir. Bu
bilgiler arasında evsahibi Server firmasının size vermiş olması gereken FTP
adresi, FTP için kullanıcı adı ve şifresi ve sitenizi oluşturacak dosyaları
çıkartacağınız (upload) klasörün adı bulunur.
Bundan sonrası, sitenizi “hedef kitleye” duyurmaya kalıyor!
W/O: 166421
W/O: 145821
W: 167316
0 Yorumlar
Bizimle fikirlerinizi paylaşabilirsiniz.